İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/32
6100 S. HMK/26,272
T.C
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2018/172
Karar No. 2018/5606
Tarihi: 05.03.2018
l HAKİMLER HAKKINDA UYGULANAN YASAKLILIK VE RET HALLERİNİN BİLİRKİŞİLER İÇİNDE UYGULANACAĞI
l BİLİRKİŞİLERİN YANSIZ OLMA ZORUNLULUĞU
l BİLİRKİŞİLERİN GÖRÜŞLERİNİ OBJEKTİF OLARAK DİLE GETİRMESİNİN ZORUNLU OLDUĞU
l DAVALI HAKKINDA BİR BAŞKA DAVADA VEKALET ALAN BİLİRKİŞİNİN YERİNE TARAF-LARLA İLİŞKİSİ OLMAYAN BİLİRKİŞİ ATAN-MASININ GEREKMESİ
l TALEPLE BAĞLILIK KURALI
l İHTARNAMEDE BELİRTİLEN TUTAR-LARINDA TALEPLE BAĞLILIK KURALI İÇE-RİSİNDE DEĞERLENDİRİLMESİNİN GEREKMESİ
ÖZETİ: Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak ve tarafsız olması gerekir. 6100 sayılı Kanun'un 36. maddesinin 1. fıkrasında Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 272. maddesi uyarınca hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır.
Bilirkişi görevini yerine getirirken uyması gereken yükümlülüklerden biriside tarafsız davranma yükümlülüğü oluşturur. Bu yükümlülüğe uygun davranma bilirkişinin somut maddi sorunla ilgili olarak objektif bir biçimde oy ve görüşünü beyan edebilmesinin asgari şartını teşkil eder. Objektiflik ve tarafsızlık çok yakın bir ilişki içerisindedir; biri mevcut olmadan diğerinin mevcudiyeti düşünülemez.
Somut olayda, dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden M. Y.’ın davacı işçi vekili olarak yer almak suretiyle, davalı aleyhine başka bir davalı işyeri çalışanından 14.2.2014 tarihinde vekaletname alınarak, 28.5.2014 tarihinde de dava açılmış, söz konusu hükme esas alınan bilirkişi raporu ise 16.5.2014 tarihinde hazırlanmıştır. Ancak iş bu davanın akibeti henüz tespit edilememiştir. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi talep edilmemiş ise de temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Bu durum bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkarmış olması karşısında mahkemece bu yönde bir araştırma yapılarak gerekirse davalı aleyhine davası olmayan ve davanın tarafları ile ilişkisi bulunmayan başka bir bilirkişi seçilerek yeniden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda, Mahkemece davacının tüm çalışma dönemi için talep etmiş olduğu ücret alacaklarının davalının ödemeye ilişkin bir kayıt sunmadığı gerekçesi ile yine tüm çalışma dönemi kabul edilmiştir. Ancak davacı; dava açılmadan önce 27.07.2012 tarihinde davalıya göndermiş olduğu ihtar ve dava dilekçesine göre 8.824,14 TL birikmiş alacağının olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada davacı her ne kadar ıslah dilekçesi ile taleplerini arttırmış ise de davacının bakiye kalan alacağına ilişkin talebine bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, aksi yönde kabulle hüküm tesis edilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi N. Taş Çörekçi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı yanında 03.05.2010-26.07.2012 tarihleri arasında temizlik elemanı olarak çalıştığını, 15.09.2010-20.10.2010 tarihleri arasında zorunlu olarak ücretsiz izne ayrıldığını, izinden sonra tekrar 20.10.2010 tarihinde işe başlayıp 26.07.2012 tarihine kadar çalıştığını, herhangi bir sigorta girişinin yapılmadığını, 26.07.2012 tarihinde iş akdinin haksız yere feshedildiğini, düzenli olarak işe gitmesine rağmen maaşlarının ödenmediğini, müvekkili tarafından davalıya birikmiş alacaklarının ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, herhangi bir ödeme yapılmadığı beyan ederek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak ve tarafsız olması gerekir. 6100 sayılı Kanun'un 36. maddesinin 1. fıkrasında Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 272. maddesi uyarınca hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır.
Bilirkişi görevini yerine getirirken uyması gereken yükümlülüklerden biriside tarafsız davranma yükümlülüğü oluşturur. Bu yükümlülüğe uygun davranma bilirkişinin somut maddi sorunla ilgili olarak objektif bir biçimde oy ve görüşünü beyan edebilmesinin asgari şartını teşkil eder. Objektiflik ve tarafsızlık çok yakın bir ilişki içerisindedir; biri mevcut olmadan diğerinin mevcudiyeti düşünülemez.
Somut olayda, dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden M.Y.’ın davacı işçi vekili olarak yer almak suretiyle, davalı aleyhine başka bir davalı işyeri çalışanından 14.2.2014 tarihinde vekaletname alınarak, 28.5.2014 tarihinde de dava açılmış, söz konusu hükme esas alınan bilirkişi raporu ise 16.5.2014 tarihinde hazırlanmıştır. Ancak iş bu davanın akibeti henüz tespit edilememiştir. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi talep edilmemiş ise de temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Bu durum bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkarmış olması karşısında mahkemece bu yönde bir araştırma yapılarak gerekirse davalı aleyhine davası olmayan ve davanın tarafları ile ilişkisi bulunmayan başka bir bilirkişi seçilerek yeniden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapılıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davacının temizlik personeli olarak çalıştığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının, bir hafta gece bir hafta gündüz olmak üzere vardiyalı olarak çalıştığı haftalık ortalama 31,75 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Ancak davacının işyeri çalışması hakkında somut bir beyanda bulunmadığı, davacı tanıklarının ise beyanlarının çelişkili olduğu tanıkların beyanına göre cumartesi tam gün çalışılma olup olmadığı yine haftanın kaç günü çalışma olduğu noktasında birbirleri ile örtüşmeyen beyanlarının olduğu görülmüştür. Mahkemece bu çelişkiler giderilmeden hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda, Mahkemece davacının tüm çalışma dönemi için talep etmiş olduğu ücret alacaklarının davalının ödemeye ilişkin bir kayıt sunmadığı gerekçesi ile yine tüm çalışma dönemi kabul edilmiştir. Ancak davacı; dava açılmadan önce 27.07.2012 tarihinde davalıya göndermiş olduğu ihtar ve dava dilekçesine göre 8.824,14 TL birikmiş alacağının olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada davacı her ne kadar ıslah dilekçesi ile taleplerini arttırmış ise de davacının bakiye kalan alacağına ilişkin talebine bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, aksi yönde kabulle hüküm tesis edilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.