iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle açılan davların on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu

SAYILAR

Esas No : 2015/14925
Karar No : 2016/87
Tarihi : 18.01.2016
İlgili Kanun/Madde : 6098 S. TBK. /49,51,146
Yargı Yeri: YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle açılan davların on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu • zaman aşımı süresinin failin ve zararın öğrenildiği andan başlayacağı

Tam Metin

YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
   
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2015/14925
2016/87
18.01.2016
İlgili Kanun / Madde

6098 S. TBK. /49,51,146

 

   

  • iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle açılan davların on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu
  • zaman aşımı süresinin failin ve zararın öğrenildiği andan başlayacağı
 
  ÖZETİ   İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. 
Somut olayda , davacı 10.04.2006 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle 20.000.-TL.manevi ,26.669.67 TL.maddi tazminat olmak üzere toplam 46.669.67 TL.nin davalıdan tahsilini talep etmiş ,mahkemece 26.669.67 TL.maddi tazminatın 10.04.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve 10.000.-TL.manevi tazminatın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. 
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir.
Dava konusu olayda davacının 10.04.2006 tarihinde iş kazası geçirdiği , olayla birlikte zararın öğrenildiği ve zaman aşımının başlangıç tarihinin olay tarihi olduğu açıktır. Davacının 30.12.2014 tarihinde yani zamanaşımı dolmadan dava açtığı anlaşılmaktadır
 
     
               

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminattan doğan faiz alacağına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Davacı vekili ,davacının ,davalı işyerinde çalışmakta iken 10.04.2006 tarihinde iş kazası geçirdiğini bu nedenle esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açtıklarını,maddi tazminat için faize hükmedildiğini ancak dava dilekçesinde manevi tazminat için faiz talepleri olmaması nedeniyle faize hükmedilmediğini ileri sürerek Gaziantep 1. İş Mahkemesinin 2012/18 esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan 10.000.00 TL manevi tazminatın iş kazasının gerçekleştiği tarih olan 10.04.2006 tarihinden karar tarihi olan 30.01.2014 tarihine kadar işlemiş olan 7.000.00 TL faiz alacağını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı ,faiz talebinin zamanaşımına uğradığını,tazminat için açılan davanın faize ilişkin zamanaşımını kesmediğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. 
Somut olayda , davacı 10.04.2006 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle 20.000.-TL.manevi ,26.669.67 TL.maddi tazminat olmak üzere toplam 46.669.67 TL.nin davalıdan tahsilini talep etmiş ,mahkemece 26.669.67 TL.maddi tazminatın 10.04.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve 10.000.-TL.manevi tazminatın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. 
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir.
Dava konusu olayda davacının 10.04.2006 tarihinde iş kazası geçirdiği , olayla birlikte zararın öğrenildiği ve zaman aşımının başlangıç tarihinin olay tarihi olduğu açıktır.Davacının 30.12.2014 tarihinde yani zamanaşımı dolmadan dava açtığı anlaşılmaktadır. 
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın,yukarıda açıklanan süreler yönünden davanın esasına girilmeden davanın zamanaşımına uğradığından bahisle reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.