FESİH BİLDİRİMİNİN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN BİR AY İÇERİSİNDE İŞE İADE DAVASI AÇILABİLECEĞİ

SAYILAR

Esas No : 2013/17911
Karar No : 2013/12579
Tarihi : 03.07.2013
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İş. K18-21
Yargı Yeri: YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • FESİH BİLDİRİMİNİN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN BİR AY İÇERİSİNDE İŞE İADE DAVASI AÇILABİLECEĞİ • BİLDİRİMLİ FESİTE SÜRENİN TEBLİĞ İLE BAŞLAYACAĞI • EYLEMLİ FESİHTE SÜRENİN EYLEMLİ FESHİN YAPILDIĞI TARİHTEN BAŞLAYACAĞI • SÜRENİN HAK DÜŞÜRÜCÜ OLDUĞU VE KESİLEMYECEĞİ

Tam Metin

 

YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2013/17911
2013/12579
03.07.2013
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İş. K18-21
   

  • FESİH BİLDİRİMİNİN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN BİR AY İÇERİSİNDE İŞE İADE DAVASI AÇILABİLECEĞİ
  • BİLDİRİMLİ FESİTE SÜRENİN TEBLİĞ İLE BAŞLAYACAĞI
  • EYLEMLİ FESİHTE SÜRENİN EYLEMLİ FESHİN YAPILDIĞI TARİHTEN BAŞLAYACAĞI
  • SÜRENİN HAK DÜŞÜRÜCÜ OLDUĞU VE KESİLEMYECEĞİ  
  •  
  ÖZETİ 4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikayet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
            İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar
 
 
             

           
            Dava Türü       : İşe iade

            Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
            İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirtilen davacı işçi feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
            Mahkemece; davanın dava şartı olan bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine karar verilmiştir.
            4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
            İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikayet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
            İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
            Taraflar arasında fesih bildiriminin yapıldığı tarih uyuşmazlık konusudur.
            Somut uyuşmazlıkta; 01/04/2013 tarihli tahkikat duruşmasında davacı vekilinin, fesih yazısının 23/10/2012 tarihinde değil 26/11/2012 tarihinde düzenletilip imzalatıldığına dair tanık dinletme talebine neden itibar edilmediği anlaşılamadığı gibi, aynı şartlarda benzer durumlarda iş akdine son verilen davalı şirket çalışanı işçinin açtığı ve Dairemizin 2013/18243-12580 E/K sayılı 03.07.2013 tarihli ilamıyla onanmasına karar verilen dava dosyasında davalı tanığı olarak dinlenen Adana Bölge Müdürü Aziz Yılmaz'ın 14.03.2013 tarihli beyanlarıyla da çalışanın iş sözleşmesinin fesih bildirimine ilişkin tarihin gerçeğe uygun şekilde yansıtılmadığı dolayısıyla da feshin gerçekte, belirtilen tarihte olmayıp davacı çalışanın rapor bitiminde belgelerin imzalandığını, diğer davalı tanığı Ersan Bektaş ise davacının Mayıs Ayı sonunda işten çıkartıldığını doğrulamış oldukları ve davacıya kıdem tazminatı yanında ihbar tazminatı ödemesi de yapıldığı, Mahkemece davacı tarafın delillerine başvurulmaksızın hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabet görülmemiştir.
            Yapılacak iş; bu konudaki davacı delilleri toplanarak gerçek fesih tarihine açıklık getirtilerek davanın süresinde açılıp açılmadığının yeniden değerlendirmektir.
            Mahkemece fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
            O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
            SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.