GÜVEN İLKESİ

SAYILAR

Esas No : 2010/4182
Karar No : 2010/4763
Tarihi : 25.02.2010
İlgili Kanun/Madde : 4857 S.İşK/41
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : l GÜVEN İLKESİ l İŞVERENİN DAVRANIŞLARIYLA OLUŞTURDUĞU GÜVEN ÜZERİNE İŞÇİNİN BELGE İMZALAMASI l GÜVEN İLKESİNE GÖRE İMZALANAN BELGENİN İŞVERENİN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRMAYACAĞI

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/41

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No. 2010/4182
Karar No. 2010/4763
Tarihi: 25.02.2010                     
 

l GÜVEN İLKESİ
l İŞVERENİN DAVRANIŞLARIYLA OLUŞTURDUĞU GÜVEN ÜZERİNE İŞÇİNİN BELGE İMZALAMASI
l GÜVEN İLKESİNE GÖRE İMZALANAN BELGENİN İŞVERENİN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRMAYACAĞI

ÖZETİ: Davacının davalılara ait olan eczanede önce babalarının sonra davalıların yanında 24 yıl çalıştığını, babalarına duyduğu vefa ve haklarının ödeneceği beyanı üzerine istifa dilekçesini yazdığını ifade etmiştir.Davacının 24 yıllık çalışan olması ve kendi ifadesine göre haklarının ödeneceği beyanı, davacı üzerinde bir güven tesis etmiştir. Güven ilkesi gereğince işverenin davacı işçiyi çıkaracağı beyanı yanında tazminatlarının ödeneceği konusunda güven verdiği anlaşılmaktadır. O halde davalı tarafın, kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü güven sorumluluğu gereğidir. Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun içtihatları da aynı yöndedir.

DAVA: Davacı, kıdem ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı. tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Başbayraktar Taşkın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı davalılara ait eczanede çalıştığını, iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar tazminatı ve bazı işçilik alacakları isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davacının daha iyi koşullarda iş bulması nedeniyle istifa ederek ayrıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, istifa gerekçe yapılarak dava reddolunmuştur.
Karar davacı tarafça temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshi noktasında toplanmaktadır. Önümüze gelen bir hukuki uyuşmazlıkta güvenin meydana gelmesini sağlayacak koşullar önem taşır. Kanunun getirdiği güvenin korunmasına ilişkin ilk ayrımın ötesinde en çok tartışılan doğal öğelerdir. Doğal öğeler temelinde insan davranışım ele alır. Yazılı ve sözlü olabilir. Bu bağlamda sözlü ifadeler, çeşitli vesika ve belgeler örtülü irade davranışlarını da sayabiliriz. Açık irade beyanın korunması pek sorun yaratmasa da örtülü irade beyanın aynı kolaylığı taşıdığından söz edilemez. Ancak bu halde de ortada korunması gereken bir güven söz konusu ise hukuken de bir sonuç doğurması kaçınılmazdır. Burada öne çıkacak durum irade beyanın ya da zımni hallerin gerçek hak sahiplerini/ gerçek durumu yansıtıp yansıtmayacağıdır. Güven sorumluluğuna yaklaşımında bir diğer yön dürüstlük kuralından doğan yükümlülüklere aykırı davranmanın söz konusu olmasıdır. (Ayrıntılı bilgi için bkz, Oğuztürk Burcu Kalkan Güven Sorumluluğu, Doktora Tezi, İstanbul 2008,sh 129 vd)
Uyuşmazlığın her iki hukuki olgunun birlikte değerlendirilerek güven sorumluluğu ilkesi doğrultusunda çözümü gerekir.
Somut olayda; Davacının davalılara ait olan eczanede önce babalarının sonra davalıların yanında 24 yıl çalıştığım, babalarına duyduğu vefa ve haklarının ödeneceği beyanı üzerine istifa dilekçesini yazdığını ifade etmiştir. Davacının 24 yıllık çalışan olması ve kendi ifadesine göre haklarının ödeneceği beyanı davacı üzerinde bir güven tesis etmiştir. Güven ilkesi gereğince işverenin davacı işçiyi çıkaracağı beyanı yanında tazminatlarının ödeneceği konusunda güven verdiği anlaşılmaktadır. O halde davalı tarafın, kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü güven sorumluluğu gereğidir. Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun içtihatları da aynı yöndedir.( 9.Hukuk Dairesinin 2.7.2009 gün ve 2008/5999 E., 2009/18523 K ; Yargıtay HGK 10.2.2010 gün ve 2010/9-39 E ,2010/71 K)
Bu itibarla mahkemece kıdem tazminatı isteğinin bir hesaplamaya tabi tutularak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz/harcının istek halinde ilgiliye iadesine,25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.