GARANTİ ÜCRET UYGULAMALI PRİM SİSTEMİNİN GARANTİ ÜCRET +PRİM USULÜNDEN FARKLI OLDUĞU

SAYILAR

Esas No : 2017/35300
Karar No : 2017/14776
Tarihi : 20.06.2017
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK. /32
Yargı Yeri: YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • GARANTİ ÜCRET UYGULAMALI PRİM SİSTEMİNİN GARANTİ ÜCRET +PRİM USULÜNDEN FARKLI OLDUĞU • PRİM TUTARININ GARANTİ ÜCRETİN ALTINDA KALMASI HALİNDE SADECE GARANTİ ÜCRETİN ÖDENECEĞİ PRİM TUTARININ GARANTİ ÜCRETİ AŞAMASI HALİNDE İSE SADECE PRİM TUTARININ ÜCRET OLARAK ÖDENECEĞİ

Tam Metin

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2017/35300
2017/14776
20.06.2017
İlgili Kanun / Madde

4857 S. İşK. /32

 

   

  • GARANTİ ÜCRET UYGULAMALI PRİM SİSTEMİNİN GARANTİ ÜCRET +PRİM USULÜNDEN FARKLI OLDUĞU
  • PRİM TUTARININ GARANTİ ÜCRETİN ALTINDA KALMASI HALİNDE SADECE GARANTİ ÜCRETİN ÖDENECEĞİ PRİM TUTARININ GARANTİ ÜCRETİ AŞAMASI HALİNDE İSE SADECE PRİM TUTARININ ÜCRET OLARAK ÖDENECEĞİ
  ÖZETİ   Somut olayda, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin “V-Ücretlendirme” başlıklı maddesinde, garanti ücret uygulamalı prim ödemesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, davacının garanti edilen ücret kısmının belirlendiği, işçinin prim havuzundan hak edeceği aylık tutarın garanti ücret miktarının altında kalması halinde aradaki farkın ödeneceğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin belirtilen maddesinde kabul edilen ücret sistemini örnek vererek açıklamak gerekirse; ilgili ay için garanti edilen ücret miktarının 5.000,00 TL olduğu ve 3.000,00 TL prim hakedişinin bulunduğu varsayılırsa; davacıya bu ay için ödenecek toplam meblağ sadece 5.000,00 TL’dir. Ancak, ilgili ay için garanti edilen ücret miktarının 5.000,00 TL olduğu ve 10.000,00 TL prim hakedişinin bulunduğu varsayılırsa, bu durumda davacıya bu ay için ödenecek miktar sadece 10.000,00 TL’dir. Diğer bir deyişle, davacıya çalışması karşılığında prim ödenmesi usulü kabul edilmiş, ancak ödenecek toplam tutarın garanti edilen miktarın altına düşmemesi gerektiği düzenlenmiştir.

               

 
     
             

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı-birleşen dava davacısı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.04.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı-birleşen dava davacısı adına vekili Avukat … ile karşı taraf adına vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi ve eksikliğin giderilmesi için mahkemesine geri çevrildi. Eksiklik giderildikten sonra dosya yeniden Dairemize gelmekle, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı-birleşen davanın davalısı … vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kemik iliği nakli merkezi sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, ödenmemiş prim alacağının bulunduğunu ileri sürerek, prim alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. İşveren tarafından açılan birleşen davanın ise reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen davanın davacısı … Tedavi Sağlık Hizm. ve İşl. A.Ş. vekili, birleşen davasında, işçinin iş sözleşmesini haklı sebep olmadan ve ihbar öneli tanımadan feshettiğini, müvekkili işverence hak kazanılan ihbar tazminatının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin haksız itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, icra dosyasına yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İşçi tarafından açılan asıl davanın ise reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle işçi tarafından açılan asıl davanın kısmen kabulüne; işveren tarafından açılan birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-birleşen davanın davacısı … Tedavi Sağlık Hizm. ve İşl. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin “V-Ücretlendirme” başlıklı maddesinde, garanti ücret uygulamalı prim ödemesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, davacının garanti edilen ücret kısmının belirlendiği, işçinin prim havuzundan hak edeceği aylık tutarın garanti ücret miktarının altında kalması halinde aradaki farkın ödeneceğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin belirtilen maddesinde kabul edilen ücret sistemini örnek vererek açıklamak gerekirse; ilgili ay için garanti edilen ücret miktarının 5.000,00 TL olduğu ve 3.000,00 TL prim hakedişinin bulunduğu varsayılırsa; davacıya bu ay için ödenecek toplam meblağ sadece 5.000,00 TL’dir. Ancak, ilgili ay için garanti edilen ücret miktarının 5.000,00 TL olduğu ve 10.000,00 TL prim hakedişinin bulunduğu varsayılırsa, bu durumda davacıya bu ay için ödenecek miktar sadece 10.000,00 TL’dir. Diğer bir deyişle, davacıya çalışması karşılığında prim ödenmesi usulü kabul edilmiş, ancak ödenecek toplam tutarın garanti edilen miktarın altına düşmemesi gerektiği düzenlenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşmenin bahsi geçen maddesinin, işçiye prim miktarına ilaveten ayrıca garanti ücretin ödenmesi gerektiği şeklinde yorumlanması hatalı olmuştur. Öte yandan, bilirkişi raporunda, taraflar arasında süregelen uygulamanın, garanti edilen meblağa ilaveten hak edilen primin ödenmesi şeklinde geliştiği mütalaasında bulunulmuş ise de, söz konusu mütalaanın dayanağının ne olduğu hususu denetime açık bir şekilde gösterilmemiştir. Anılan sebeple, sözleşmenin bahsi geçen maddesinin yorumunun yukarıda detaylı açıklandığı şekilde olduğu kabul edilmelidir. Taraflar arasında, sözleşme maddesinden farklılık gösteren ve süreklilik arz eden bir uygulamanın olup olmadığı noktasında ise, bilirkişi raporundaki yazılı mütalaanın dayanağı delil veya delillerin ne olduğu hususunda bilirkişilerden açıklama yapması istenilmelidir. 
Bu noktada şu husus da belirtilmelidir ki, Mahkemenin 2012/263 esas, 2015/1097 karar sayılı dosyasında yargılaması yapılan (davacısı … olan) davaya konu iş sözleşmesi ile eldeki dava dosyasında tartışılan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin maddeleri birbirinden farklılık göstermektedir. Dolayısıyla, davaların birbirine emsal olması mümkün değildir. 
Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesaplanan brüt tutardaki miktardan, işverence yapılan net tutardaki ödemelerin mahsup edilmesi suretiyle, mahsup işleminde de hata yapılmıştır. Mahsup işleminde, her iki miktarın da brüt olması ya da net olması gerektiğine dikkat edilmelidir.
Yukarıda yazılı hususlar nazara alınarak, işçinin dava konusu edilen ödenmemiş alacağının bulunup bulunmadığı yeniden değerlendirilmelidir. Ayrıca neticeye göre, işveren tarafından açılan birleşen davadaki talebin de yeniden değerlendirilmesi gerektiği hususu gözardı edilmemelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı-birleşen davanın davacısı … Tedavi Sağlık Hizm. ve İşl. A.Ş. yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.