FAZLA ÇALIŞMANIN İSPAT ESASLARI

SAYILAR

Esas No : 2024/7636
Karar No : 2024/12837
Tarihi : 01.10.2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/41
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

İ

 FAZLA ÇALIŞMANIN İSPAT ESASLARI
 HUSUMETLİ TANIK ANLATIMLARI

Law / Article

T.C
SUPREME COURT
9. Legal Department

Main No.
Decision No.
Date:

Tam Metin

ÖZETİ: Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma alacağının ispatında salt menfaat birliği olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacağın varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
Aynı ilkeler, hafta tatili günündeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalının Etiyopya Demir Yolu İnşaatı işinde 07.10.2015-19.04.2017 tarihleri arasında çalıştığını, ücretinin USD cinsinden ödendiğini, normal çalışmasının ayın 28 günü 07.00-18.00 saatleri arasında olduğunu, müvekkilinin inşaatın belirlenen sürede tamamlanması için günlük çalışma saatlerinin üzerinde ve ulusal bayram ve genel tatil günleri dâhil çalıştırıldığını, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş güvenliği ve çevre müdürü olarak aylık net 8.500,00 USD ücretle çalıştığını, davacının ücretinin ülke standartlarının çok üzerinde olması sebebiyle her türlü çalışmaları kapsayacak şeklinde belirlendiğini, bu sebeple ilave bir ücrete hak kazanamayacağını, davacının çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 07.10.2015-19.04.2017 tarihleri arasında kesintisiz şekilde çalıştığı, aylık ücretinin net 8.500,00 USD olduğu, çelişkisiz tanık beyanlarının ortalamasına göre davacının haftada 5 gün 07.00-21.00 saatleri arasında 14 saat çalıştığı çalışma süresinde iki saatlik yasal dinlenme süresinin düşülmesi sonucu günlük fiilî çalışma süresinin 12 saat olduğu, haftada bir gün 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı ve bu süreden 1,5 saatlik yasal dinlenme süresi düşüldüğünde fiilî çalışma süresinin 9,5 saat olduğu, davacının ayda iki pazar günü de 8 saat çalıştığı, davacının ücretinin asgari ücretin çok üstünde olması ve Ankara 26. İş Mahkemesinin 2018/73 Talimat sayılı dosyasında verdiği yeminli tanık beyanında, “Bütün ücretlerimiz aylık ücretlerin içerisinde idi.” beyanının davalı taraf tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacının fazla çalışma ücretinin aylık sabit ücretine dâhil olduğu, bu kabul doğrultusunda dosya kapsamındaki bilirkişi ek raporundaki hesaplamaya itibar edilerek davacının yıllık 270 saat üzerinde yaptığı fazla çalışmalar sonucu oluşan fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğu; ayrıca tanık beyanlarına göre davacının iki haftada bir hafta tatili yaptığı, resmî bayramlarda çalıştığı ve dinî bayramların 2 günü çalışılmadığı gerekçesiyle ve dava konusu alacak taleplerinden %30 indirim uygulanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; yüksek indirim uygulanmasının yerinde olmadığını, indirim nedeniyle reddedilen tutar için vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken İlk Derece Mahkemesinin davalı lehine vekâlet ücretine hükmettiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle yasal hakları da ödenmek suretiyle feshedildiğini, davacı tanıklarının davasının bulunduğunu ve bu tanık beyanlarına göre hüküm kurulamayacağını, davacının ücretinin her nevi çalışmalarını kapsar şekilde asgari ücretin çok üzerinde belirlendiğini, bütün hak ve alacaklarının eksiksiz ödendiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilgili yasal hükümler uyarınca asıl olanın tanıkların gerçeği söylemeleri olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerektiği, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı yönündeki istinaf isteminin yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince %30 oranında indirim uygulanmak suretiyle hükmedilen fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının dosya kapsamına, usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatı, hesaplanması ile karşılıklarının ödenip ödenmediği ve alacaklardan yapılan indirim oranı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24 ve 27 nci maddeleri. 3. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41, 44, 46, 47, 49, 63, 66 ve 68 inci maddeleri.
4. Dairemizin 07.11.2023 tarihli 2023/11039 Esas, 2023/16717 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
3. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma alacağının ispatında salt menfaat birliği olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacağın varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
5. Aynı ilkeler, hafta tatili günündeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
6. Somut uyuşmazlıkta davacı; davalı işyerinde normal çalışmasının 07.00-18.00 arasında olduğunu ancak günlük çalışma süresinin üzerinde çalışıldığını, fazla çalışma yaparak çalışmasına rağmen karşılığı ücretin ödenmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat amacıyla elektronik posta yazışmaları ile tanık deliline dayanmıştır. Hükme esas alınan 19.11.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı tarafından sunulan elektronik posta yazışmaları ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek davacının haftanın 5 günü 07.00-21.00 saatleri arasında 2 saat ara dinlenme ve haftanın 1 günü 07.00-18.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile çalıştığı ve davacının haftada toplam 24,5 saat fazla çalışma yaptığı belirlenmiştir. Ancak fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğunun kabulü hâlinde yıllık 270 saatin üstünde yapılan fazla çalışmalar haftalık 19,3 saat üzerinden hesaplanmış ve İlk Derece Mahkemesince bu hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
7. Davacı tanığı O.S; çalışmanın sabah 07.00 akşam 18.00 arasında olduğunu, haftanın 5 günü saat 18.00’den sonra 21.00’e kadar çalışıldığını beyan etmiş; diğer davacı tanığı S.C. ise davacının 07.00-18.00 arası çalıştığını ancak haftada 5 gün ortalama 21.30-22.00’ye kadar çalıştığını beyan etmiştir. Davalı tanığı S.A. davacının 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını ve saat 18.00’den sonra çalışmaya kalmadığını beyan etmiştir. Davacı tanıklarının davalıya karşı davası bulunduğu kendi beyanlarından anlaşılmaktadır. Yukarıda (4) numaralı paragrafta belirtildiği üzere fazla çalışma alacağının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez.
8. Diğer taraftan davacı asıl, işbu dosyaya sunulan Ankara 26. İş Mahkemesinin 2018/73 Talimat sayılı dosyasında tanık olarak verdiği yeminli beyanında; çalışma saatlerinin haftanın 7 günü 07.00-18.00 arasında olduğunu ve ayda 2 hafta tatilini kullandıklarını ifade etmiştir.
8. Şu hâlde davacı asılın beyanı ve dosyadaki ispat durumuna göre davacının, ayda 2 hafta tatili günü dâhil 07.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilerek ve ilk kararda olduğu gibi fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğu da nazara alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. 9. Belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlkDereceMahkemesikararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.