EMEKLİ SANDIĞINA BAĞLI GEÇEN SÜRELERLE YURT DIŞI ÇALIŞMLARININ BORÇLANMAYLA BİRLEŞTİRİLMESİ

SAYILAR

Esas No : 2010/11403
Karar No : 2012/1454
Tarihi : 06.02.2012
İlgili Kanun/Madde : 5510 S.SGK/101 3201 S.K/3
Yargı Yeri: YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • EMEKLİ SANDIĞINA BAĞLI GEÇEN SÜRELERLE YURT DIŞI ÇALIŞMLARININ BORÇLANMAYLA BİRLEŞTİRİLMESİ • İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLMASI

Tam Metin

YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2010/11403
2012/1454
06.02.2012
İlgili Kanun / Madde
5510 S.SGK/101
3201 S.K/3
   

  • EMEKLİ SANDIĞINA BAĞLI GEÇEN SÜRELERLE YURT DIŞI ÇALIŞMLARININ BORÇLANMAYLA BİRLEŞTİRİLMESİ
  • İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLMASI
  ÖZETİ: Davacı, 05.07.2007 tarihinde Sakarya SSK İl Müdürlüğü'ne intikal eden dilekçesi ile yurtdışında geçen hizmetlerini 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma talebinde bulunması Üzerine, davacıya daha önceden Emekli Sandığı'na tabi hizmetleri nedeniyle Emekli Sandığı tarafından, Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümlerine göre kısmi aylık bağlanması nedeniyle borçlanma talebi Emekli Sandığı'na gönderilmiş, Emekli Sandığı ise 23.08.2008 tarihli cevabi yazısı ile davacının 65 yaşını geçmesi nedeniyle 3201 sayılı Yasaya göre borçlandırılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir. Ancak daha sonra davalı Kurumca, borçlanma talebi kabul edilerek 10 yıl 2 ay 11 günlük borçlanma süresi için 45.825,00 TL borç tahakkuk ettirilmiştir. Davacı, 05.07.2007 tarihli borçlanma talebine göre günlüğü 3.5 Dolardan borçlandırılması gerektiğinin tespitini istemektedir.
Anayasa Mahkemesinin 25.01.2012 tarih ve 2010/65 Esas 2011/169 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, uyuşmazlık 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten öncesine ilişkin olması nedeniyle, idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu gözetilerek "yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dinlenmesi mümkün bulunmayan dava dilekçesinin reddine" karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
             

Dava, davacının 05.07.2007 tarihli 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı SGK Başkanlığı (Devredilen Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Ayşe Barutçu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 05.07.2007 tarihinde Sakarya SSK İl Müdürlüğü'ne intikal eden dilekçesi ile yurtdışında geçen hizmetlerini 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma talebinde bulunması Üzerine, davacıya daha önceden Emekli Sandığı'na tabi hizmetleri nedeniyle Emekli Sandığı tarafından, Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümlerine göre kısmi aylık bağlanması nedeniyle borçlanma talebi Emekli Sandığı'na gönderilmiş, Emekli Sandığı ise 23.08.2008 tarihli cevabi yazısı ile davacının 65 yaşını geçmesi nedeniyle 3201 sayılı Yasaya göre borçlandırılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir. Ancak daha sonra davalı Kurumca, borçlanma talebi kabul edilerek 10 yıl 2 ay 11 günlük borçlanma süresi için 45.825,00 TL borç tahakkuk ettirilmiştir. Davacı, 05.07.2007 tarihli borçlanma talebine göre günlüğü 3.5 Dolardan borçlandırılması gerektiğinin tespitini istemektedir.

Anayasa Mahkemesinin 25.01.2012 tarih ve 2010/65 Esas 2011/169 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, uyuşmazlık 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten öncesine ilişkin olması nedeniyle, idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu gözetilerek "yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dinlenmesi mümkün bulunmayan dava dilekçesinin reddine" karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı SGK Başkanlığı (Devredilen Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) Avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ; Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.