İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/41
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2015/35602
Karar No. 2019/8140
Tarihi: 09.04.2019
l FAZLA ÇALIŞMA
l FAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARININ YAPILDIĞI İMZALI ÜCRET BORDROLARININ BULUNDUĞU DÖNEMLERİN DIŞLANACAĞI
l İŞÇİNİN İMZASI BULUNMAYAN PUANTAJ KAYITLARINA GÖRE FAZLA ÇALIŞMANIN RET EDİLEMEYECEĞİ
ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin bordrolarda fazla mesai tahakkuku olan dönemler için belirttiği gerekçe isabetli ise de, bordrolarda tahakkuk olmayan dönemler için herhangi bir değerlendirmede bulunmaksızın, alacağın reddine karar vermesi yerinde değildir. Zira, dosyada yer alan puantaj kayıtları davacı imzasını içermemektedir.
Mahkemece, ücret bordrolarında tahakkuk olmayan dönemler için tanık beyanları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler bir değerlendirmeye tabi tutularak, davacının bu dönemlerde fazla mesai yapıp yapmadığı tespit edilmeli, yapmış ise daha sonrasında yapılan fazla mesai ödemeleri mahsup edilerek, alacağı bulunup bulunmadığı saptanmalıdır.
Karar bu yönü ile de hatalı bozmayı gerektirmiştir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmiştir.
Mahkemece, 03/11/2015 tarihli ek karar ile taraflar vekillerinin temyiz talebi kesinlikten reddedilmiştir.
Davacı vekili temyiz talebinin reddi kararını da temyiz etmiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin temyiz istemi yukarıda belirtildiği üzere temyiz kesinlik sınırı altına kaldığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de, dava dilekçesinde talep edilen miktar 7.000 TL. olup, davacı vekili tarafından ıslah ile dava değeri 20.328,00 TL daha arttırılmıştır. Mahkemece, davacı lehine sadece 487,60 TL. ye hükmedildiği dikkate alındığında, reddedilen miktarın temyiz kesinlik sınırı kapsamında kalmadığı ortadadır.
Bu nedenle; davacı vekilinin ek kararı temyize ilişkin talebi yerinde olup, İlk Derece Mahkemesinin temyiz talebinin reddine dair ek kararının kaldırılmasına karar verilerek, davacı vekilinin temyizi açısından yapılan incelemesinde,
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, fazla mesai yapmasına ve genel tatillerde çalışmasına karşın ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izin ücreti alacağı olduğunu ve ikramiye uygulamasına rızası olmaksızın son verildiğini ileri sürerek; kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları ile fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ikramiye alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, iş akdinin feshinden sonra tüm alacaklarının ödendiğini, ikramiyelerin iddia edildiği gibi kaldırılmadığını maaşlara yansıtıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiş ve her iki tarafın temyiz başvurusu, temyize konu miktarın karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığı gerekçesi ile 03.11.2015 tarihli ek kararlar ile reddedilmiştir.
Davacı vekilince, İlk Derece Mahkemesinin temyiz isteminin reddine dair ek kararı da süresinde temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında uyuşmazlık konusu, çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının tazminata esas ücret seviyesinin belirlenmesi, ayrıca davacının ikramiye alacaklarına hak kazanıp kazanamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu 10.06.2003 tarihinde yürülüğe girmiştir. Davacıya 2005 yılına kadar yılda 3 kez birer aylık ücret tutarında ikramiye ödendiği, ancak 2006 yılında bu tutarın işverence yılda 2 kez birer aylık ücret tutarı olarak değiştirildiği ve davacının, İş Kanunu'nun 22. maddesinde belirtilen şekilde bu hususta yazılı bir muvafakatının da bulunmadığı saptanmıştır.
Dolayısı ile davacının, 2006 yılından itibaren 1 aylık ikramiye alacağının bulunduğu dikkate alınmaksızın, ikramiye alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca, davacının hak kazandığı 1 aylık ikramiye tutarının da giydirilmiş ücrete dahil edilerek tazminata esas ücret miktarının belirlenmesi ve buna göre fark kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınması gerektiği gözetilmelidir.
Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
3- Davacı fazla mesai yaptığını ve ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, alacak talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, dosyaya sunulan ücret bordrolarının büyük çoğunluğunda fazla mesai ücreti tahakkuklarının bulunduğu, yine sunulan puantaj kayıtları ile ücret bordrolarının uyumlu olduğu, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereği bu aylar bakımından davacının ücret bordrolarında görünenden daha çok fazla çalışma yaptığı iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebileceği ve davacının bu hususta yazılı bir delil sunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin bordrolarda fazla mesai tahakkuku olan dönemler için belirttiği gerekçe isabetli ise de, bordrolarda tahakkuk olmayan dönemler için herhangi bir değerlendirmede bulunmaksızın, alacağın reddine karar vermesi yerinde değildir. Zira, dosyada yer alan puantaj kayıtları davacı imzasını içermemektedir.
Mahkemece, ücret bordrolarında tahakkuk olmayan dönemler için tanık beyanları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler bir değerlendirmeye tabi tutularak, davacının bu dönemlerde fazla mesai yapıp yapmadığı tespit edilmeli, yapmış ise daha sonrasında yapılan fazla mesai ödemeleri mahsup edilerek, alacağı bulunup bulunmadığı saptanmalıdır.
Karar bu yönü ile de hatalı bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.