FAZLA ÇALIŞMA

SAYILAR

Esas No : 2012/10502
Karar No : 2013/249
Tarihi : 22.01.2013
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/ 41
Yargı Yeri: YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : FAZLA ÇALIŞMA

Tam Metin

                    

YARGITAY
22.HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2012/10502
2013/249
22.01.2013
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/ 41
   

  • FAZLA ÇALIŞMA
 

ÖZETİ Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
            Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı                                                                                          belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
            Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
 

 
             

DAVA                                   :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                      Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi F. Benli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
            Davacı, davalıya ait iş yerinde  09.07.2005-14.03.2007   tarihleri  arasında  çalıştığını,  iş sözleşmesinin davalı işveren  tarafından  haksız  feshedildiğini,  iş yerinde fazla çalışma yapmasına, hafta tatilleri ve ulusal bayram  genel tatil günlerinde çalışmaya devam etmesine  rağmen bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmediğini, yıllık izinlerinin  kullandırılmadığını   ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini  istemiştir.
             Davalı  vekili,   iş sözleşmesinin  feshedilmesinden  sonra  davacının  kıdem   ve  ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacaklarının posta havalesi ile davacıya  gönderildiğini,  davacının fazla  çalışma  yapmadığını, hafta tatilleri  ile  ulusal bayram  genel  tatil  günlerinde  çalışmadığını   savunarak,  davanın reddini talep etmiştir.
            Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, davacının  fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasını ispatladığı, gerekçesiyle davanın  kabulüne karar verilmiştir.
            Kararı, süresi  içerisinde  davalı  vekili  temyiz etmiştir.
            1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
            2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
            Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
            Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı                                                                                          belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
            Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
            Somut olayda, davacının,  turistlik otel olarak işletilmekte olan davalıya  ait iş yerinde  tek şoför  olarak  çalıştığı  anlaşılmaktadır. Davacı  tanıkları,  davacının,  haftada yedi gün  06.00-23.00  saatleri arasında  çalıştığını  beyan  etmişlerdir. Davalı  tanıklarını  ise,  kışın  çalışmadığı  yönünde beyanları  bulunmaktadır. Mahkemece  iş yerinin niteliği  dikkate  alınmaksızın  yaz ve kış aylarında davacı tanıklarının bildirdiği saatler arasında   çalışmanın gerçekleştiği kabul edilerek  hüküm kurulmuştur. Davacı tanıklarının yaz  ayları ile  kış  aylarında aynı saatler arasında çalışıldığı yönünde bir beyanları bulunmamaktadır.  Mahkemece, tanıklar yeniden  dinlenmeli   ve  davacının  yaz  ve kış  dönemlerinde   hangi  saatlerde  çalıştığı   ayrıntılı  olarak  belirlenmeli  ve sonucuna  göre  hüküm  kurulmalıdır . Eksik  incelemeye dayalı  karar  verilmesi  hatalıdır.
             Ayrıca,  kabulüne  karar  verilen fazla  çalışma, hafta  tatili  ve  ulusal  bayram  genel  tatil  günleri çalışma  karşılığı ücret alacaklarının tanık  beyanları  esas alınarak  belirlendiği dikkate  alındığında,  bu  alacaklar  yönünden hakkaniyet indirimi  yapılmaması da  hatalı  olup, bu husus  ayır  bir  bozma  sebebi  olarak  kabul edilmiştir.
            SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten  BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.01.2013  gününde oy birliğiyle karar verildi.