YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2008/35729 2010/17372 10.06.2010 |
İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17 |
||||
|
||||||
ÖZETİ Fesih bildiriminde "fesih" sözcüğünün bulunması gerekmez. Fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği kabul edilmelidir. Bazen fesih işverenin olumsuz bir eylemi şeklinde de ortaya çıkabilir, işçinin işe alınmaması, otomatik geçiş kartına el konulması buna örnek olarak verilebilir. Dairemizce, işverenin tek taraflı olarak ücretsiz izin uygulamasına gitmesi halinde, bunu kabul etmeyen işçi yönünden uygulama, işverenin feshi olarak değerlendirilmektedir. Fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması, 4857 sayılı İş Kanununun 109. maddesinin bir sonucudur. Ancak yazılı şekil şartı, geçerlilik koşulu olmayıp ispat şartıdır. Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25. madde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve Kanunun 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı söz konusu olacaktır. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde somaki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğacaktır. İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz |
||||||
DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, hafta tatili, bayram ve genel tatil, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi S.Bıçaklı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Davacının temyiz isteğinin temyizden feragat nedeniyle reddine,
2-Davalı temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b)Davacı, işveren tarafından sigorta primlerinin net ücreti brüt gösterilerek yatırıldığını, yıllık izinlerinin tam kullandırılmadığını, dini bayramların ilk günleri hariç tüm genel tatillerde çalıştırıldığını, işverene ait başka restoranlara gönderilerek angarya işlerde çalıştırıldığını, çalışma koşullarının hukuka uygun hale getirilmesini, ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ücretlerinin ödenmesi ile SSK primlerinin tamamlatılması yolundaki sözlü taleplerine işveren tarafından "işine gelirse böyle işine gelmezse bırak" şeklinde yanıt verildiğini, bunun üzerine benzer durumdaki arkadaşları ile birlikte 30.5.2006 tarihli ihtarnameyi gönderdiğini, iş sözleşmesinin bu şekilde son bulduğunu belirterek ihbar tazminatının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, sözleşmenin davacı ve arkadaşları tarafından bir başka işyerinde daha yüksek ücretle çalışmak amacıyla feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesini işçinin haklı nedenle feshettiği gerekçede değerlendirildiği halde, Budakaltı Tur Kon San ve Tic Ltd Şti hakkında ihbar tazminatının tahsiline ilişkin hüküm kurulmuştur.
İhbar tazminatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konudur.
İş sözleşmesi, taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da, taraflardan herhangi birinin iş sözleşmesini bozmak için karşı tarafa yönelttiği irade açıklamasına ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür.
Fesih hakkı, iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır.
Fesih bildiriminde "fesih" sözcüğünün bulunması gerekmez. Fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği kabul edilmelidir. Bazen fesih işverenin olumsuz bir eylemi şeklinde de ortaya çıkabilir, işçinin işe alınmaması, otomatik geçiş kartına el konulması buna örnek olarak verilebilir. Dairemizce, işverenin tek taraflı olarak ücretsiz izin uygulamasına gitmesi halinde, bunu kabul etmeyen işçi yönünden uygulama, işverenin feshi olarak değerlendirilmektedir.
Fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması, 4857 sayılı İş Kanununun 109. maddesinin bir sonucudur. Ancak yazılı şekil şartı, geçerlilik koşulu olmayıp ispat şartıdır.
Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25. madde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve Kanunun 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı söz konusu olacaktır. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde somaki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğacaktır.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz.
Somut olayda, mahkemenin kabulüne ve dosya içeriğine göre, tanık anlatımları ve delil durumu dikkate alındığında, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Emsal dosyalar da bu niteliktedir. Yukarıda belirtildiği biçimde, iş sözleşmesi işçi tarafından haklı olarak feshedildiğinden ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekir.
Mahkemece haklı işçi feshi kabul edildiği halde ihbar tazminatının tahsiline ilişkin hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Diğer taraftan, yıllık izin ücreti alacağından sadece son işverenin sorumlu olduğu gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi de ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alman temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.