Yargı Kararları

FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI

SAYILAR

Esas No : 2022/1558
Karar No : 2022/2162
Tarihi : 22.02.2022
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/41
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : lFAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI lFAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARININ BULUNDUĞU İMZALI İHTİRAZI KAYITSIZ BORDROLARIN AKSİNİN YAZILI DELİLLE KANITLANMASININ GEREKTİĞİ lİMZASIZ ÜCRET BORDROLARININ BULUNMASI HALİNDE FAZLA ÇALIŞMANIN HER TÜRLÜ DELİLLE İSPATLANABİLECEĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/41

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2022/1558
Karar No. 2022/2162
Tarihi: 22.02.2022

lFAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI
lFAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARININ BULUNDUĞU İMZALI İHTİRAZI KAYITSIZ BORDROLARIN AKSİNİN YAZILI DELİLLE KANITLANMASININ GEREKTİĞİ
lİMZASIZ ÜCRET BORDROLARININ BULUNMASI HALİNDE FAZLA ÇALIŞMANIN HER TÜRLÜ DELİLLE İSPATLANABİLECEĞİ

ÖZETİ: İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışma ücreti tahakkuku içermeyen imzasız bordrolar veya tahakkuk bulunan imzasız bordrolar yönünden fazla çalışma iddiasının her türlü delil ile ispat edilmesi mümkündür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imzasız bordrolar yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, bu rapora itibar edilerek hüküm kurulması yerinde değildir. Mahkemece imzalı bordrolar ve imzasız bordrolar yönünden, açıklanan ilke ve esaslara göre ayrı ayrı değerlendirme yapılmalı, tahakkuk bulunan imzasız bordrolar yönünden fazla çalışma (ve ulusal bayram genel tatil gününde çalışma) iddiasının tanıkla ispat edilmesi halinde, banka yoluyla ödenen ücretlerin hesaplanan miktardan mahsubu suretiyle sonuca gidilmelidir.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde bekçi, elektrikçi ve yağcı olarak çalıştığını, ücretin bir bankadan bir kısmının ise elden ödendiğini, iş sözleşmesinin işverence feshi üzerine kıdem tazminatının ödendiğini, ancak yapılan ödemenin eksik olduğunu, davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin de ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının aralıklı olarak çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile haklı feshinden sonra yeniden işe başladığını, 15.11.2014-31.01.2018 tarihleri arasındaki çalışmasının ise ihbar öneli verilmek ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle sona erdirildiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki betlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ispatı ile ilgili uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar açısından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunduğu, imzalı bordro ve banka kanalıyla davacıya ödendiği anlaşıldığından fazla çalışma alacağına ilişkin talebin reddine, ulusal bayram ve genel tatil ücreti yönünden de ödeme yapılan günler dışlanarak talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamındaki bir kısım ücret bordrolarında davacının imzasının bulunmadığı görülmektedir. Fazla çalışma ücreti tahakkuku içermeyen imzasız bordrolar veya tahakkuk bulunan imzasız bordrolar yönünden fazla çalışma iddiasının her türlü delil ile ispat edilmesi mümkündür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imzasız bordrolar yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, bu rapora itibar edilerek hüküm kurulması yerinde değildir. Mahkemece imzalı bordrolar ve imzasız bordrolar yönünden, açıklanan ilke ve esaslara göre ayrı ayrı değerlendirme yapılmalı, tahakkuk bulunan imzasız bordrolar yönünden fazla çalışma (ve ulusal bayram genel tatil gününde çalışma) iddiasının tanıkla ispat edilmesi halinde, banka yoluyla ödenen ücretlerin hesaplanan miktardan mahsubu suretiyle sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık kıdem tazminatı alacağının hesaplanması noktasındadır.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinde iki dönem çalıştığı belirlenmiştir. Mahkemece davacının ilk dönem çalışmasının işverenin haklı feshi ile sona erdiği kabul edilerek, kıdem tazminatı hesabına esas sürenin belirlenmesinde bu dönem dışlanmıştır. Böylece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdem tazminatına esas çalışma süresi 3 yıl 2 ay 16 gün (1171 gün) olarak belirlenmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Ancak davalı işverence dosyaya sunulan kıdem tazminatı bordrosunda davacının işyerindeki çalışma süresi 3 yıl 4 ay 8 gün olarak belirlenmiş olup, işverence davacıya ödenen kıdem tazminatının hesabında da bu sürenin dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Kıdem tazminatı hesabına esas alınması gereken çalışma süresinin 3 yıl 4 ay 8 gün olduğu, davalı işveren tarafından da kabul edilmekte olup, Mahkemece 3 yıl 2 ay 16 gün üzerinden tazminat hesaplanması yerinde değildir. Temyiz edilen kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.