İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/41
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2023/919
Karar No. 2023/4105
Tarihi: 20.03.2023
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI
TANIK ANLATIMLARINA ÇALIŞTIKLARI DÖNEMLE SINIRLI DEĞER VERİLECEĞİ
ÖZETİ: Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Aynı ispat kuralları, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları için de geçerlidir.
Diğer yandan, doysa kapsamında yer alan ve davacı ile birlikte aynı işyerinde çalışması bulunan tek tanık Ö.A. olup söz konusu tanık, davalı işyerinde 2004-2011 yılları arasında çalıştığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı A.A'nın ise davacı ile aynı işyerinde çalışması bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre davacının 2011 yılından sonraki çalışmasına ilişkin görgüye dayalı bilgisi olan tanık beyanının bulunmadığı anlaşılmakta ise de davacı vekilince süresi içerisinde sunulan delil listesinde başkaca tanıkların da dinlenmesi talebi bildirilmiştir. Davacı vekilinin tanıkların dinletilmesinden vazgeçtiğine dair açık bir beyanı bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu tanıklar dinlenerek davacının son 6 yıllık çalışmasında fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunun yeniden değerlendirilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 31.08.2022 tarihli ek kararı ile davalının istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir.
Ek kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına ve başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.06.2004-24.05.2019 tarihleri arasında mobilya ustası/ustabaşı olarak çalıştığını, işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin davacı müvekkili tarafından haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile gece vardiyası zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ödenmeyen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının bulunduğu, iş sözleşmesinin ödenmeyen alacaklar sebebiyle işçi tarafından feshinin haklı nedene dayandığı; ayrıca davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığının ya da karşılığı olan ücret alacağının ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti alacaklarının kabulüne; ispatlanmayan gece vardiyası zammı alacağının reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 31.08.2022 tarihli ek karar ile süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına ve asıl kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili asıl ve ek karara yönelik istinaf dilekçelerinde; eski hâle getirme talebinde bulunulduğunu, söz konusu talep değerlendirilmeden istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ücret miktarına ve yaptığı işe ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, işçi istifa etmek suretiyle işten ayrıldığından kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının istisnai olarak fazla çalışma yapması hâlinde ücretinin kendisine ödendiğini, işyerinin ve yapılan işi niteliği dikkate alındığında davacının hafta tatilleri ile genel tatiller dâhil aralıksız çalıştığının kabulünün hatalı olduğunu, davacının yıllık izinlerini eksiksiz kullandığını, salt davacı yanın iddiaları ile çelişkili tanık beyanlarına dayanılarak hesaplama yapılan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davacının talep konusu işçilik alacaklarının tam olarak ödendiğini, kötüniyetle açılan davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin ek kararının ve esasa ilişkin kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin tek vekil olduğu, sağlık durumuna ilişkin sağlık raporu ve mazeret durumu gözetildiğinde davalı vekilinin eski hâle getirme isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2. Asıl karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davanın niteliği, aylık ücretin miktarı, iş sözleşmesinin feshi ile davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının ispatı ile hesaplanması ve talep edilen işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi hükümleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24, 32, 34, 41, 44, 46, 47, 53 ve 57 nci maddeleri ile 120 nci maddesi atfı ile hâlen yürürlükte bulunan (mülga) 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi hükmü.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
3. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4. Aynı ispat kuralları, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları için de geçerlidir.
5. Somut olayda, davacı vekilince davacının tüm çalışma dönemi boyunca hak kazandığı fazla çalışma ücreti alacağının ödenmediği iddia edilmiş olup İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı ve süresinde zamanaşımı def'inde bulunulmadığı gerekçesi ile davacının tüm çalışma dönemi olan 09.06.2004-24.05.2019 tarihleri arasındaki dönem bakımından fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak dava dilekçesi ekinde yer alan Üsküdar 10. Noterliğinin 24.05.2019 tarihli ve 09123 numaralı ihtarında, davacı asıl tarafından 6 yıldır fazla çalışma ücretinin ödenmediği belirtilmiştir. Buna göre davacının söz konusu ihtarındaki beyanının kendisini bağlayacağı dikkate alınarak son 6 yıl bakımından fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması gerekirken talep aşılmak suretiyle tüm çalışma dönemi boyunca hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
6. Diğer yandan, doysa kapsamında yer alan ve davacı ile birlikte aynı işyerinde çalışması bulunan tek tanık Ö.A. olup söz konusu tanık, davalı işyerinde 2004-2011 yılları arasında çalıştığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı A.A'nın ise davacı ile aynı işyerinde çalışması bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre davacının 2011 yılından sonraki çalışmasına ilişkin görgüye dayalı bilgisi olan tanık beyanının bulunmadığı anlaşılmakta ise de davacı vekilince süresi içerisinde sunulan delil listesinde başkaca tanıkların da dinlenmesi talebi bildirilmiştir. Davacı vekilinin tanıkların dinletilmesinden vazgeçtiğine dair açık bir beyanı bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu tanıklar dinlenerek davacının son 6 yıllık çalışmasında fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunun yeniden değerlendirilmesi gerekir.
7. Ayrıca, yukarıda belirtilen gerekçe ile hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının da 2011 yılından sonra hesaplanması hatalı ise de dinlenecek davacı tanık beyanlarına göre davacının 2011 yılından sonra hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususunun yeniden değerlendirilmesi gerekir.
8. Davalı vekilince istinaf aşamasında 2016 ve 2018 yıllarına ilişkin imzasız ücret bordroları sunulmuş olup söz konusu bordrolarda asgari geçim indirimi tahakkukunun bulunduğu görülmektedir. Bölge Adliye Mahkemesince "… davalı tarafça bordolar dosyaya sunulmuş ise de elden ödemeye ilişkin beyan dikkate alındığında asgari geçim indirimlerin ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği …" gerekçesiyle ilgili ödemeler dikkate alınmamıştır. Anılan bordrolardaki tahakkukların açıkça asgari geçim indirimi adı altında olduğu dikkate alındığında, söz konusu tahakkukların banka aracılığıyla ödenip ödenmediği değerlendirilerek banka aracılığıyla ödendiğinin sabit olması hâlinde ilgili alacak kaleminden mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.