İHBAR ÖNEL SÜRESİNİN BÖLÜNEMEYECEĞİ

SAYILAR

Esas No : 2023/20417
Karar No : 2024/1284
Tarihi : 25.01.2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/17
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • İHBAR ÖNEL SÜRESİNİN BÖLÜNEMEYECEĞİ
  • İHBAR SÜRESİNİN TAM OLARAK KULLANDIRILMAMASI HALİNDE İŞVERENİN TÜM İHBAR ÖNEL SÜRESİNDEN SORUMLU OLACAĞI

Tam Metin

ÖZETİ: Somut uyuşmazlıkta; bozmadan sonra Mahkemece, davacının 20.03.2012-20.11.2015 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilip yeni hizmet süresi 3 yıl 8 ay 1 gün olarak belirlenmiştir. Buna göre 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin (d) bendine uyarınca ihbar süresi 8 hafta (56 gün) olup 07.10.2015 tarihli davacı imzasını taşıyan fesih ihbarnamesinde, davacıya, 42 gün ihbar süresi sonu olan 20.11.2015 tarihinde iş sözleşmesinin sona ereceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. İhbar  süresinin  bölünmezliği kuralı gözetildiğinde; ihbar süresinin tam olarak kullandırılmaması karşısında davalının tüm süreden sorumlu olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Buna göre bozma sonrası belirlenen hizmet süresi dikkate alınarak ihbar tazminatının 56 gün üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.03.2012 ile 20.11.2015 tarihleri arasında davalı Şirketin işlettiği otelde stewert şefi olarak çalışmaya başladığını, 20.11.2015 tarihinde haksız olarak işine son verildiğini, haklarının ödenmediğini, en son ücretinin 1.600,00 TL olduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık ücretli izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

  1. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 20.03.2012 tarihinde çalışmaya başladığını, 30.11.2012 tarihinde işten ayrıldığını, 01.02.2013 tarihinde tekrar çalışmaya başladığını, davacıya kıdem tazminatının ödendiğini, ihbar tazminatı hakkının doğmadığını, izinlerini kullandığını, hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.06.2016 tarihli ve 2015/881 Esas, 2016/642 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanarak iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sonlandığının ispat yükünün davalı işveren üzerinde olduğu, davalı işverenin davacının işten çıkarıldığını kabul etmekle bu hususta bir ihtilaf bulunmadığı anlaşıldığından davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verildiği, 07.10.2015 tarihli fesih ihbarnamesinde 42 gün ihbar süresi tanındığı anlaşıldığından ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

  1. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
  2. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

Dairemizin 03.11.2020 tarihli ve 2017/17714 Esas, 2020/14469 Karar sayılı ilâmıyla; davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazları reddedilerek hizmet süresi eksik incelemeye dayalı olarak tespit edildiğinden davacı asıldan istifa dilekçesine karşı diyeceklerinin sorulması, gerekirse davacının istifa ile ayrılıp ayrılmadığı ve bu bağlamda çalışmasının kesintili olup olmadığına ilişkin taraf tanıkları tekrar dinlenip beyanları netleştirilerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

  1. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı bünyesinde 20.03.2012-20.11.2015 tarihleri arasında aralıksız çalıştığı, buna göre davacının toplam hizmet süresinin 3 yıl 8 ay 1 gün olduğunun anlaşıldığı; davalının, davacının işsözleşmesinin haklı nedenle sonlandırıldığını ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının talebi ile bağlı kalınarak kıdem tazminatına hak kazandığı, davacıya 07.10.2015 tarihli fesih ihbarnamesinde 42 gün ihbar süresi tanındığı anlaşıldığından ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği, diğer alacaklarının da 02.06.2022 tarihli bilirkişi ek raporundaki hesaplama doğrultusunda davacının talebi ile bağlı kalınarak kabulüne karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Yargıtay bozma ilâmı uyarınca belirlenen yeni hizmet süresine göre alacaklarının yeniden hesaplanması ve ihbar tazminatı alacağının da kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet süresinin belirlenmesi ile dava konusu alacakların bozma sonrası tespit edilen hizmet süresine göre hesaplanmasına ve ihbar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 17 nci maddesi.

Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

  1. Somut uyuşmazlıkta; bozmadan sonra Mahkemece, davacının 20.03.2012-20.11.2015 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilip yeni hizmet süresi 3 yıl 8 ay 1 gün olarak belirlenmiştir. Buna göre 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin (d) bendine uyarınca ihbar süresi 8 hafta (56 gün) olup 07.10.2015 tarihli davacı imzasını taşıyan fesih ihbarnamesinde, davacıya, 42 gün ihbar süresi sonu olan 20.11.2015 tarihinde iş sözleşmesinin sona ereceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. İhbar süresinin bölünmezliği kuralı gözetildiğinde; ihbar süresinin tam olarak kullandırılmaması karşısında davalının tüm süreden sorumlu olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Buna göre bozma sonrası belirlenen hizmet süresi dikkate alınarak ihbar tazminatının 56 gün üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
  2. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.