İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/25
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/10707
Karar No. 2022/14106
Tarihi: 02.11.2022
lGÖREV
l İŞVERENİNİ ZARARA UĞRATMA İDDİASIYLA AÇILAN DAVADA İŞ MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞU
ÖZETİ: Dava dilekçesinde, diğer davalıların Şirket çalışanı olan davalıyı kandırmak suretiyle piyasa fiyatının altında kontör satın alarak, Şirket çalışanı davalının ise uhdesine bir miktar kontör alarak kaçmak suretiyle davacı Şirketi zarara uğrattıkları iddia edilerek uğranılan zararın faiziyle birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir. Davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı ve Mahkemece işin esasına girilerek karar verildiği, görev hususunun değerlendirilmediği, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine iş hukukundan doğan uyuşmazlıklara bakmakla görevli olan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapıldığı ve dosyanın temyiz incelenmesi için Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık, işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinden ve kanundan kaynaklanan uyuşmazlıktır. Buna göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme iş mahkemesi olmalıdır. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması; Bölge Adliye Mahkemesince de Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığından hüküm kaldırılmak suretiyle dosyanın görevli iş mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözden kaçırılarak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince Ali Görgülü ve İlhami Şahin aleyhine açılan davanın reddine, İsmail Cem Atay aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı Şirketin Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş 'ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtımı ve satışını yapan firma olduğunu, davalılardan İsmail Cem Atay'ın davacı Şirkette kontörlü hatlarda dağıtım ve satış işinde görevli olarak çalıştığını, diğer davalılar Ali Görgülü ve İlhami Şahin'in ise Mudanya ilçesinde telefon işiyle ilgili işletmeleri olduğunu ve telefon ve kontör satışı yaptıklarını, bu kişilerin davacı Şirketle herhangi bir ilişkisinin olmadığını, bu davalıların davacı Şirket çalışanı İsmail Cem Atay'ı ayartmak suretiyle bu kişiden düşük fiyata kontör alarak davacı Şirketı zarara uğrattıklarını, son olarak İsmail Cem Atay'ın davacı Şirketten yaklaşık 300.000,00 TL'ye yakın kontör alarak kaçtığını, davalıların eylemleri nedeniyle Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/35 esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, bu davada davalı İsmail Cem Atay'ın ifadesinde diğer davalılar Ali Görgülü ve İlhami Şahin ile bu ilişkilerinin olduğunu beyan ettiği gibi Ali Görgülü'nün de ifadesinde para ödemelerini davacı Şirketin kredi kartı POS makinasından yaptığını söyleyerek aradaki ilişkiyi ikrar ettiğini, davalıların mahkumiyet kararı aldıklarını, davalıların kendi aralarındaki ilişkiye dair tuttukları alacak-borç ilişkisini gösteren defterden de bu durumun anlaşıldığını, davalıların davacı Şirketin izni ve bilgisi olmaksızın kontörleri düşük fiyata alarak davacıyı zarara uğratmalarından dolayı şimdilik 100.000,00 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılardan İlhami Şahin vekili cevap dilekçesinde; davalının serbest olarak kontör alım ve satım ticaretini yaptığını, davalılardan İsmail Cem Atay'ın davacı Şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışı hususunda yetkili eleman olarak çalıştığını, davalının serbest piyasadan aldığı kontörleri diğer davalı Ali Görgülü'ye piyasa değerinden sattığını, davalının kontör alımını davacı Gimtek A.Ş'den yapmak istediğini ve firma yetkilisi İsmail Cem ile irtibat kurduğunu, İsmail Cem Atay'ın kendisine kontör verdiğini ancak tüm istemlerine karşılık henüz kaydının yapılmadığı, daha sonra fatura verileceği gibi bahanelerle fatura verilmediğini ve bu kontör faturalarının başkası adına kesildiğinin ortaya çıktığını, hatta başkası adına kestiği faturalarda kontör aldığı yazılı şahısların İsmail Cem'den böyle bir alışveriş yapmadıklarını, kendisinin İsmail Cem Atay ile elemanı olarak çalıştığı Gimtek A.Ş arasındaki ilişkinin içeriğini bilmediğini, İsmail Cem Atay'ın firmada çalıştığı ve sürekli alışveriş yaptığı için karşılıklı güven dahilinde ticaret yaptıklarını, Gimtek A.Ş'nin kontörlerinin davalı İsmail Cem Atay tarafından piyasaya hangi şartlarda sürüldüğünün davalı tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, sorunun Gimtek A.Ş çalışanı ve yetkilisi İsmail Cem Atay arasında olduğunu, İsmail Cem Atay'ın kendisi dışında başka kişi ve kurumlara da kontör satışı yaptığını, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı firma çalışanının eyleminden dolayı 3. kişilerin sorumlu tutulamayacağını, kendilerinin davacı Şirketin satış konusunda yetki verdiği İsmail Cem Atay'ın kontör çalmasını müteakip olayların ortaya çıkmasıyla durumu öğrendiklerini, Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/35 Esas sayılı dosyasında verilen kararı da kabul etmediklerini, dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalılardan Ali Görgülü vekili cevap dilekçesinde; davalının Yay Sat bayii ve ticaret ile iştigal ettiğini, bu çerçevede İlhami Şahin'e ait Furkan Market ile de ticari faaliyetini yürütürken serbest olarak kontör alım ve satımı yaptığını, davalılardan İsmail Cem Atay'ın davacı Şirketin kontörlü hatlarının dağıtım ve satışı hususunda yetkili eleman olarak çalıştığını, davalının da bu firmadan ve İlhami Şahin'den kontör alımı yapıp sattığını, İlhami Şahin'in kontör alımını Gimtek A.Ş'den yapmak istediğini ve firma yetkilisi İsmail Cem Atay ile irtibat kurduğunu, davalı İsmail Cem Atay'ın İlhami Şahin'e kontör verdiğini ancak tüm taleplere rağmen henüz kaydın yapılmadığı, daha sonra fatura verileceği gibi bahanelerle fatura vermediğini, alınan kontör faturalarını başkası adına kestiğinin ortaya çıktığını, hatta bu faturalarda ismi yazan şahısların İsmail Cem Atay ile böyle bir alışverişlerinin bulunmadığını, asıl sorunun davacı Şirket ile çalışanı olan İsmail Cem Atay ile arasında olduğunu, İsmail Cem Atay'ı ayartmak gibi durumun sözkonusu olmadığını, firmanın çalışanı ile arasındaki sorun nedeniyle kendilerine karşı açtığı davanın yersiz olduğunu ve reddi gerektiğini, ayrıca Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/35 Esas sayılı dosyasıyla davalı hakkında verilen kararın Yargıtay incelemesinde olup yetersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı İsmail Cem Atay cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Şirketin Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş'ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtım ve satışını yaptığı davalı İsmail Cem Atay'ın da davacı Şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışında görevli olarak çalıştığı, Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/35 esas sayılı dosyası ile davalı İsmail Cem Atay'ın 02.10.2011 tarihinde muhtelif müşterilere dağıtmak üzere Şirketten 4365 adet kazı konuş standart kontörü, 3192 adet kazı konuş 150 kontörü, 935 adet kazı konuş 250 kontörünü alarak diğer davalılara değeri altında sattığı ve kontörlerin bedeli olan 224.754,64 TL' yi çalıştığı işyerine yatırmadığı ve paraları uhdesinde tuttuğu kabul edilerek ceza verildiği, dava dosyasına sunulan 106066 ve 106067 seri nolu irsaliyelerden 106067 seri nolu irsaliyenin teslim alan kısmında davalı İsmail Cem Atay'ın imzasının yer aldığı, diğer irsaliyede imza yer almamakla birlikte bu irsaliye fatura içeriğindeki ürünlerinde davalının ikrarı ile kendisine teslim edildiğinin sabit olduğu, davacı Şirket çalışanı İsmail Cem Atay'ın kontör sattığı diğer davalılar Ali Görgülü ve İlhami Şahin yönünden ise, ürünlerin İsmail Cem Atay'a satıldığı, İsmail Cem Atay'ın beyanından İsmail'in bu ürünleri sattığı kişilerden bedeli tahsil ettiği hatta sattığı ürünün üzerinde para aldığı, bu şahıslara da borçlu kaldığı, tahsil ettiği paraları davacı Şirkete yatırmayarak kendi uhdesinde tuttuğu ve kullandığı gerekçesiyle davalı İsmail Cem Atay yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle fiilin hukuka aykırılığı konusuyla hukuk hakiminin tamamen bağlı olduğunu, davalılar İlhan Şahin, Ali Görgülü ile diğer davalı İsmail Cem Atay'ın aynı ve gerçek olmayan beyanlarda bulunarak davacı Şirket yetkililerini dolandırdığını, davalı İsmail Cem Atay'ın Şirketin yetkili satıcısı olduğunu, davalıdan kontör almanın Şirketten almak anlamına geldiğini, diğer bütün bayilerin Şirketin satış elemanından kontör aldığını, davalılar Ali Görgülü ve İlhami Şahin' in davalı İsmail Atay'a ödeme yaptığını, borcundan mahsup ettiğini, davalı Şirket çalışanının diğer davalılara borcu olduğu için ve diğer davalıların da davalı Şirket çalışanına baskı yaparak kontörleri piyasa fiyatının çok altında aldığını, davalı Cem Atay'ın suç işlemesine sebep olduğunu, diğer davalı Ali Görgülü ve İlhami Şahin'in, davalı İsmail Cem Atay'ın davacı Şirketi dolandırdığını bildiğini, davalı İsmail Cem Atay'ın zor durumundan faydalandığını, diğer davalıların İsmail Cem Atay'ın piyasa fiyatlarından daha ucuza kontör verdiğini ve bunun mümkün olmadığını bilmelerine rağmen davalı İsmail'den daha fazla kontör alabilmek için davalı İsmail Cem'i kendilerine borçlandırdığını, fazladan para vererek İsmail'i kendilerine borçlandırarak İsmail'in kendilerine kontör satmaktan vazgeçmesini engellediklerini, ucuza kontör satmasını devamlı hâle getirdiğini, diğer davalılar Ali Görgülü ve İlhami Şahin'in de telefon ve kontör satışı ile iştigal ettikleri için kontör alımının nasıl yapılacağını ne kadar iskonto yapılabileceğini bildiklerini yapılan ceza yargılamasında her iki sanığın da suç işlediğinin tespit edildiğini, sanıkların ceza aldığını, davalı İlhami Şahin açısından verilen mahkumiyet kararının Yargıtayın verdiği onama kararı ile kesinleştiğini belirterek; davalılar Ali Görgülü ve İlhami Şahin yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"…
Tüm dosya kapsamı ile, davacı şirketin Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş'ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtım ve satışını yaptığı davalı İ. C. A.'ında davacı şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışında görevli olarak çalıştığı, davalı İ. C. A.'ın Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasındaki yargılama sırasında 21/11/2010 tarihli duruşmadaki beyanında; davacı şirkette 2010 Mayıs ayı içerisinde satış temsilcisi olarak işe başladığını, müşterilere şirkete ait araç ile Turkcell kontör ve kalem pil isteyen olması halinde cep telefonu aksesuarları ve yedek parçaları dağıtımını yaptığını ifade ettiği, işyerine iyi görünmek ve fazla satış yapmak için kontörlerin piyasa değerinden 15krş aşağıya verdiğini, müşterilerin arttığını, aradaki farkı cebinden karşıladığını, bu sırada çantacı diye tabir edilen sabit yerleri olmayan ve işyerlerine kontör satan şahıslar ile tanıştığını, bunların kendisinden kontör almaya başladıklarını, ilk başta kontörleri piyasa değerinden verdiğini, daha sonra kendisine bir miktar para vererek kontörleri biraz daha ucuza verir misin dediklerini, kabul ettiğini, nasıl olsa kendisine ilk ödeme olarak para vereceklerini, açığı buradan kapatabileceğini düşündüğünü ifade ettiği, Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasının kesinleşen gerekçeli kararında İ.C. A.'ın 02/10/2011 tarihinde muhtelif müşterilere dağıtmak üzere şirketten 4365 adet Kazı Konuş Standart Kontörü, 3192 adet Kazı Konuş 150 kontörü, 935 adet Kazı Konuş 250 kontörünü alarak A. G. ve İ.Ş.'in değeri altında sattığı ve kontörlerin bedeli olan 224.754,64 TL'yi çalıştığı işyerine yatırmadığı ve paraları uhdesinde tuttuğu kabul edilerek ceza verildiği, dava dosyasına sunulu 106066 ve 106067 seri nolu irsaliyelerden 106067 seri nolu irsaliyenin teslim alan kısmında davalı İ. C. A.'ın imzasının yer aldığını, diğer irsaliyede imza yer almamakla birlikte bu irsaliye fatura içeriğindeki ürünlerinde davalının ikrarı ile kendisine teslim edildiğinin sabit olduğu, davalının zimmetinde olan ve sattığı ürünlerin toplam satış bedelinin 224.834,79 TL olduğu, davacı taraf diğer davalılar A. G. ve İ. A ın da kasıtlı eylemleri ile zarara sebebiyet verdiğini ve onların da zarardan sorumlu tutulmaları gerektiğini ileri sürmüşse de, İ. C. A.'ın beyanından İ.'in bu ürünleri sattığı kişilerden bedeli tahsil ettiği hatta sattığı ürünün üzerinde para aldığını, bu şahıslara da borçlu kaldığını, tahsil ettiği paraları davacı şirkete yatırmayarak kendi uhdesinde tuttuğu ve kullandığını belirttiği ve Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 26/11/2015 tarihli 2015/4736 Esas 2015/7255 Karar sayılı bozma kararında da, Ali Görgülü hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizen incelenesinde; sanık A. G. nün aşamalarda istikrar gösteren ve sanık İ.C. A. ın suç teşkil eden eylemlerinden haberdar olmadığını ifade eder savunmasının aksine cezalandırılmasına yeter, her türlü kuşkudan uzak delil elde edilememiş olması karşısında sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği belirterek kararın bozulmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmakla mahkemenin diğer davalılar A. G. ve İ. Ş. aleyhine açılan davanın reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır." gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
İlk Derece Mahkemesinin görevli olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre "mahkemenin görevli olması" dava şartlarındandır.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Dava şartlarının incelenmesi" kenar başlıklı 115 inci maddesi şu şekildedir:
"Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez."
3.4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Amaç ve kapsam" başlıklı 1 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir;
" Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır."
4. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'un "görev" başlıklı 5 inci maddesi şöyledir;
"(1) İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi
kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."
3. Değerlendirme
1.Somut olayda; davacı Şirket ile davalı gerçek kişi İ. C. A. arasında, 4857 sayılı Kanun kapsamında bireysel iş sözleşmesi ile kurulan işçi işveren ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
2. Dava dilekçesinde, diğer davalıların Şirket çalışanı olan davalıyı kandırmak suretiyle piyasa fiyatının altında kontör satın alarak, Şirket çalışanı davalının ise uhdesine bir miktar kontör alarak kaçmak suretiyle davacı Şirketi zarara uğrattıkları iddia edilerek uğranılan zararın faiziyle birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir. Davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı ve Mahkemece işin esasına girilerek karar verildiği, görev hususunun değerlendilmediği, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine iş hukukundan doğan uyuşmazlıklara bakmakla görevli olan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapıldığı ve dosyanın temyiz incelenmesi için Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
3. Dava konusu uyuşmazlık, işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinden ve kanundan kaynaklanan uyuşmazlıktır. Buna göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme iş mahkemesi olmalıdır. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması; Bölge Adliye Mahkemesince de Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığından hüküm kaldırılmak suretiyle dosyanın görevli iş mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözden kaçırılarak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.