İlgili Kanun / Madde
4046S.ÖK/22
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2008/28140
Karar No. 2008/25790
Tarihi: 07.10.2008
l İŞ KAYBI TAZMİNATI
l İŞ KAYBI TAZMİNATINA ESAS ÜCRETİN O AY HAK EDİLEN ÜCRETE GÖRE BELİRLENMESİ
l O AY YAPILAN ÖDEMENİN ÖNEMLİ OLMAMASI
ÖZETİ: Anılan hükme göre ve 506 sayılı yasanın 77. maddesi uyarınca, işçiye son ay içinde ödenen ücret, prim, ikramiye gibi her çeşit istihkaklar ile idare ya da yargı makamları tarafından verilen karar gereğince aynı türdeki öderlerin pirime esas tutarına göre iş kaybı tazminatının hesaplanması gerekir. İlgili hükümde yer alan "işçinin o ay için hak ettiği ücreti, prim ikramiye gibi" sözcüklerinden son ay ödenene miktar yerine, o ay için hak kazanılan ve son ay çalışma süresine göre ödenmesi gereken miktar anlaşılmalıdır. İşçinin son birkaç yıl için hak kazandığı ancak ödenmemiş olan ücret, akti ikramiye, ilave tediye, izin ücreti ve benzeri işçilik alacaklarının iş sözleşmesinin özelleştirme uygulamaları sebebiyle feshedildiği son ay için ödenmiş olması durumunda, toplam ödeme tutarına göre iş kaybı tazminatı hesaplaması doğru olmaz. İşverenin söz konusu ödemeleri son ay yerine bir önceki ay yapmış olması durumunda ise, son ay ödeme miktarını azaltır ve bu yorum tarzı, yapılan uygulamaya göre işçi aleyhine sonuçlar da doğurabilir. 506 sayılı yasanın 77. maddesi hükmü uyarınca "işçinin o ay için hak ettiği" miktar belirlenmeli ve iş kaybı tazminatı buna göre hesaplanmalıdır.
DAVA: Davacı, iş kaybı tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Şahin Çil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, özelleştirme sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek Türkiye İş Kurumu hakkında açtığı bu davada iş kaybı tazminatı isteğinde bulunmuştur.
İş kaybı tazminatının yasal dayanağı 4046 sayılı yasanın 21.maddesi hükmüdür. Sözü edilen hükümde, "Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle; bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir" şeklinde kurala yer verilmiştir. Aynı maddenin 3. fıkrasında iş kaybı tazminatına hak. kazanma koşulları gösterilmiş ve " İş kaybı tazminatı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 77 ve 78 inci maddesindeki usul ve esaslar çerçevesinde belirlenecek günlük net kazanç tutarıdır" demek suretiyle hesap yöntemi açıklanmıştır. 4046 sayılı yasada değişikliğin yapıldığı 5398 sayılı yasa ile sözü edilen metin maddeden çıkarılmış ve yerine, iş kaybı tazminatının asgari ücretin 2 katı tutarında belirleneceği hükme bağlanmıştır. O halde 5398 sayılı yasa ile 3.7.2005 tarihinde yapılan değişiklik öncesinde iş sözleşmesi 4046 sayılı yasanın 21. maddesi uyarınca feshedilen işçiler yönünden iş kaybı tazminatı 506 sayılı yasanın 77 ve 78. maddelerine göre belirlenmeli, 3.7.2005 tarihi sonrasında yapılan fesihler bakımından ise, iş kaybı tazminatı hesabında asgari ücretin iki katı tutan esas alınmalıdır.
506 sayılı yasarım 77. maddesi işverenlerin ödeyecekleri sigorta primini belirlenmesine dair olup, işçinin o ay için hak ettiği ücreti, pirim ikramiye gibi her çeşit istihkakların ve idare ya da yargı makamları tarafından verilen karar gereğince aynı türdeki ödemlerin pirime esas alınacağı belirlenmiştir. Buna göre ücretin yanı sıra akti ikramiye, pirim, ilave tediye gibi ödemelerin bu hesaplamada dikkate alınması gerektiği açıktır. O halde 3.7.2005 tarihine kadar yapılacak olan fesihler yönünden iş kaybı tazminatının hesabında ücret, ikramiye, ilave tediye ve pirim gibi ödemeler dikkate alınmalıdır. 506 sayılı yasanın 77. maddesinin 2. fıkrasından yola çıkılarak, yolluk, çocuk ve aile yardımı, ölüm doğum evlendirme yardımları, ayni ve sosyal yardımların bu hesaplamada gözetilemeyeceği belirtilmelidir. Yine 506 sayılı yasanın 78. maddesinde öngörülen yasal sınırlamaların dikkate alınması gerekir.
Somut olayda özelleştirme işlemi ve davacının iş sözleşmesinin feshi 2003 yılında gerçekleşmiş olmakla 4046 sayılı yasanın 5398 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki 21. maddesi hükmüne göre iş kaybı tazminatı belirlenmesi gerekir. Anılan hükme göre ve 506 sayılı yasanın 77. maddesi uyarınca, işçiye son ay içinde ödenen ücret, pirim, ikramiye gibi her çeşit istihkaklar ile idare ya da yargı makamları tarafından verilen karar gereğince aynı türdeki öderlerin pirime esas tutarına göre iş kaybı tazminatının hesaplanması gerekir. İlgili hükümde yer alan "işçinin o ay için hak ettiği ücreti, pirim ikramiye gibi" sözcüklerinden son ay ödenene miktar yerine, o ay için hak kazanılan ve son ay çalışma süresine göre ödenmesi gereken miktar anlaşılmalıdır. İşçinin son birkaç yıl için hak kazandığı ancak ödenmemiş olan ücret, akti ikramiye, ilave tediye, izin ücreti ve benzeri işçilik alacaklarının iş sözleşmesinin özelleştirme uygulamaları sebebiyle feshedildiği son ay için ödenmiş olması durumunda, toplam ödeme tutarına göre iş kaybı tazminatı hesaplaması doğru olmaz. İşverenin söz konusu ödemeleri son ay yerine bir önceki ay yapmış olması durumunda ise, son ay ödeme miktarını azaltır ve bu yorum tarzı, yapılan uygulamaya göre işçi aleyhine sonuçlar da doğurabilir. 506 sayılı yasanın 77. maddesi hükmü uyarınca "işçinin o ay için hak ettiği" miktar belirlenmeli ve iş kaybı tazminatı buna göre hesaplanmalıdır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yukarda belirlenen açıklama ve yasal esaslar çerçevesinde hesaplama yapılmış olmakla, davacı vekilinin hesaba yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Dairemizden daha önce geçen benzer bazı davalarda daha Önceki dönemler için hak edilmiş olsa da, son ay içinde yapılan ödeme tutarlarını esas alan bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. İş kaybı tazminatı hesabına dair bu konunun kamu düzenini ilgilendirmediği anlaşılmakla, davalı tarafın bilirkişi raporlarına karşı hesap yöntemine dair açıkça itirazda bulunmadığı benzer nitelikte dosyalarda verilen ve daha önceye ait olsa da son ay için yapılan ödemeleri esas alan hesap yönteminin benimsendiği karaların bu yönde emsal oluşturması da düşünülemez.
Öte yandan karar başlığında hâkim ve katip adı ile sicil numaralarına yer verilmemiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 388.maddesine göre kararı veren mahkeme hâkimi ile katibin adı, soyadı ve sicil numaralarının kararda yer alması gerekir. Kamu düzenini ilgilendiren bu eksiklik bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.