GEMİDE ÇALIŞAN İŞÇİNİN DAVRANIŞININ DENİZCİLİK KURAL VE TEAMÜLLERİNE AYKIRI GEMİDEKİ EMİR VE KOMUTA ZİNCİRİNİ BOZUCU NİTELİKTE OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASININ GEREKTİĞİ

SAYILAR

Esas No : 2023/15058
Karar No : 2024/91
Tarihi : 09.01.2024
İlgili Kanun/Madde : 854 S. DİşK/14
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • GEMİDE ÇALIŞAN İŞÇİNİN DAVRANIŞININ DENİZCİLİK KURAL VE TEAMÜLLERİNE AYKIRI GEMİDEKİ EMİR VE KOMUTA ZİNCİRİNİ BOZUCU NİTELİKTE OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASININ GEREKTİĞİ

Tam Metin

ÖZETİ: Mahkemece iş sözleşmesinin işverence 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğine karar verilmiş ise de feshe konu olayın denizcilik kural ve teamüllerine aykırılık oluşturup oluşturmadığı, davacının davranışının gemideki emir ve komuta zincirini aksatıp gemi güvenliğini tehlikeye sokup sokmadığı, denizcilik örf ve adetlerine göre iş sözleşmesinin feshini gerektirecek şekilde ağır bir eylem olup olmadığı hususlarının açık bir şekilde ortaya konması gerekmektedir. Açıklanan nedenle feshe konu davranışın denizcilik kural ve teamüllerine aykırılık oluşturup oluşturmadığı noktasında gemicilik (gemi işletmeciliği) konusunda uzman bir bilirkişiden denetime elverişli rapor alındıktan sonra Mahkemece olaya ilişkin tutanaklar, savunma yazısı, fesih yazısı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilip edilmediği hususunda 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi ve taraflar arasındaki iş sözleşmesinin feshe ilişkin hükümleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekmektedir.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılar yanında sürekli yenilenen iş sözleşmeleri 14.06.2011 tarihinden itibaren 3. mühendis olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin bahaneler üretilerek geçerli bir fesih sebebi olmadan ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun (854 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendinde yazılı koşullar oluşmadan feshedildiğini ve hiçbir hakkı ödenmediği gibi ilk İstanbul uğrak limanında gemiden ayrılışının gerçekleştirildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bakiye süre ücret alacağının ve bir aylık ücreti tutarında yıllık izin ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

  1. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının belirli süreli iş sözleşmeleri ile aralıklı olarak çalıştığını, 14.06.2011 tarihinde stajyer olarak işe başladığını ve resmî olarak işe başlamasının 07.09.2012 tarihinde olduğunu, davacının Martine A isimli gemide çalışırken iş sözleşmesine aykırı bir şekilde görevlerini ve kendisine verilen işleri yerine getirmediğinden geminin seyir emniyetini ve güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü, denizcilik kural ve teamüllerine aykırı hareket ettiğini, davacının bu hareketleri nedeniyle gemideki hiyerarşik yapının da bozulduğunu ve bu durumun disiplin ve çalışma huzurunu etkilediğini, bu nedenlerle gemi kaptanı tarafından davacının iş sözleşmesinin 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğini, davacının taleplerinin zamanaşmına uğradığını, yıllık izin ücreti ve bakiye süre ücret taleplerinde haklı olmadığını, istenen faiz türüne de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak makine enjektörünün arızası üzerine baş mühendisin davacıdan fotoğraf makinesi getirmesi istediği, davacının “Getirmiyorum” diyerek cevap verdiği, baş mühendisin “Emirlerimi yerine getirmiyor musun?” sorusu üzerine davacının “Sizin stajyeriniz değilim, saçma sapan işlerinizi yerine getiremem” şeklindeki cevabı ile oluşan olayda davacının davranışının 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi gereğince işverene haklı fesih imkânı verdiği, davacının kıdem tazminatı ile bakiye süre ücret alacağına hak kazanamadığı, yıllık izinlerinin kullandırıldığının ise işverence ispatlanamadığından yıllık izin ücret alacağının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri
  2. Davacı vekili; davacının eyleminin haklı fesih sebebi oluşturacak ağırlıkta olmadığını, emir ve talimata uymamanın geçerli fesih sebebi olabileceğini bu durumda da davacının kıdem tazminatı ile bakiye süre ücret alacağının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davacının çalıştığı süre zarfında başkaca bir ihtar ve ikaz almadığını, davacının baş mühendisin kendisinden fotoğraf makinesini getirmesini istediği esnada davacının makine testini yapıp değiştirmek gibi mühim bir işle uğraştığını, baş mühendisin fotoğraf makinesini o sırada boş duran başka bir kişiden de isteyebileceğini, davacının bu isteğe uymamasının denizcilik kural ve teamüllerine aykırı bir davranış olarak kabulünün mümkün olmadığını, dinletmek istedikleri bir tanıklarının işverence sözleşmesi yenilenerek gemide tutulduğunu ve adeta tanıklık yapmasının engellendiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
  3. Davalılar vekili; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, kıdem tazminatı ve bakiye süre ücretinin reddinin dosya kapsamına uygun olduğunu, yıllık izin ücret alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının yıllık izne hak kazanması için kesintisiz olarak en az 6 ay çalışmış olmasının gerektiğini, yıllık izin alacağının hatalı belirlendiğini, sözleşme hükmüne göre de belirli süreli sözleşmesinin sonuna kadar bilfiil çalışmış olması kaydıyla 1 aylık ücret tutarında izin ücretine hak kazanabileceğini, davacının ücretinin USD olarak kabul edilerek USD para birimi üzerinden hüküm kurulmasının ve hüküm altına alınan miktarın USD olarak en yüksek faizi ile beraber hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, yıllık izin ücret alacağına da yasal faiz uygulanması gerektiğini savunarak istinaf yoluna başvurmuştur.
  4. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gemiadamları arasında tüm detayları belirlenmiş bir hiyerarşi kurulduğunu, hangi gemiadamının kimin emir ve talimatlarına uyacağının, hangi işleri yapmakla ve ne dereceye kadar yapmakla mükellef oldukları ile kimleri kimin denetleyeceği hususlarının açıkça düzenlenmiş olduğunu, dosya içeriğine göre, 23.11.2016 tarihli yazılı fesih bildiriminde açıklandığı ve ortak tanık H.S. beyanına göre, davacının amiri tarafından verilen ve davacının yapması gereken işi yapmayı reddettiği ve bu nedenle davacının denizcilik kural ve teamüllerine aykırı olarak amirine karşı gemi hiyerarşik yapısını bozacak şekilde davrandığı gerekçesi ile iş sözleşmesinin 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi gereğince feshedildiği sabit olduğundan İlk Derece Mahkemesi tarafından kıdem tazminatı ve bakiye süre ücret alacağının reddinin isabetli olduğu, davacının izin ücreti talebi yönünden ise 23.09.2016 tarihli Deniz İş Sözleşmesinin 5 inci maddesinde yer alan “…bu sözleşme sonuna kadar ücretsiz izin almamış olmak ve bilfiil çalışmış olmak kaydı ile gemi personeli yıllık izin ücreti karşılığı olarak 1 (bir) maaş tutarında ödemeye hak kazanır. Sözleşme süresinin sonuna kadar bilfiil çalışmadan ayrılma halinde bu haktan yararlanamaz….” hükmüne göre davacının 1 aylık ücreti tutarındaki sözleşme izin ücretini talep ettiği ancak 4 aylık süre dolmadan davacının iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilmesi karşısında davacının yıllık izin ücreti olarak 1 aylık ücreti tutarında 3.200,00 USD miktarın kabul edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine davalının ise istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve iş sözleşmesi her ne kadar 2 ay sonra sonlandırılmış olarak gözükse de davalı şirket tarafından 4 ayın sonuna kadar yani geminin seferi bitene kadar davacının çalıştırılmaya devam ettiğini, iş sözleşmesinin sonlanması üzerine ilk limanda davacının gemiden indirilmesi yerine sefer sonuna kadar yani sözleşme bitene kadar davacının gemide tutulmuş olduğunu ve çalıştırmaya devam edildiğini bu nedenle davacı müvekkilinin izin ücretini hak ettiğini ayrıca davalı lehine fahiş miktarda ücreti vekâlet takdir etme yoluna gidildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesinin feshi ile buna bağlı olarak davacının kıdem tazminatı ile bakiye süre ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk
  2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
  3. 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendinin (c) ve (ç) alt bentleri şöyledir:

“c) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı, kanuna, hizmet akitlerine sair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi,

ç) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi”

  1. 854 sayılı Kanun’un 20 inci maddesi.
  2. Değerlendirme
  3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
  4. Taraflar arasında imzalanan 23.09.2016 tanzim tarihli belirli süreli deniz iş sözleşmesinin “Sözleşmenin feshi” başlığını taşıyan 11 inci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“Gemi personelinin sözleşme hükümlerine, gemi dahili talimatnamesine ve işveren veya vekili tarafından hazırlanan hizmet çizelgesine ilgili mevzuata uymaması, işverene sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih imkanı verir. Bunun yanında ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere:

  1. Gemi personelinin işveren veya vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,

  1. Gemi personelinin davranışlarının gemi emniyetini tehlikeye sokması veya emir-komuta zincirini aksatması,

  1. Görevi düzgün yürütmemesi, işi savsatması,
  2. Amirlerinin kanun, örf, adet ve usullerine uygun olarak verdikleri emirlere itaat etmemesi,

Hallerinde işveren tek taraflı olarak bildirimsiz ve tazminatsız olarak iş sözleşmesini feshedebilir.”

  1. Somut olayda, davacı belirli süreli iş sözleşmeleri ile davalılar yanında çalışmıştır. Taraflar arasındaki son sözleşme, 23.09.2016 tanzim ve 28.09.2016 yürürlük tarihli 4 ay süreli belirli süreli iş sözleşmesi olup davacı bu sözleşme uyarınca gemide 3. mühendis olarak çalışmıştır. İş sözleşmesi işverenin 23.11.2016 tarihli fesih bildirimi ile, davacının amiri tarafından verilen işi yapmayı reddettiği, denizcilik kural ve teamüllerine aykırı olarak amirine karşı gemi hiyerarşik yapısını bozacak şekilde saygısızca hareketlerde bulunduğu ve rutin işlerini de aksattığı gerekçesiyle 854 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri ve belirli süreli iş sözleşmesinin 11 inci maddesinin ilgili hükümleri gereğince feshedilmiştir. Dosya içerisinde yer alan başmühendis M.K.’nin 18.11.2016 tarihli durum bildirir raporu ve gemi 2. mühendisi H.S’nin ifade tutanağına göre iş sözleşmesinin feshine sebebiyet veren olayın gemi makine kısmında meydana gelen enjektör arızasına müdahale esnasında, başmühendisin davacıdan fotoğraf makinesini getirmesini istemesi üzerine davacının “Getirmiyorum ben sizin stajyeriniz değilim” şeklinde karşılık vermesi ve devamında görevi yerine getirmeyeceğini, saçma sapan işlerle uğraşamayacağını beyan etmesi sonucunda aralarında münakaşa yaşanması olduğu anlaşılmaktadır.
  2. Yargılama sırasında gemide başmühendis olarak çalışan M.K. davalı tanığı olarak dinlenmiş olup

“Çanakkale Boğazına giriş yapmadan önce bir arıza nedeniyle durduk, ana makine üzerinde enjektörün tamiri gerekiyordu. Yağ pompasının stop edilmesi gerekiyordu, ben kendisine neden stop etmediğini sorduğumda bu benim işim değil, sizin işiniz dedi. Akabinde fotoğraf makinesi getirmesini söyledim. Davacı getirmeyeceğini, stajyerim olmadığını söyledi. Davacının amiri pozisyonu olmam nedeniyle bu durum otoriterimi sarsmaması için zorunlu olarak işlem yaptım.” şeklinde beyanda bulunmuş, gemide 2. mühendis olarak çalışan ortak tanık H.S. ise ” En son gemi Çanakkale Boğazında iken ana makina enjektörü arıza yaptı. Makinayı stop edip enjektörü sökmeye başladık. Enjektör test makinasına konulduğunda başmühendis davacıdan fotoğraf makinasını getirmesini istedi. Davacı getirmiyorum dedi. Başmühendis, emirlerimi yerine getirmiyor musun dedi. Davacı da ben sizin stajeriniz değilim, saçma sapan işlerinizi yerine getiremem dedi. Ben olaya müdahele edip sakinleştirdim. Fotoğraf makinasını da ben getirdim… Başmühendis davacıya fotoğraf makinasını getirmesi gerektiğini söylüyor ise davacının getirmesi gerekiyordu. Gemideki örf adetler bunu gerektirir… Başmühendisin emirlerinin yerine getirilmesi gemi güvenliği için önemlidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

  1. Mahkemece iş sözleşmesinin işverence 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğine karar verilmiş ise de feshe konu olayın denizcilik kural ve teamüllerine aykırılık oluşturup oluşturmadığı, davacının davranışının gemideki emir ve komuta zincirini aksatıp gemi güvenliğini tehlikeye sokup sokmadığı, denizcilik örf ve adetlerine göre iş sözleşmesinin feshini gerektirecek şekilde ağır bir eylem olup olmadığı hususlarının açık bir şekilde ortaya konması gerekmektedir. Açıklanan nedenle feshe konu davranışın denizcilik kural ve teamüllerine aykırılık oluşturup oluşturmadığı noktasında gemicilik (gemi işletmeciliği) konusunda uzman bir bilirkişiden denetime elverişli rapor alındıktan sonra Mahkemece olaya ilişkin tutanaklar, savunma yazısı, fesih yazısı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilip edilmediği hususunda 854 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi ve taraflar arasındaki iş sözleşmesinin feshe ilişkin hükümleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekmektedir.

Anılan yönler düşünülmeden eksik araştırma ile hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

  1. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.