YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2009/37352 2010/14874 27.05.2010 |
İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/47 |
||||
|
||||||
ÖZETİ 4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinde işçinin, tatil gününden önce aynı yasanın 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde 24 saat dinlenme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. İşçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmiştir. Hafta tatili izni kesintisiz en az 24 saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Ayrıca, hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin 24 saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre hafta tatili Pazar günüdür kural bu şekilde olmakla birlikte, işçiye Pazar günü dışında hafta tatili izni kullandırılması mümkündür Somut olayda davalı işyerinde 1.1.2006 tarihine kadar 12 saat çalışma 24 saat dinlenme şeklinde çalışılmıştır. Bu çalışma şeklinde hafta tatili çalışması olmaz. |
||||||
DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, izin, genel
Tatil, ücret, ikramiye alacakların ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi C.Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, davalı işyerinde 1.8.2002 tarihine kadar Perpa Ticaret Merkezi Blok yönetimi tarafından güvenlikçi olarak çalıştırıldığını, bu tarihte iş sözleşmesi feshedilerek davalı Perpa Ticaret Merkezi Kat Malikleri Kurulu Üst Yöneticiliği tarafından tekrar işe alındığını ve aynı işini yapmaya devam ettiğini, 1.8.2002 tarihinde kendisine sadece kıdem tazminatı ödendiğini, 1.1.2006 tarihine kadar 12 saat çalışıp 24 saat istirahat ederek çalıştığını, 1.1.2006 tarihinden itibaren ise 8 saat çalışıp 16 saat dinlenme ile çalışmaya başladığını belirterek kıdem, ihbar, izin, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, ikramiye ve ücret farkı alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı, davacının 1.8.2002 tarihinde kadar dava dışı Perpa Ticaret Merkezi Blok Yönetimi tarafından çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin bu işveren tarafından feshedildiğini, 1.8.2002 tarihinden itibaren kendi işçisi olarak çalışmaya başladığını, işyerinde 1.1.2006 tarihine kadar 12/24 saat usulü ile çalışıldığını, 1.1.2006 tarihinden sonra ise 8/16 saat usulü ile haftada 1 gün izin yapmak suretiyle çalıştığını, genel tatil günlerine denk gelen çalışmaları yönünden alacaklarının ödendiğini, davacının alacaklarının zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının ilk çalıştığı dönemden ihbar alacağının bulunduğu, bunun dışında fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yaptığı, ücret farkı alacağı bulunduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının 1.8.2002 tarihinden önceki çalışması davalı Perpa Ticaret Merkezi bünyesinde gerçekleşmiştir. Davacının 1.8.2002 tarihinden önce işyerinde yaptığı iş ile bu tarihten itibaren yapmaya devam ettiği iş aynıdır. İşyerinin devri veya işverenin değişmesi söz konusu değildir. Perpa Ticaret Merkezi Yöneticiliği aslında tek bir işverendir. Dolayısıyla da davacının iş sözleşmesi devam etmektedir. Dava dışı Perpa Ticaret Merkezi Blok Kat Malikleri Yönetimi tarafında davacıya yapılan kıdem tazminatı ödemesi avans niteliğindedir Davacının iş sözleşmesinin feshi söz konusu olmadığından davacı lehine ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
3- Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinde işçinin, tatil gününden önce aynı yasanın 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde 24 saat dinlenme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. İşçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmiştir.
Hafta tatili izni kesintisiz en az 24 saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez.
Ayrıca, hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin 24 saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre hafta tatili Pazar günüdür kural bu şekilde olmakla birlikte, işçiye Pazar günü dışında hafta tatili izni kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir, işçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtlan, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazı kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması gerekir, işçiye bordro imzalatılmadığı halde, hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda davalı işyerinde 1.1.2006 tarihine kadar 12 saat çalışma 24 saat dinlenme şeklinde çalışılmıştır. Bu çalışma şeklinde hafta tatili çalışması olmaz. 1.1.2006 tarihinden sonra ise 8 saat çalışma 16 saat dinlenme ile çalışıldığı sabittir. Dinlenen taraf tanıkları 1.1.2006 tarihinden sonra çalışma şekli değiştikten sonra haftada 1 gün izin kullanıldığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hafta ve genel tatil ücreti başlığı altında hesaplama yapılmış ise de yapılan sadece hafta tatili hesaplamasıdır. Tanık beyanları nazara alındığında davalı işyerinde hafta tatili çalışması yapılmamaktadır. Eksik inceleme ile hafta tatili alacağına hükmedilmesi hatalıdır.
4-Öte yandan davacı 1.8.2002 tarihine kadar aylık 375 TL ücret ile çalıştığını, bu tarihten soma ise ücretinin 300 TL düşürüldüğünü belirterek ücret farkı alacağı talep etmiştir. Ancak dosya içerisinde davacının bu iddiasını doğrulayan bilgi ve belge bulunmamaktadır. Kaldı ki davalı işveren tarafından yapılan bu işlem 1475 sayılı İş Kanunu döneminde olup iş koşullarında değişikliktir. 1475 sayılı yasa döneminde iş koşullarında değişiklik halinde işçinin yazılı muvafakati aranmamaktadır. Davacı ücretini ihtirazı kayıt ileri sürmeden almıştır. Davacının ücret farkı alacağı bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile ücret alacağına hükmedilmesi hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, 27.5.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.