İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/46
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2017/26327
Karar No. 2020/19678
Tarihi: 23/12/2020
l HAFTA TATİLİ
l HAFTA TATİLİNİN KESİNTİSİZ KULLANDIRILMASININ GEREKTİĞİ
ÖZETİ 4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin, davalı işverene ait işyerinde, 18.8.2006-18.6.2013 tarihleri arasındaki dönemde gişe görevlisi olarak çalıştığını; taşeron firmalar sıklıkla değişmekle birlikte, davacı işçinin, sürekli olarak davalı TCDD’ye ait işyerinde çalıştığını; son aylık net ücretinin 1.500.00TL olduğunu; hemen hemen her ay kasadan çıkan para eksikleri, jeton kayıpları, gişe kapısının bozulması, sandalyelerin bozulması, elektirikli soba kullanılması gibi bahanelerle aylık ücretin kesilerek aylık net 1.300.00TL civarında ödeme yapıldığını; yemek ve yol yardımı yapıldığını; işyerinde 3 vardiya sistemine göre çalışıldığını; davacı işçinin, sürekli olarak 07.00-15.00 saatleri arasında çalıştığını; vardiyanın denk geldiği tüm pazar günleri ile dini ve milli bayram günlerinde de çalıştığını; vardiyasının bitmesinden sonra, kasa hesabının yapılması, tren bekleyerek müdürlüğe gidilmesi, üzerindeki paraların tutanakla istasyon şefliğine iade edilmesi gibi işlemler nedeniyle davacı işçinin, vardiyasından sonra da, her gün 2 saat kadar fazla çalışma yaptığını; Marmaray Projesi ve tren yollarındaki tadilat nedeniyle tren seferlerinin uzun süre durması üzerine, davacı işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini; davacı ve diğer çalışanlara, Marmaray projesi kapsamında iş verileceğinin duyurulduğu halde, böyle bir iş de verilmediğini; davacı işçinin, yıllarca gişede jeton satan görevli olarak çalıştığını, kasa tuttuğunu, ancak, davacı işçiye ödenmesi gereken kasa tazminatının ödenmediğini belirterek ayrıntıları dilekçesinde yazılı alacaklardan toplam 20.941,50TL nin faiz, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili; ücret alacakları yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu; TCDD işyerlerinde bilet satışı, danışma ve rezervasyon hizmetleri yürütümü işi için 1.8.2006-31.3.2007 tarihleri arasında Avrasya Savunma Sanayi Elektronik Strateji Temizlik Denetim Gişe Hizmetleri Tahs. Müş. İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. ile 1.4.2007-31.1.2013 tarihleri arasında Tem-Ka Gem. İnş. Nak. Temz. İth. İhr. Ltd. Şti. ile 1.2.2013-19.6.2013 tarihleri arasındaki dönemde ise Fay Müh. Bil. Enrj. İnş. Sos. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile hizmet alım sözleşmesi yapıldığını; 19.6.2013 tarihinden itibaren Marmaray Projesi nedeniyle demir yolları hatlarının ve istasyonlarının kapatılması ile gar ve istasyonlardaki bilet satış ve danışma hizmetlerine olan ihtiyacın ortadan kalktığını; davalı TCDD ile hizmet alımı yapılan şirketler arasındaki ilişkinin geçerli bir asıl işveren – alt işveren ilişkisi olduğunu; davacı işçinin, alt işveren işçisi olarak çalıştığını; dava konusu alacaklardan esas itibariyle alt işverenlerin sorumlu olduğunu; davacı işçinin vardiyalı olarak çalıştığı için fazla çalışma yapmasının sözkonusu olmayacağını, bayram tatillerinde çalışması durumunda ücretinin ödendiğini; davacı işçinin tüm işçilik alacaklarının TCDD tarafından alt işverenlere ödendiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür.
Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, tahakkuku aşan çalışmalar her türlü delille ispat edilebilir ve bordrolarda yer alan ödemelerin mahsubu gerekir.
Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda, böyle bir indirime gidilmemesi gerekir.
Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanması halinde, işçinin sürekli olarak aynı şekilde çalışması mümkün olmadığından, hastalık mazeret izin gibi nedenlerle belirtildiği şekilde çalışamadığı günlerin olması kaçınılmaz olup, bu durumda karineye dayalı makul indirim yapılmalıdır(Yargıtay HGK, 06.12.2017 tarih 2015/9-2698 E.-2017/1557 K.).
Hafta tatili çalışmalarının tanık anlatımları yerine doğrudan yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Hafta tatili ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemez.
Somut uyuşmazlıkta; dosyada dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında ayda 1 hafta tatilinde çalışıldığı ifade edilmiştir.
Dairemizden geçen emsal mahiyetteki dosyalarda ise davacılara ait çalışma çizelgelerinin dosyalarına sunulduğu ve bu çizelgelere göre davacıların haftada 6 gün çalıştığı ve bir gün hafta tatili kullanıldığının anlaşılması üzerine hafta tatil ücreti alacağı taleplerinin reddedildiği ve bu kararların onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş davacıya ait çalışma çizelgelerinin olup olmadığının araştırılarak sunulması halinde bu kayıtların tetkiki ile hafta tatil ücreti talep hakkı olup olmadığının değerlendirilmesi şayet kayıtların sunulmaması halinde ise davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak ayda bir hafta tatilinde çalışıldığı kabulüne göre hesaplama yapılarak davacının talebi hakkında karar vermektir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.