İlgili Kanun / Madde
854 S. DİşK/28
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2021/7105
Karar No. 2021/11870
Tarihi: 15.09.2021
l GEMİ ADAMININ FAZLA ÇALIŞMA SÜRE-SİNİN HESABI
l İŞ YASASINDAKİ FAZLA ÇALIŞMANIN ÜCRETE DAHİL OLARAK KARARLAŞTIRILMA-SINDA UYGULANAN 270 SAAT SINIRININ GEMİ ADAMI İÇİN UYGULANMAYACAĞI
l GEMİ ADAMININ HAFTALIK 72 SAATE KADAR ÇALIŞMASININ ÜCRETİN İÇERİSİNDE HAFTALIK 72 SAATİN ÜZERİNDE OLAN ÇALIŞ-MALARININ FAZLA ÇALIŞMA HÜKÜMLERİNE TABİ OLACAĞI
lGEMİ ADAMINA BORÇLAR YASASININ UYGULANMAYACAĞI
l DENİZ İŞ YASASINA GÖRE HER BİR FAZLA SAATLE ÇALIŞMANIN KARŞILIĞININ %25 ZAMLI OLARAK BELİRLENMİŞ OLDUĞU
ÖZETİ: Taraflar arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinde fazla mesai ücretlerinin temel ücret içinde olduğuna ilişkin hüküm bulunmaktadır. Söz konusu hükmün geçerli olduğu dikkate alınarak fazla mesai hesabı yapılmalıdır. Bu hesaplada 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki 270 saat sınırlamasının Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan davacı gemiadamına uygulanma imkanı olmadığı, burada temel sınır olarak Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesinin öngördüğü, azami çalışma süresi günde 14, haftada 72 saati geçemez esasının kabul edilmesi ve 7 günü dahil 72 saate kadar olan çalışmada 48 saatten 72 saatte kadar olan fazla çalışma ücretinin, asıl ücrete dahil olduğunun kabul edilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. Davacı gemiadamının sözleşme dönemindeki çalışmasında haftalık 72 saati geçen kısım var ise fazla mesai ücretinin ayrıca hesaplanıp hüküm altına alınması gereklidir.
4-20.04.1967 tarih ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 28. maddesine göre bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır. Aynı maddenin 2. fıkrasında yapılacak fazla çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı % 25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az olamayacağı düzenlenmiştir. 01.07.2012 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 402. maddesinde fazla mesai alacağının % 50 zamlı hesaplanacağı düzenlenmişse de, Deniz İş Kanunu kapsamında deniz taşıma işlerinde çalışan işçilere Deniz İş Kanunu hükümlerinin genel kanun niteliğindeki Türk Borçlar Kanunu karşısında uygulanma önceliği vardır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 180 sayılı sözleşmesine ek olarak çıkarılmış olan 187 sayılı tavsiye kararının “Gemi Adamlarının Ücretleri” başlıklı II. bölümünün 3. maddesinin (c) bendinde fazla çalışmanın saat başına ödenecek temel ücretin 1,25’inden az olmamak üzere yasal düzenlemeler veya toplu sözleşmelerle belirleneceği belirtilmiştir. Deniz İş Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükmü uluslararası düzenlemelere de uygun düşmektedir. Buna göre hesaplama % 25 zamlı ücretle yapılmalıdır.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 24/01/2004 tarihinden iş akdinin davalı tarafından feshedildiği 24/09/2008 tarihine kadar aralıksız palamarcı olarak çalıştığını, davacının son aylık ücretinin 1.170,00 TL olduğunu ayrıca 2 öğün yemek, haftalık kumanya ile 3 ayda bir yarım maaş ikramiye verildiğini, davacının son iki yıla kadar 7 gün 24 saat çalıştığını, son iki yılda ise 6 gün çalışıp 6 gün çalışmadığını, davacının resmi ve dini bayramlarda da aynı şekilde çalıştığını, davacının son iki yıla ait ikramiye alacağının bulunduğunu, davacının sendikaya üye olması nedeniyle işten çıkarıldığını iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, resmi ve dini bayram ücreti, ikramiye alacağının faizleri ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen dava da aynı gerekçeler ile fazla mesai ve hafta tatili ve yıllık izinlerini kullanmadığından bahisle yıllık izin ücreti talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin Deniz İş Kanununun 14/1 maddesine göre haklı sebeplerle feshedildiğini, 23/01/2004 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalışan davacının işyerinde iş disiplinine uygun olmayan disiplinsiz tutum ve davranışlar sergilediğini, uyarılmasına rağmen davacının hareketlerine devam etmesi nedeniyle iş akdinin ihbarsız ve önelsiz feshedildiğini, davacının sendika üyesi olduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğine ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacının davalı işyerinde maktu ücret esasına göre çalıştığını ve işyerinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, İş sözleşmesinde de davacının belirlenen ücretine fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığını da kapsadığını, davacıya haklarının imzalı ücret bordroları ile ödendiğini, ayrıca davacının 7 gün 24 saat şeklinde çalıştığına ilişkin iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının kabulüne, ikramiye ve yıllık izin ücreti taleplerinin reddine ilişkin kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 10.09.2014 tarih ve 2012/32889 esas 2014/26028 karar sayılı ilamı ile; “Dosya içerisindeki fesih bildiriminde davacının Deniz İş Kanuna tabi olarak çalıştığı açıkça belirtilmiştir. Yine dosya içindeki iş sözleşmesi ile gemi adamı belgesine göre davacının usta gemici olarak çalıştığı tartışmasızdır.
Somut bu hukuki ve maddi olgulara göre davacı gemi adamının davalıya ait gemide deniz taşıma işinde çalıştığı, bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında kalmadığından talep edilen ve hüküm altına alınan tazminat ve işçilik alacaklarının 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca belirlenmesi hatalıdır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmuş, dosya bilirkişiye verilerek bilirkişi raporu doğrultusunda temyize konu alacakların kısmen kabul kısmen redde ilişkin hüküm kurulmuştur.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş-çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut olayda, işveren tarafından dosyaya davalı işçiye ait imzalı ve fazla mesai tahakkuku içeren ve ihtirazi kayıtta taşımayan bordrolar sunulmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda fazla mesai hesabı yapılırken bu bordroların ait olduğu aylar fazla mesai hesabından dışlanması gerekirken, bu ödemelerin fazla mesai hesabından mahsubu yerinde olmamıştır.
3-Taraflar arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinde fazla mesai ücretlerinin temel ücret içinde olduğuna ilişkin hüküm bulunmaktadır. Söz konusu hükmün geçerli olduğu dikkate alınarak fazla mesai hesabı yapılmalıdır. Bu hesaplada 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki 270 saat sınırlamasının Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan davacı gemiadamına uygulanma imkanı olmadığı, burada temel sınır olarak Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesinin öngördüğü, azami çalışma süresi günde 14, haftada 72 saati geçemez esasının kabul edilmesi ve 7 günü dahil 72 saate kadar olan çalışmada 48 saatten 72 saatte kadar olan fazla çalışma ücretinin, asıl ücrete dahil olduğunun kabul edilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. Davacı gemiadamının sözleşme dönemindeki çalışmasında haftalık 72 saati geçen kısım var ise fazla mesai ücretinin ayrıca hesaplanıp hüküm altına alınması gereklidir.
4-20.04.1967 tarih ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 28. maddesine göre bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır. Aynı maddenin 2. fıkrasında yapılacak fazla çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı % 25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az olamayacağı düzenlenmiştir. 01.07.2012 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 402. maddesinde fazla mesai alacağının % 50 zamlı hesaplanacağı düzenlenmişse de, Deniz İş Kanunu kapsamında deniz taşıma işlerinde çalışan işçilere Deniz İş Kanunu hükümlerinin genel kanun niteliğindeki Türk Borçlar Kanunu karşısında uygulanma önceliği vardır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 180 sayılı sözleşmesine ek olarak çıkarılmış olan 187 sayılı tavsiye kararının “Gemi Adamlarının Ücretleri” başlıklı II. bölümünün 3. maddesinin (c) bendinde fazla çalışmanın saat başına ödenecek temel ücretin 1,25’inden az olmamak üzere yasal düzenlemeler veya toplu sözleşmelerle belirleneceği belirtilmiştir. Deniz İş Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükmü uluslararası düzenlemelere de uygun düşmektedir. Buna göre hesaplama % 25 zamlı ücretle yapılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesabı yapılırken, yukarıda açıklandığı üzere, % 25 zamlı ücret yerine %50 zamlı ücretin dikkate alınması hatalıdır. Kaldı ki, hesap ve talep dönemi de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun yürürlük tarihinden önceye ilişkin olduğundan herhalükarda fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanması gerekirken %50 zamlı hesaplanması kabule göre de hatalı olmuştur.
5-Fazla mesai hesabı yapılırken 6 gün çalışılıp 6 gün dinlenme şeklindeki çalışma sisteminde ayda 72 saat çalışıldığı belirlenmiş olmasına rağmen hesaplamada 72 saat yerine 74 saat üzerinden fazla mesai hesabı yapılması da hatalıdır.
6-Davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı ve var ise hesabı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı son ücret bordrosu ile yıllık izin ücreti tahakkuku yapıldığı ve bu miktarın, davacının ücreti üzerinde haciz bulunduğundan icra dairesine yatırıldığını savunmuş ve buna ilişkin bordro ve ödeme kayıtlarını dosyaya sunmuştur. Bu durumda bu ödeme araştırılarak yıllık izin ücreti hesabından ödemenin mahsup edilmesi gereklidir.
7-Davacı tarafından kıdem tazminatı ve ikramiye dışındaki alacaklara yasal faiz talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili alacakları yönünden bu talep aşılmak suretiyle en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi de hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.