YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2008/34776 2010/26093 28.09.2010 |
İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/22 1475 S.İşK/14 |
||||
|
||||||
ÖZETİ Davacının öğretmen olarak atandığı tartışmasızdır. Bu görevden alınarak yüzme öğretmenliğine verilmesi, işverence çalışma koşullarında esaslı değişikliği oluşturur. Gerçekten işçiye daimi olarak verilmek istenen bu görev, beden eğitimi öğretmenliğinden çok farklı bilgi ve sorumluluk gerektirmektedir. Davacının cankurtaran belgesinin olması, bu görevlendirmenin kabulünü zorunlu kılmaz. Verilmek istenen görevlendirme ile davacının çalışma saatlerinde, görev ve sorumluluklarında önemli değişiklikler olacağı tartışmasızdır. İş sözleşmesinin 7-d maddesi hükmü, işverene tek taraflı olarak bu tür bir değişiklik yapma hakkını tanımamaktadır. İşverence değişikliğin 4857 sayılı İş Kanununun 22. maddesinde yazılı koşullara göre yapılması ve işçiden yazılı muvafakatinin alınması gerekir. Davacının yapılmak istenen görevlendirmeyi kabul etmemesi üzerine iş sözleşmesinin işverence feshettiği tartışma dışı olup, bu durumda iş sözleşmesinin 7-a maddesinde yazılı olan cezai şartın koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir . |
||||||
DAVA : Taraflar arasındaki, ücret, cezai şart ve vergi iadesi alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmüm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.9.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kâğıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat G. Ö. D ile karşı taraf adına Avukat N. Y geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hâkimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshi üzerine sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren davacının iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının beden öğretmeni olarak çalıştığı, havuz öğretmenliğine dair görevlendirme yapıldığı, bu görevlendirmeyi kabul etmemesi üzerine iş sözleşmesinin işverence haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle sözü edilen cezai şart isteğinin reddine karar verilmiştir.
Davacı işçi belirli süreli iş sözleşmesi ile davalıya ait eğitim kurumunda beden öğretmeni olarak 10.5.2004 tarihinde göreve başlamıştır. Davacının beden eğitimi öğretmeni yeterliliğine sahip olduğu ve basketbol antrenörü olduğu taraflar arasında tartışmasızdır. Davacı işçi görev yaptığı süre içinde öğretmenlik yapmıştır.
İşverence 22.6.2006 tarihli yazı ile yüzme havuzunda yüzme öğretmeni olarak daimi şekilde görevlendirildiği bildirilmiş, davacı işçi bu görevlendirmeyi kabul etmemiştir.
Davalı işverence 12.7.2004 tarihli yazı ile davacının görevlendirdiği işyerinde göreve başlamaması sebebiyle iş sözleşmesi, 1.7.2006 tarihi itibarıyla feshedilmiştir.
İş sözleşmesinin 7-a maddesinde taraflardan birinin, iş sözleşmesini süresinden önce feshetmesi halinde diğer tarafa 1 yıllık maaş tutarında cezai şartı ödeyeceği hükme bağlanmıştır.
Aynı sözleşmenin 7-d maddesinde, maddi koşullarda herhangi bir azalma olmamak ve aynı özlük hakları saklı kalmak kaydıyla öğretmenlere kurum içinde farklı birimlerde farklı görevlerin verilebileceği kuralı mevcuttur.
Davacının belirli süreli olarak yapılmış olan iş sözleşmesinin süresinden önce feshi sebebiyle sözleşmedeki cezai şartı talep edip edemeyeceği tartışma konusudur.
Davacının öğretmen olarak atandığı tartışmasızdır. Bu görevden alınarak yüzme öğretmenliğine verilmesi, işverence çalışma koşullarında esaslı değişikliği oluşturur. Gerçekten işçiye daimi olarak verilmek istenen bu görev, beden eğitimi öğretmenliğinden çok farklı bilgi ve sorumluluk gerektirmektedir. Davacının cankurtaran belgesinin olması, bu görevlendirmenin kabulünü zorunlu kılmaz.
Verilmek istenen görevlendirme ile davacının çalışma saatlerinde, görev ve sorumluluklarında önemli değişiklikler olacağı tartışmasızdır. İş sözleşmesinin 7-d maddesi hükmü, işverene tek taraflı olarak bu tür bir değişiklik yapma hakkını tanımamaktadır. İşverence değişikliğin 4857 sayılı İş Kanununun 22. maddesinde yazılı koşullara göre yapılması ve işçiden yazılı muvafakatinin alınması gerekir. Davacının yapılmak istenen görevlendirmeyi kabul etmemesi üzerine iş sözleşmesinin işverence feshettiği tartışma dışı olup, bu durumda iş sözleşmesinin 7-a maddesinde yazılı olan cezai şartın koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.
Mahkemece Borçlar Kanununun 16l/son maddesine göre indirim hususu da düşünülerek isteğin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı işçi ücret alacağının ödetilmesini talep etmiş. Mahkemece 21.6.2006 tarihinde yapılan ödeme düşülerek bakiyesi yönünden isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili sözü edilen ödemenin bir önceki aya ait ücret ödemesi olduğunu ve son ay ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir. Aynı yönde bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmuştur.
Mahkemece davacının bu yönde itirazları üzerinde durulmalı ve işçiye yapılan ödeme tarihleri gözetilerek ödenmemiş ücret alacağı olup olmadığı belirlenmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı "yararına takdir edilen 750.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.9.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.