İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/5,32
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/11374
Karar No. 2022/14598
Tarihi: 09.11.2022
lEŞİT İŞLEM BORCUNA AYKIRILIK
lPRİM
lPRİMİ HAK KAZANMAK İÇİN PRİM ÖDENMESİ GEREKEN DÖNEMİN SONUNA KADAR ÇALIŞMIŞ OLMANIN GEREKMEDİĞİ
ÖZETİ: İşçinin mal veya hizmet üretiminde daha istekli hâle gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödeme prim olarak adlandırılabilir. Prim ödemesinde amaç, işçinin daha verimli bir şekilde çalışmaya özendirilmesidir. Primin kişiye özgü olması sebebiyle ikramiyeden farklı olarak prim ödemelerinin genel bir nitelik taşıması gerekmez. Bununla birlikte, işveren tarafından ayrımı haklı kılan geçerli nedenler olmadığı sürece prim uygulaması yönünden de işverenin eşit davranma borcu söz konusudur. İşçinin prime hak kazanması için işyerinde prim ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olması gerekmez. İşyerinde çalışılan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin prim talep hakkı vardır. Primlerin ödendiğini ispat yükü işveren üzerindedir.
DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 16.10.2009 tarihinden itibaren çalışmakta olduğunu, net 1.210,00 TL ücret aldığını,aylık 260,00 TL yemek parası, 170,00 TL yol parası,üç ayda bir olmak üzere ortalama ciro rakamına göre değişen üç ayda bir 500,00 ila 600,00 TL arası prim aldığını, ödenen ücret ve eklerinin asgari ücret kadar olan kısmının bankadan, kalanın ise elden ödendiğini, müvekkilinin haftanın 6 günü ve millî bayramlarda 08.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, buna ek olarak perşembe günleri şirket toplantısı nedeniyle çalışmanın 19.30'da sonlandığını, yine firmaca gerekli görünen cumartesi günleri de toplantı yapıldığını 19.30'a kadar çalışıldığını, müvekkilinin pazar günleri evde öğlene kadar şirketle ilgili bilgi ve sipariş girişi yaptığını, dinî bayramlarda ilk 2 gün çalışmadığını, 3 üncü ve 4 üncü gün çalıştığını, yıllık izinlerinin her sene 14 gün olarak kullandırıldığını ancak iş günü olmaksızın kullandırıldığını, işten çıkmadan önce psikolojik tacize (mobbing) maruz kaldığını ama geçim sıkıntısı nedeni ile katlanmak zorunda kaldığını, müvekkiline işten kendisinin ayrıldığına dair belge imzalatıldığını, maaşına ihtiyacı olduğu için belgeyi imzalamak zorunda kaldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile prim alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak dava açılamayacağını, alacakların belli olduğunu, tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 15.10.2009 tarihinde işe başladığını, 31.05.2015 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesini başka bir iş bulduğu gerekçesi ile istifa ederek sonlandırdığını, davacının bu fesih nedeni ile bağlı olduğunu, işten ayrıldıktan 1 ay 3 gün sonra işyerine gelerek ibraname imzaladığını,son brüt ücretinin 1.560,00 TL olduğunu, işyerinde setcard uygulaması ile günlük 10,00 TL yemek ücreti ödendiğini, bunun dışında yol ücreti ve prim ödemesi olmadığını, davacının perşembe ve cumartesi günleri 19.30'a kadar çalışmadığını, toplantıların 17.30'da sona erdiğini,pazar günleri, dinî-resmî tatillerde çalışma yapılmadığını,davacının 1 saat ara dinlenme ile haftanın 6 günü 09.00-17.30 saatleri arasında çalıştığını,haftalık mesaisinin 45 saati aşmadığını, bordroları ihtirazı kayıtsız imzaladığını, ibranamede de fazla çalışma ücretlerinin eksiksiz ödendiğini beyan ettiğini, uzun süre doğum iznine ayrıldığını, fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını,çıkış anında bakiye 14 günlük izin ücretinin karşılığı olan 520 TL'nin tamamının Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2013/2871 Esas sayılı dosyasına yatırılmasına muvafakat ettiğini, psikolojik taciz iddialarını kabul etmediklerini,talep edilen faize itiraz ettiklerini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir .
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 16.10.2009-31.05.2015 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, kıdemi, tanık beyanları ve emsal ücret araştırması sonucunda en son brüt 1.560,00 TL net aylık aldığı, iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haksız olarak feshedilmesine rağmen davacıya ücretinin ödenmeyeceği belirtilerek işten ayrıldığına dair belge imzalatıldığının iddia edildiği, davalı tarafça; davacının başka bir iş bularak istifa dilekçesi sunarak işten ayrıldığının savunulduğu, iş sözleşmesinin tazminat ödenmeyecek şekilde feshedildiğinin ispat yükünün işverene ait olduğu, 31.05.2015 tarihli fesih yazısında davacının başka bir iş bulması nedeni ile işyerinden istifa ettiğinin belirtildiği, fesih tarihi olan 31.05.2015 tarihinden 2 gün sonra 02.06.2015 tarihinde ise 309351 sicil numaralı başka bir işyerinde çalışmaya başladığı, tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımları dikkate alındığında; davacının istifa ederek işten ayrıldığı kanatine varıldığından kıdem ve ihbar tazminatı hakkı olmadığı, davacının fazla çalışma yaptığı ancak karşılığının ödendiğinin işverence kanıtlanamadığı, yıllık izin ücreti ile prim alacağı olmadığı, resmî tatil günlerinde çalıştığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından kıdem tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin yanlış olduğunu, ispat yükünün davalıda olduğunu, aynı şekilde ihbar tazminatı taleplerinin reddinin de hatalı olduğunu, davalı vekili tarafından sunulan ve gerekçeli kararın ikinci sayfasında yer alan cevapta davacının 1 ay 3 gün sonra gelerek ibraname imzaladığının ifade edildiğini, Mahkemece gerekçeli kararın ikinci sayfasında yer alan gerekçede ise davacının iş sözleşmesinin feshinden 2 gün sonra iş bulmasının kendisinin işten ayrılmasına delil olarak gösterildiğini, bir işçinin6 sene bir işyerinde çalışıp kıdem ve ihbar tazminatını almadan işten ayrılmasının düşünülemeyeceğini, yıllık ücretli izin, resmî tatil ücreti ve prim alacaklarının reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının dinî bayramlarda çalıştığının davalı tanığı S.Y. nin ve İ.G. nin beyanlarıyla sabit olduğunu, dinî ve millî bayramlarda çalışıldığı açık bir şekilde ispatlandığını, davacının prim hakkı da olduğunu savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının başka bir iş bulduğu için istifa ettiğine ilişkin dilekçe ile davacının02.06.2015 tarihinde 309351 sicil numaralı bir başka işyerinde çalışmaya başladığı gözetilerek taraflar arasındaki iş ilişkisinin istifa ile son bulduğu ve davacı vekilinin psikolojik taciz iddialarının da tanık anlatımları ile ispatlanamadığı bu yönüyle İlk Derece Mahkemesinin kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine ilişkin kararı dosya kapsamına uygun olduğu, yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işveren kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kıdem ve ihbar tazminatı talebi ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve prim alacağı talebinin reddine ilişkin kararın dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği, davacının yıllık izin ücreti, resmî tatil ücreti ile prim alacağı olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri,4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İşçinin mal veya hizmet üretiminde daha istekli hâle gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödeme prim olarak adlandırılabilir. Prim ödemesinde amaç, işçinin daha verimli bir şekilde çalışmaya özendirilmesidir. Primin kişiye özgü olması sebebiyle ikramiyeden farklı olarak prim ödemelerinin genel bir nitelik taşıması gerekmez. Bununla birlikte, işveren tarafından ayrımı haklı kılan geçerli nedenler olmadığı sürece prim uygulaması yönünden de işverenin eşit davranma borcu söz konusudur. İşçinin prime hak kazanması için işyerinde prim ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olması gerekmez. İşyerinde çalışılan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin prim talep hakkı vardır. Primlerin ödendiğini ispat yükü işveren üzerindedir.
3.Davacı dava dilekçesinde ciroya bağlı olarak 3 ayda bir 500-600 TL tutarında prim aldığını beyan etmiş, davalı vekili ise işyerinde prim uygulaması olmadığını savunmuştur. Dinlenen davacı tanıkları işyerinde ciroya bağlı olarak prim ödemesi yapıldığını beyan etmişlerdir. Mahkemece prim alacağının kanıtlanmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ise de davacının yaptığı işin niteliği ve tanık beyanları dikkate alınarak davacının 3 ayda bir aylık 500 TL prim aldığının kabulü dosya kapsamına daha uygun düşecektir. Mahkemece prim alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.