Yargı Kararları

İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK-LANAN FESİH

SAYILAR

Esas No : 2008/11193
Karar No : 2008/9563
Tarihi : 21.04.2008
İlgili Kanun/Madde : 4857 S.İşK/18-21
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK-LANAN FESİH İŞÇİNİN KÜFÜRLÜ KONUŞMASI GEÇERLİ FESİH

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/18-21

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ  

Esas No. 2008/11193
Karar No. 2008/9563
Tarihi: 21.04.2008                                 

l İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK-LANAN FESİH
l İŞÇİNİN KÜFÜRLÜ KONUŞMASI
l GEÇERLİ FESİH

ÖZETİ: Tanık anlatımlarına ve tutanak içeriğine göre davacı tarafından sarf edilen küfürlü sözler işverene veya diğer bir işçisine yönelik olmazsa da kendisi hakkında vardiya amiri tarafından yapılan tespite karşı tepkisinde aşırıya kaçtığı, davranışlarının işin yürütümünü bozucu nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Davacının feshe konu eylemi fesih için haklı neden ağırlığında olmamakla beraber, geçerli neden teşkil ettiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur.

DAVA: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi S.Göktaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı şirket, davacının dava dışı ilke Personel Yönetimi ve Taşeronluk Hizm. Ltd. Şti.nin elemanı olduğunu, iş sözleşmesinin ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları nedeni ile son verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece fesih yazısında davacının hangi hareketlerinin saygısız bulunduğu ve hangi sebep ile disiplini bozduğu açıkça anlatılmadığı, davacının şahsi sicil dosyası içerisinde bulunan savunma istemli ihtara tın ise 18.8.2005 tarihli olduğu ve davacının 18.8.2005 tarih ve saat 17.00'ye kadar yazılı savunma vermek zorunda olduğunun bildirildiği anlaşılmasına göre davacının açıkça savunması için süre tanınmadığı ve feshin her halükarda şekil şartlarına uyulmadığı gerekçesi ile haksız ve geçersiz bir fesih olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 iş Kanunu'nun 19'uncu maddesine göre: "Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25'inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır". Somut olayda, davacının iş sözleşmesi İş Kanunu'nun 25.maddesine dayanılarak feshedilmiş olduğundan fesihten önce savunmasının gereği gibi alınmadığından söz edilerek feshin geçerli nedene dayanmadığının kabulü doğru olmamıştır.
İş Kanunu'nun 18'nci maddesinin 1. fıkrasına göre, işveren, iş sözleşmesini işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle geçerli olarak feshedebilir, işverenin iş sözleşmesinin süreli feshini geçerli kılan işçinin davranışları, İş Kanunu'nun 25'nci maddesi gereğince haklı nedenle derhal feshe neden olacak ağırlıkta bulunmamakla birlikte işyerinin normal işleyişini ve yürüyüşünü bozan, iş görme borcunun gerektiği şekilde yerine getirilmesini engelleyen ve işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkileyen hallerdir, işçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu, işyerindeki üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Başka bir anlatımla, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içerisinde beklenemeyeceği durumlarda, fesih için geçerli nedenin bulunduğu kabul edilmelidir.
Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali geçerli fesih nedeni olabilir(KR/Etzel,G., §1 KSchG Rdnr. 400 sh. 123). Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arz edebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır(Stahlhackc, E./Preis, U./Vossen, R., Kündigung ıınd Kündigungsschutz im Arbeitsverhâltnis, 8. Aufl., München2002, Nr. 1168 sh.468,).
İşverenin yönetim hakkı kapsamında verdiği talimatlara işçi uymak zorundadır, işçinin talimatlara uymaması, işverene duruma göre iş sözleşmesinin haklı ya da geçerli fesih hakkı verir, iş Kanunu'nun 25'nci maddesinin II’ nci bendinin (h) fıkrası, işçinin yapmakla görevli bulunduğu görevleri, kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesini, bir haklı fesih nedeni olarak kabul etmektedir. Buna karşılık, yukarıda da ifade edildiği üzere, iş Kanunu'nun gerekçesine göre, işçinin "işini uyanlara rağmen eksik, kötü veya yetersiz olarak yerine getirmesi" geçerli fesih nedenidir, işçi görevini uyarıya rağmen, hiç yerine getirmezse işveren haklı nedenle derhal, eksik, kötü, yetersiz bir biçimde yerine getirirse süreli, geçerli fesih hakkını kullanabilecektir.
İnceleme konusu olayda, vardiya amiri tarafından davacı hakkında verimsiz olduğu ve uyarılması ile ilgili vardiya defterine not düşmesi üzerine davacının buna aşın şekilde sinirlendiği ve küfürlü konuştuğundan söz edilerek iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davalı işveren tanığı olarak dinlenen vardiya amiri davacının küfürlü sözleri kendisine yönelik söylemediğini, ahlaki açıdan bir olumsuzluğunun bulunmadığını, sadece verimsiz olduğunu belirtmiştir. Tanık anlatımlarına ve tutanak içeriğine göre davacı tarafından sarf edilen küfürlü sözler işverene veya diğer bir işçisine yönelik olmazsa da kendisi hakkında vardiya amiri tarafından yapılan tespite karşı tepkisinde aşırıya kaçtığı, davranışlarının işin yürütümünü bozucu nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Davacının feshe konu eylemi fesih için haklı neden ağırlığında olmamakla beraber, geçerli neden teşkil ettiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı iş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
l-)Çerkezköy 1. Asliye Hukuk (İş) İş Mahkemesinin 26.12.2007 gün ve 159–710 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı (30) YTL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 500.- YTL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 21.4.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.