İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/25
818 S. BK/100
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2015/25068
Karar No. 2018/17398
Tarihi: 03.10.2018
l İŞÇİLERİN İŞVERENİN GÖREVLENDİR-MESİYLE GİTTİKLERİ BİR BAŞKA İŞYERİNDE ZARARA NEDEN OLMALARI
l İFA YARDIMCISI KONUMUNDA OLAN İŞÇİLERE DOĞRUDAN DAVA AÇILABİLECEĞİ
l ZARARA NEDEN OLAN İŞÇİLERİN KENDİ VERMİŞ OLDUKLARI ZARARI İŞVEREN-LERİNDEN RÜCU YOLUYLA İSTEYEMEYE-CEKLERİ
ÖZETİ – İfa yardımcısı konumunda davacıların işlemleri sonucu ortaya çıkan zararın davalı işverene rücu edilmesini öngören yasa hükmü bulunmamaktadır. Olay tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi ifa yardımcılarının neden olduğu zararlardan dolayı üçüncü kişilerin işverene yönelebileceğini öngörmektedir. Düzenleme, işin ifası sırasında oluşan zararlardan zarar verenin kusur sorumluluğu dışında istihdam edeninin kusursuz sorumluluğunu öngörmektedir. Başka bir anlatımla zarara uğrayanın seçimlik hakkı söz konusudur. Zarar görenin davasını istihdam edene karşı açması halinde istihdam edenin ödemek zorunda kaldığı miktarı kusurlu çalışanlarına rücu hakkı vardır. Bu arada işverenin de karşılıklı kusuru belirlenirse bu oranda indirime gidilebilir.
Somut uyuşmazlıkta; zarara uğrayan banka davalı işveren yerine doğrudan ifa yardımcılarının sorumluluğuna giderek rücuyu da bertaraf edecek şekilde talepte bulunmuştur. Bu noktada hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Çalışanların üçüncü kişiye verdiği zararlardan ödemekle yükümlü olduğu tutarı işverene rücu hakkı bulunmamaktadır. Davalı işverenin bu konuda bir kusurunun varlığı da dosya içeriği veya kesinleşen hukuk davası içeriğinden anlaşılamamaktadır.
… Bankası tarafından daha önce davacı işçiler hakkında açılan davada, davalı şirketin avukatının davacı işçileri savunmuş olması ve kusurlarının olmadığını belirtmesi avukatlık mesleğinin bir gereği olup, davacıların sorumluluğunun davalı şirket tarafından üstlenildiği anlamına gelmez.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 27.02.1996 tarihinde dava dışı … Bankası otomatik para çekme makinelerinden sahte kredi kartı kullanılarak müşterilerine ait hesaplardan para çekilmek suretiyle dolandırıldığını, dava dışı … Bankası A.Ş.'nin kredi kartlarının üretildiği sistemin davalı şirket tarafından kurulduğunu ve kurulan bu sistem ile ilgili tüm yazılım ve donanım sorumluluğunun da davalı şirkete ait olduğunu, davalı şirket adına dava dışı … Bankasına teknik hizmet verdiği nazara alınarak dava dışı … Bankası tarafından yapılan şikayet üzerine davacılar aleyhine … 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1996/352 Esas ve 1998/15 Karar sayılı dosyası ile ceza davası ikame edildiğini ve yapılan yargılama neticesinde davacıların beraatlerine karar verildiğini, dava dışı… Bankası ayrıca uğradığı zararın tazmini için … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/510 E. 2003/564 K. Sayılı dosyası ile dava ikame ettiğini, davalı şirketin gerek ikame edilen ceza davaları sırasında gerekse ikame edilen hukuk davaları sırasında davacıların uğrayacakları tüm zararların bizzat kendileri tarafından karşılanacağını zira konunun dava dışı… Bankası ile aralarında akdedilen sözleşmeden kaynaklandığını ve davacıların da yardımcı şahıs konumunda olmaları nedeniyle bir sorumluluklarının doğmayacağını, hukuken doğsa bile doğan zararın şirket ile dava dışı… Bankası arasındaki sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından karşılanacağını bu nedenle davacıların aleyhine açılan davalarda şirket unvanını ortaya çıkartılmamasının daha doğru olacağını belirterek açılan hukuk davasının davalı şirkete ihbarının da ayrıca önlendiğini, davacılar aleyhine ikame edilen davalar sırasında davalı şirkette çalışmaya devam ettiklerinden ve aleyhlerine açılan davalarda yine davalı şirketin vekillerince takip edildiğinden davalı işverenlerine güvendiğini ve bu davalar ile ilgili tüm kontrolü davalı şirkete bıraktıklarını, davacıların aleyhine açılan hukuk davalarının sonlarına doğru davalı şirketten ayrıldığını ve aleyhlerinde açılan … 2. Asliye Hukuk Hakimliği'nin 2000/510 Esas ve 2000/564 K. Sayılı dosyasının da bu sırada neticelendiğini ve neticelenen bu dosya nedeniyle … 2. İcra Müdürlüğü'nün 2003/5871 Esas sayılı dosyasına davacıların toplam 33.612,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, yapılan ödeme ile ilgili olarak davacıların davalı işveren başvurarak ödemelerin kendilerine iadesini talep ettiğini ancak davalı şirketin olumlu bir yanıt vermediğini ileri sürerek, dava dışı … Bankası ile davalı şirket arasındaki sözleşme kapsamında zarardan tüm sorumluluğun davalı şirkete ait olduğunu, yardımcı şahıs konumunda olan davacıların davalı şirketin işçisi konumunda olduklarını ileri sürerek haklarında açılan dava sebebiyle davacıların ödemiş oldukları 33.612,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı işveren şirketten alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirket ile dava dışı … Bankası arasındaki anlaşma gereğince bankanın bilgi sistemlerinde yazılımın yenilenmesi ve sistemin adaptasyonu bağlamındaki işlemlerin müvekkili şirket tarafından yürütüldüğünü, bu aşamada kimliği belirlenemeyen kişilerce bankanın otomatik para çekme makinelerinden sahte kartlarla para çekildiğini, bahse konu eylemin gerçekleştirildiği tarihte müvekkili şirketin bilgisayar yazılımının yenilenmesi ve adaptasyonu işiyle görevlendirilen şahısların davacılar olduğunu, eylemin gerçekleşmesini takiben kuşku çerçevesinde müvekkili şirkette anılan işle ilgili olarak istihdam edilen davacılar ile aynı operasyon çerçevesinde dava açıldığını, … 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1996/352 E. 1998/15 K. Sayılı dosyasında anılan sanıklar için beraat kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, anılan eylemle ilgili olarak … Bankası'nın ileri sürdüğü zararın tutarının 40.357.000.000 TL olduğunu, yine anılan iddiaya göre davacı Başak Sigorta'nın bu tutarın 34.960.925.050 TL tutarlı kısmını ödediğini, … Bankası tarafından kalan tutarı olan 5.314.574.950 TL'nin ise banka tarafından … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/510 sayılı davası ile istihdam edilen davacıların da içinde bulunduğu 5 kişiden talep ettiğini ve bu davanın banka lehine sonuçlandığını ve kesinleştiğini, yukarıdaki bahse konu edilen ödemenin rücuan tahsili amacıyla ikame edilen işbu davanın usul ve esas yönünden haksız olduğunu zira müvekkili şirkete rücu edilmesini gerektiren sorumluluğun mevcut olmadığını, açılan ceza ve hukuk davalarında müvekkili şirketin olayla ilgili sorumluluğundan söz edilmediğini, kesinleşen kararlarda davacıların sorumluluğunun tespit edildiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı şirketin dava dışı … Bankası A.Ş. ile arasındaki sözleşmenin ifası dolayısıyla ile … Bankasının zarar gördüğü, ifa yardımcılarının sözleşmeye aykırı ve zarar veren davranışlarından borçlunun (davalı) olay tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi gereğince sorumlu olduğu, … Bankası tarafından davanın davalı şirket hakkında açılması gerekirken üçüncü kişi durumundaki ifa yardımcılarına karşı açılmasının doğru olmadığı, davacılar hakkındaki ceza davasında beraat kararı verildiği, haklarında açılan hukuk davasında da davalı şirketin hukuki yardımlarından yararlandıkları, açılan davalarda çalışanların kusurlarının bulunmadığının davalı şirket avukatları tarafından beyan edildiği, bu şirket için de bağlayıcı olduğu, meydana gelen zararın çalışanlara yükletilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
Dava, davacılar hakkında dava dışı … Bankası tarafından açılan davada hüküm altına alınan tazminatı, işverene rücu edilmesi isteğine ilişkindir. Davacı işçiler davalı şirketin işçileri olup, banka ile davalı arasında imzalanan sözleşme kapsamında iş görme edimini yerine getirmişlerdir.
Davacılar hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verilmiş olsa da, sözü edilen karar hukuk hakimini bağlamaz. … Bankası tarafından doğrudan davacı işçiler hakkında açılan davada banka zararının tahsiline karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Sözü edilen karar çerçevesinde davacı işçilerin, dava dışı banka zararından sorumlu oldukları yönünde kesin hüküm bulunmaktadır.
İfa yardımcısı konumunda davacıların işlemleri sonucu ortaya çıkan zararın davalı işverene rücu edilmesini öngören yasa hükmü bulunmamaktadır. Olay tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi ifa yardımcılarının neden olduğu zararlardan dolayı üçüncü kişilerin işverene yönelebileceğini öngörmektedir. Düzenleme, işin ifası sırasında oluşan zararlardan zarar verenin kusur sorumluluğu dışında istihdam edeninin kusursuz sorumluluğunu öngörmektedir. Başka bir anlatımla zarara uğrayanın seçimlik hakkı söz konusudur. Zarar görenin davasını istihdam edene karşı açması halinde istihdam edenin ödemek zorunda kaldığı miktarı kusurlu çalışanlarına rücu hakkı vardır. Bu arada işverenin de karşılıklı kusuru belirlenirse bu oranda indirime gidilebilir.
Somut uyuşmazlıkta; zarara uğrayan banka davalı işveren yerine doğrudan ifa yardımcılarının sorumluluğuna giderek rücuyu da bertaraf edecek şekilde talepte bulunmuştur. Bu noktada hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Çalışanların üçüncü kişiye verdiği zararlardan ödemekle yükümlü olduğu tutarı işverene rücu hakkı bulunmamaktadır. Davalı işverenin bu konuda bir kusurunun varlığı da dosya içeriği veya kesinleşen hukuk davası içeriğinden anlaşılamamaktadır.
… Bankası tarafından daha önce davacı işçiler hakkında açılan davada, davalı şirketin avukatının davacı işçileri savunmuş olması ve kusurlarının olmadığını belirtmesi avukatlık mesleğinin bir gereği olup, davacıların sorumluluğunun davalı şirket tarafından üstlenildiği anlamına gelmez.
Açıklanan nedenlerle davacıların, davalı işveren hakkında açtıkları rücu talepli davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.