YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2007/9789 2008/2664 27.02.2008 |
İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17,34,41,51 1475 S.İşK/14 |
||||
|
||||||
ÖZETİ: | emarelere dayanan ispat dolayısıyla ispat türü olduğunu, başka bir anlatımla ispat edilen civar (komşu) vakaların yasal öğelerinin gerçekleştiğini büyük bir olasılık dâhilinde gösterdiği durumlarda yargıç artık bu olaylara dayanarak hüküm verecektir. Emarelerinde " akıl yürütme açısından tutarlı, ilgili olayların hiç değilse bir kısmım açıklayıcı ve kısmen de olsa ikna edici güce sahip olmalıdır Somut olayda davacının işveren vekili S. S. sözleri üzerine ağladığı tartışmasızdır. Davalının davacı Hanife’nin aylık ücretim ve fazla çalışma ücretini de ödemediği açıktır. Davacının elinden belge alınmak istenmesi davacının savunmasını doğrulayan emaredir, işçilerin işveren yanında çalışırken tanık bulmada güçlüğü bazen karşılıklı konuşmayla iş sözleşmelerinin sona erdiği bilinmektedir. Yukarıda sözü edilen gerekçe ışığında işverenin iş sözleşmesini haksız fesih ettiği anlaşılmaktadır. Kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi gerekirken reddi hatalıdır |
|||||
DAVA :Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi M.Başbayraktar Taslan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava haksız fesinden doğan tazminat ve bir kısım isçilik alacağına yöneliktir.
Mahkemece is sözleşmesinin feshi haklı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı istekleri red, isçilik alacakları hüküm altına alınmıştır.
Karar davacı vekilince temyiz olunmuştur.
Uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinin haklı olup olmaması noktasında toplanmaktadır.
Davacı, dava dilekçesinde davalı işveren vekilinin davacının yanma gelip masaya yumrukla vurarak, "seni işten çıkardım maaşını, tazminatlarını da vermiyorum, istediğin yere başvur" diyerek iş sözleşmesinin davalı tarafça fesh edildiğini ileri sürmüştür.
Davalı vekili davacı eşinin telefonda kendisini tehdit ettiğini, işçinin işyerini terk ettiğini savunmuştur.
Davacı işçi iş sözleşmesinin işverence sona erdirildiğini Bölge Çalışma Müdürlüğüne yazılı şikâyette bulunmuş, yapılan teftiş sonunda konunun yargıya yansıtılması nedeniyle sonuçlandırılmamıştır.
İşverence yazılı bir fesih belgesi bulunmamaktadır.
Dinlenen davalı tanıklarından İsmail Çaylı davacı bayan işçinin işverenin "eşini çağır yüzleşelim sana bir hakaret ettim mi…." sözleri üzerine ağladığını ifade etmiştir.
Davacı tanığı Ayten Akarca ise davacının patronun tehditle işten çıkarıldığını söylediğini açıklamıştır. Diğer tanıkların feshe yönelik ifadeleri bulunmamaktadır.
Davacının ücretini almak istediğinde ibraname imzalamasının istendiği imzalanmayınca da verilmediği savı hüküm altına alman 36 günlük ücret alacağı ve diğer işçilik alacaklarından doğrulanmaktadır.
İspat kurallarının zorlanan sınırlan hukukumuzda tartışılmaktadır.
Emare kavramı işte bu tür bir arayışın sonucu ortaya çıkmıştır.
Üstündağ'a göre, emarelere dayanan ispat dolayısıyla ispat türü olduğunu, başka bir anlatımla ispat edilen civar (komşu) vakaların yasal öğelerinin gerçekleştiğini büyük bir olasılık dâhilinde gösterdiği durumlarda yargıç artık bu olaylara dayanarak hüküm verecektir. (Üstündağ S: Medeni Yargılama Hukuku, B.6, CM, İstanbul 1997, s.h 613)
Konur alp emareyi " bir iddianın doğrulanması konusunda kanaat edinmeye elverişli olan ve fakat temsili niteliği itibariyle iddia edilen vakayı ancak ihtimal derecesinde veya kısmen doğrulayabilen ispat aracı" olarak tanımlamıştır. Emarelerinde " akıl yürütme açısından tutarlı, ilgili olayların hiç değilse bir kısmım açıklayıcı ve kısmen de olsa ikna edici güce sahip olmalıdır (Konur alp Haluk: Medeni Usul Hakkında İspat Kuralları zorlanan sınırlan, 1999 s.h. 30)
Somut olayda davacının işveren vekili S. S. sözleri üzerine ağladığı tartışmasızdır. Davalının davacı Hanife’nin aylık ücretim ve fazla çalışma ücretini de ödemediği açıktır. Davacının elinden belge alınmak istenmesi davacının savunmasını doğrulayan emaredir, işçilerin işveren yanında çalışırken tanık bulmada güçlüğü bazen karşılıklı konuşmayla iş sözleşmelerinin sona erdiği bilinmektedir.
Yukarıda sözü edilen gerekçe ışığında işverenin iş sözleşmesini haksız fesih ettiği anlaşılmaktadır.
Kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi gerekirken reddi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.