İŞÇİNİN DAVRANIŞLARININ İŞVERENİN GÜVEN DUYGUSUNU ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ZEDELEMİŞ OLMASI

SAYILAR

Esas No : 2017/34437
Karar No : 2017/13299
Tarihi : 05.06.2017
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK. /18-21
Yargı Yeri: YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • İŞÇİNİN DAVRANIŞLARININ İŞVERENİN GÜVEN DUYGUSUNU ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ZEDELEMİŞ OLMASI • GEÇERLİ FESİH

Tam Metin

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2017/34437
2017/13299
05.06.2017
İlgili Kanun / Madde

4857 S. İşK. /18-21

 

   

  • İŞÇİNİN DAVRANIŞLARININ İŞVERENİN GÜVEN DUYGUSUNU ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ZEDELEMİŞ OLMASI
  • GEÇERLİ FESİH
  ÖZETİ   Davalı işyerine ait kapatılan bir mağazanın malzemelerinin, davacının depo görevlisi olarak çalıştığı mağazaya gönderildiği, kargo olayında yaşanan bir aksaklık sonrasında malzemelerin davacının sorumlu olduğu depo bünyesinde kaldığı, davacı konu hakkında 1. mağaza müdürünü bilgilendirdiği ve onun talimatı doğrultusunda işlem yaptığını ileri sürse de ilerleyen aylarda sayımlarda eksik çıkan malzemelerin belirtilen kayıt dışı malzemeden tamamlandığı, işverence yapılan soruşturma ve dosya kapsamından olayın davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğinin sabit olduğu anlaşılmıştır. Davacının olaydaki davranış şekli bakımından işverenin kendisine karşı olan güven duygusu önemli ölçüde zedelenmiş ve işveren bakımından iş sözleşmesinin devamı artık beklenemez hale gelmiş olup bu durum işveren bakımından geçerli fesih sebebi oluşturmakla davanın reddi gerekirken kabulü kararı yerinde olmayıp  4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir

               

 
     
             

22. Hukuk Dairesi         2017/34437 E.  ,  2017/13299 K.

  •  

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı …Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde mikser şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini bildirerek fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2014/21329 esas ve 2015/23024 karar sayılı 23.11.2015 tarihli bozma ilamına uyularak yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ile hafta tatili ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. 
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. 
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Hafta tatili ve genel tatil çalışmasının ispatında da aynı kurallar geçerlidir.
Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi bozma ilamında; "tüm çalışma dönemine ait davacının çalışmalarını gösteren puantaj kayıtları bulunmasına rağmen hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin tanık anlatımlarına göre hesaplanması hatalıdır. Ayrıca fazla mesai ücretlerinin puantaj kayıtlarına göre hesaplandığı belirtilmiş ise de bazı aylarda (Ocak ve Şubat 2012 gibi) davacının çalışmadığı haftaların bulunduğu ve bazı haftalarda 6 gün çalışılmadığı anlaşılmakla, puantaj kayitlarının ayrıntılı dökümü yapılarak haftalık çalışma gün sayısı ve toplam çalışma saati belirlenerek çıkacak sonuca göre hesaplama yapılmalıdır. Tüm bu hesaplamalarda davacının kararı temyiz etmemesi nedeniyle davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış haklarda gözetilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin hatalı olarak hesaplanmış olması bozma nedenidir." gerekçesiyle ilk hüküm bozulmuş, bozma ilamında bahsi geçen puantajlara göre hesaplama yapılmasına rağmen bu hesaplamalara göre bordroya yansıtılarak yapılan ödemelere dair banka kayıtları ile elden verilen paraları gösterir kayıtlar mavi klasördeki 2 .mavi poşet dosyada bulunmasına rağmen yeterince incelenmeden hesaplama yapılmıştır. Bu belge ve kayıtlar 14.07.2014 tarihli celsede davacı isticvap edilerek davalı tarafından sunulan 22.05.2012 tarihli 1.100,00 TL'lik para makbuzu ile 20.04.2012 tarihli 1.200,00 TL'lik para makbuzu gösterilerek imzalaları ve makbuzlardaki ödemelerin niteliğinin açıklanması davacıya da sorulmuş, davacı, belgelere itiraz etmemiş beyanında aynen "Her iki makbuzdaki imza benim olabileceği gibi benim olmayabilir de şuan tam olarak ayıramıyorum. Makbuzların içeriğini de hatırlamıyorum ancak maaşımızın asgari ücret kısmını bankaya yatırıyorlardı. Geri kalan kısmını elden veriyorlardı." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ibraz edilen kasa defterinin sayfa fotokopileri gösterildi. Sayfalarda yer alan ve asgari ücreti aşan şekilde tahakkuk ettirilen parasal miktarların kendisine ödenip ödenmediği, ödenmiş ise bu miktarların içerisinde ücret dışında fazla mesai gibi bir çalışmanın da karşılığı bulunup bulunmadığı sorulduğunda davacı cevaben "gösterdiğiniz paraların tarafıma ödendiğini tam hatırlamıyorum ancak yukarda da bahsettiğim gibi maaşın asgari kısmını bankaya yatırıyorlardı. Geri kalan kısmını elden veriyorlardı. Bazen 2,3 ay asgari ücreti aşan ve elden ödemeleri gereken kısmı ödemiyorlardı ya da eksik ödüyor bir sonraki ay tamamlayarak ödüyorlardı. Bu da ödenen ücretlerin her ay değişmesine ve farklı olmasına neden oluyordu. Daha sonra toplu olarak ödeme yapıyorlardı, Fazla mesai, genel tatil, ulusal tatillerde, haftasonu çalışıyorduk fakat zamlı ücretim ödenmiyordu. Normal ücretim 2009 da 900,00 TL idi. Ayrıca en son 2.000,00 TL toplu para ödediler. Bu para içerde kalan maaş alacağımdır. Ancak bunu tazminata mı saydılar bilmiyorum, fakat bu benim içerdeki ücretin birikmesinden kalan paradır," şeklinde beyanda bulunmuştur. 
Davacı beyanından işverenin davacıya ücretini banka ve elden ödediği eksik ödemelerin sonraki aylarda tamamlanarak ödendiği, ortaya çıkmıştır. Sunulan kayıtlar ayrıca mali müşavir bilirkişi aracılığıyla incelenerek puantaj kayıtları ve bordrolara göre ödeme listesi ve ekindeki banka dekontu ve elden ödeme ye dair kayıtlar incelenerek denetime elverişli şekilde yeniden hesaplanarak hüküm kurulması gerekirken ödemelere hiç değinilmeden yapılan hesaplama hatalı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.