FAZLA ÇALIŞMANIN HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRESİNE GÖRE BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ

SAYILAR

Esas No : 2009/16225
Karar No : 2011/18544
Tarihi : 20.06.2011
İlgili Kanun/Madde : 4857.S.İşK/41
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • FAZLA ÇALIŞMANIN HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRESİNE GÖRE BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ

Tam Metin

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2009/16225
2011/18544
20.06.2011
İlgili Kanun / Madde
4857.S.İşK/41
   

  • FAZLA ÇALIŞMANIN HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRESİNE GÖRE BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ
  ÖZETİ Davacı tarafından ibraz edilen nöbet çizelgelerinde de davacının en az birer gün ara ile 08.00- 19.00 ve 19.00-08.00 saatleri arasında gece ve gündüz çalıştığı görülmektedir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre fazla çalışma haftalık hesaplanmalıdır. Davacının her hafta yaptığı çalışma belirlenerek bundan normal çalışma süresi çıkarılmalı, belirlenen çalışma şekline göre 1475 sayılı İş Yasası döneminde haftalık 45 saati, 4857 sayılı İş Yasası döneminde ise yukarıda yazılı olduğu şekilde ara dinlenme indirildikten sonra haftalık 45, günlük 11 ve gece çalışmalarında da 7.5 saati aşan çalışmalar ancak fazla çalışma olarak kabul edilmeli ve sadece davalı temyizi bulunduğundan hüküm kurulurken usuli kazanılmış hak ilkesi de göz ardı edilmemelidir  
             

DAVA                                   :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti,  genel tatil fazla
mesai ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                     Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                                     Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İ.Tav tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı işyerinde 01.09.2002-13.09.2006 tarihleri arasında çalıştığını, normal ve tatil günlerinde 7,5 saatin üstünde 08:00-19:00 ve 19:00-08:00 saatleri arasında çalıştığını, fazla mesai ücretini alamaması üzerine BÇM'ye şikayette bulunduğunu, bunun üzerine iş akdinin feshedildiğini, iş müfettişlerinin incelemesi üzerine işyerindeki çalışma sürelerinin 2006/Ağustos ayının ortalarından itibaren günlük 8 saat olarak değiştirildiğini, diğer güvenlik görevlilerinin izinli olması halinde de onun yerine çalışıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi vermemiştir.
Yerel mahkeme istemi kısmen hüküm altına almıştır.
Kararı, yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıyla ödenir (İş K. m.41/2). İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, bu halde sadece kalan yüzde elli zamlı kısmı ödenir.
Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı, nispi emredici bir nitelik taşır. Tarafların bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, sözleşmelerle daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır. 
Fazla çalışma ücreti ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanır. Son ücrete göre hesaplama yapılması doğru olmaz. Yargıtay kararları da bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 16.2.2006 gün 2006/ 20318 E, 2006/3820 K.). Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönem içinde işçi ücretlerinin miktarı da belirlenmelidir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak bilinmeyen ücretin buna göre tespiti de Dairemiz tarafından kabul görmektedir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanması gibi durumlarda, bilinen son ücretin asgari ücrete oranının geçmiş dönemler yönünden dikkate alınmasının doğru olması doğru olmaz. Bu gibi hallerde ilgili meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler ücretleri sorulmalı ve dosyadaki diğer deliller bir değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
İşçinin normal çalışma ücretinin sözleşmelerle haftalık 45 saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla, ancak 45 saate kadar olan çalışmaları, fazla sürelerle çalışma olarak adlandırılır (İş K. 41/3.). Bu şekilde fazla saatlerde çalışma halinde normal çalışma saat ücreti yüzde yirmibeş yükseltilerek ödenir.
4857 sayılı İş Kanunu işçiye isterse ücreti yerine serbest zaman kullanma hakkı tanımıştır. Bu süre, fazla çalışma için her saat karşılığı 1 saat 30 dakika, fazla süreli çalışmada ise 1 saat 15 dakika olarak belirlenmiştir. Bu sürelerin de sözleşmelerle attırılması mümkündür.
Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, fazla çalışma süresince işçinin ürettiği parça veya iş tutarının hesaplanmasında zorluk çekilmeyen hallerde, her bir fazla saat içinde yapılan parçayı veya iş tutarını karşılayan ücret esas alınarak fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma ücreti hesaplanır. Bu usulün uygulanmasında zorluk çekilen hallerde, parça başına veya yapılan iş tutarına ait ödeme döneminde meydana getirilen parça veya iş tutarları, o dönem içinde çalışılmış olan normal ve fazla çalışma saatleri sayısına bölünerek bir saate düşen parça veya iş tutarı bulunur. Bu şekilde bulunan bir saatlik parça veya iş tutarına düşecek bir saatlik normal ücretin yüzde elli fazlası fazla çalışma ücreti, yüzde yirmibeş fazlası ise fazla sürelerle çalışma ücretidir. İşçinin parça başı ücreti içinde zamsız kısmı ödenmiş olmakla, fazla çalışma ücreti sadece yüzde elli zam miktarına göre belirlenmelidir. 
Otel, lokanta, eğlence yerleri gibi işyerlerinde müşterilerin hesap pusulalarında belirli bir yüzde olarak eklenen paraların işverence toplanarak işçilerin katkılarına göre belli bir oranda dağıtımı şeklinde uygulanan ücret sistemine “yüzde usulü ücret” denilmektedir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde fazla çalışma ücreti, 4857 sayılı İş Kanununun 51 inci maddesinde öngörülen yönetmelik hükümlerine göre ödenir.  İşveren,  yüzde usulü toplanan paraları işyerinde çalışan işçiler arasında, Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre eksiksiz olarak dağıtmak zorundadır. Fazla çalışma yapan işçilerin fazla çalışma saatlerine ait puanları normal çalışma puanlarına eklenir (Yönetmelik m. 4/1.). Yüzdelerden ödenen fazla saatlerde çalışmanın zamsız karşılığı ile zamlı olarak ödenmesi gereken ücret arasındaki fark işverence ödenir. Zira yüzde usulü ödenen ücret içinde fazla çalışmaların zamsız tutarı ödenmiş olmaktadır.
Yapılan bu açıklamalara göre yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/ 17722 E, 2010/ 3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/ 25857 E, 2008/ 20636 K.). Ancak fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Dairemiz kararlarında fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla davalı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği ifade edilmişse de(Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/ 17722 E, 2010/ 3192 K.) işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusu arttırdığı aşamada mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı bilenememektedir. Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekalet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş ve her türlü indirimden kaynaklanan red sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsiz sonuçlara yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır.  Yine daha önceki kararlarımızda fazla çalışma asıl alacaktan indirim sebebiyle red vekalet ücretine hükmedilmekte ancak Borçlar Kanununun 161/son, 325/son maddeleri ile 43 ve 44. maddelerine göre ve yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açmaktadır. Konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bir kurala yer verilmediğinden Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirimlerden reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda davacının fazla çalışma alacağı tanık beyanlarına göre hesaplanmıştır. Davacı tarafından ibraz edilen nöbet çizelgelerinde de davacının en az birer gün ara ile 08.00- 19.00 ve 19.00-08.00 saatleri arasında gece ve gündüz çalıştığı görülmektedir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre fazla çalışma haftalık hesaplanmalıdır. Davacının her hafta yaptığı çalışma belirlenerek bundan normal çalışma süresi çıkarılmalı, belirlenen çalışma şekline göre 1475 sayılı İş Yasası döneminde haftalık 45 saati, 4857 sayılı İş Yasası döneminde ise yukarıda yazılı olduğu şekilde ara dinlenme indirildikten sonra haftalık 45, günlük 11 ve gece çalışmalarında da 7.5 saati aşan çalışmalar ancak fazla çalışma olarak kabul edilmeli ve sadece davalı temyizi bulunduğundan hüküm kurulurken usuli kazanılmış hak ilkesi de göz ardı edilmemelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.