Yargı Kararları

FAZLA ÇALIŞMA

SAYILAR

Esas No : 2021/9697
Karar No : 2021/13745
Tarihi : 06.10.2021
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/41
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : l FAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARI BULUNAN İMZALI ÜCRET BORDROLARININ KAPSADIĞI DÖNEMDE İŞÇİNİN GERÇEKTE DAHA FAZLA ÇALIŞMA YAPTIĞINI İLERİ SÜREMEYECEĞİ l İMZASIZ OLUP FAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARI BULUNAN DÖNEM İÇİN TAHAKKUK EDİLEN FAZLA ÇALIŞMALARIN ÖDEME BELGELERİYLE KANITLANMASI HALİNDE MAHSUPLU HESAP YAPILMASININ GEREKTİĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/41

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2021/9697
Karar No. 2021/13745
Tarihi: 06.10.2021

l FAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARI BULUNAN İMZALI ÜCRET BORDROLARININ KAPSADIĞI DÖNEMDE İŞÇİNİN GERÇEKTE DAHA FAZLA ÇALIŞMA YAPTIĞINI İLERİ SÜREMEYECEĞİ
l İMZASIZ OLUP FAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARI BULUNAN DÖNEM İÇİN TAHAKKUK EDİLEN FAZLA ÇALIŞMALARIN ÖDEME BELGELERİYLE KANITLANMASI HALİNDE MAHSUPLU HESAP YAPILMASININ GEREKTİĞİ

ÖZETİ: İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamada, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/43231 esas, 2020/9422 karar sayılı ilamı ile, fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanmasına ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma alacağının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut olayda hükmüne uyulan bozma sonrasında bordrolardaki ek kazanç tahakkukları yönünden açıklama talep edilmesi üzerine davacı vekilince yapılan yazılı açıklama içeriğinden ek kazanç adı altında yapılan ödemelerin fazla çalışma alacağına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen ilke kararında da belirtildiği üzere 2012 yılı Mart- Eylül- Ekim ayı bordroları fazla çalışma tahakkuku içermekle birlikte aynı zamanda imzalı olduklarından fazla çalışma alacak hesabında bu ayların dışlanması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
Hesaplama dönemindeki diğer aylar bakımından ise davacının 2012 yılı öncesi için haftada 6 saat fazla çalışma yaptığı, 2012 yılı ve sonraki yıllar bakımından da haftada 9,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılıp imzasız bordrodaki tahakkukların yapılan hesaplamadan mahsubu sonrasında kalan bakiye bakımından hüküm kurulması gerekirken imzasız bordrodaki tahakkukların hiç dikkate alınmaması hatalıdır.
Sonuç olarak, Mahkemece yapılacak iş; davacının 30.11.2011-31.12.2011 tarihleri arasındaki dönemde haftada 6 saat, 01.01.2012-27.02.2015 tarihleri arasındaki dönemde ise 2012 yılı Mart- Eylül- Ekim ayları hariç haftada 9,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek yapılacak olan hesaplamada, fazla çalışmanın ispatı tanık beyanlarına dayalı olduğundan alacak makul bir indirime tabi tutulduktan sonra hesap dönemindeki imzasız bordrolardaki ek kazanç adı altındaki tahakkukların mahsubu ile sonuca gitmektir. Bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.