İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/24
1475 S. İşK/14
T.C.
YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
Esas No. 2017/26823
Karar No. 2020/1422
Tarihi: 03/02/2020
lİŞÇİNİN İŞYERİNDE HAKSIZ YERE HIRSIZLIKLA SUÇLANMASI
lBASKI ALTINDA İSTİFA VEREREK İŞTEN AYRILMASI
lHIRSIZLIK SUÇLAMASININ ASILSIZ OLDUĞUNUN ORTAYA ÇIKMASI
lHAKSIZ YERE HIRSIZLIKLA SUÇLANIP BASKIYLA ALINAN İSTİFANIN İŞÇİNİN HAKLI NEDENLE FESHİ NİTELİĞİNDE OLDUĞU
l KIDEM TAZMİNATI
ÖZETİ: Yargılama esnasında davacı asil istifa dilekçesiyle ilgili olarak bizzat dinlenmiş olup dilekçe ve dilekçe altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, baskı ile imzaladığını, işyerinde haksız bir şekilde hırsızlıkla suçlandığını, bu suçlamalar nedeniyle kendini baskı altında hissettiğini ve patronlarına işten ayrılacağını söylediğini, onlarında istifa dilekçesi ver dediklerini, bu nedenle istifa dilekçesi verdiğini, olayda suçsuz olduğunun anlaşıldığını, daha sonra yapılan sayımlarda mallarda herhangi bir eksiklik olmadığının anlaşıldığını beyan etmiş olup yargılama esnasında dinlenen davacı tanığının feshe ilişkin görgüye dayalı bilgisinin olmadığı, davalı tanıklarından …’nun ise iş yerinde halen çalışmakta olduğunu, işyerinde davacının hırsızlıkla itham edildiğini, işyeri sahipleri tarafından bu nedenle dövülmeye dahi çalışıldığını, daha sonra davacının suçsuz olduğunun anlaşıldığını beyan ettiği görülmüştür. Davacının dava dilekçesindeki iddiası, mahkeme huzurunda verdiği beyanı ile özellikle davalı tanığı …’nun yeminli olarak verdiği beyanı birlikte değerlendirildiğinde davacının iş akdini asılsız yere hırsızlıkla suçlanması sebebi ile kendisinin haklı olarak feshettiğinin anlaşılmasına göre, iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin haklı sebebe dayandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla kıdem tazminatının kabulü doğru ise de Mahkemece iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmadığı gözetilmeksizin ihbar tazminatının reddi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin son bulduğunu ve çalışma süresi boyunca hak etmesine rağmen ödenmediğini iddia ettiği kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin ve aylık ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının istifa ettiğini, ödenmeyen ücret alacağı bulunmadığını ve yıllık izinlerini de kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, iş akdinin davalı tarafça haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Yine, işçinin mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi sebeplerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Davacı işçi, dava dilekçesinde işyerindeki olumsuz şartlar, fazla mesai ile yıllık izin ücret alacaklarının verilmemesi ve aşırı baskı nedeni ile işyerinden ayrılmak zorunda kaldığını iddia etmektedir. Davalı işveren davacının istifa ettiğini savunmuş olup dosyada yer alan el yazılı ve imzalı istifa dilekçesinde davacının 07.07.2011 tarihinde istifa ettiğinin yazılı olduğu görülmüştür. Yargılama esnasında davacı asil istifa dilekçesiyle ilgili olarak bizzat dinlenmiş olup dilekçe ve dilekçe altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, baskı ile imzaladığını, işyerinde haksız bir şekilde hırsızlıkla suçlandığını, bu suçlamalar nedeniyle kendini baskı altında hissettiğini ve patronlarına işten ayrılacağını söylediğini, onlarında istifa dilekçesi ver dediklerini, bu nedenle istifa dilekçesi verdiğini, olayda suçsuz olduğunun anlaşıldığını, daha sonra yapılan sayımlarda mallarda herhangi bir eksiklik olmadığının anlaşıldığını beyan etmiş olup yargılama esnasında dinlenen davacı tanığının feshe ilişkin görgüye dayalı bilgisinin olmadığı, davalı tanıklarından …’nun ise iş yerinde halen çalışmakta olduğunu, işyerinde davacının hırsızlıkla itham edildiğini, işyeri sahipleri tarafından bu nedenle dövülmeye dahi çalışıldığını, daha sonra davacının suçsuz olduğunun anlaşıldığını beyan ettiği görülmüştür. Davacının dava dilekçesindeki iddiası, mahkeme huzurunda verdiği beyanı ile özellikle davalı tanığı …’nun yeminli olarak verdiği beyanı birlikte değerlendirildiğinde davacının iş akdini asılsız yere hırsızlıkla suçlanması sebebi ile kendisinin haklı olarak feshettiğinin anlaşılmasına göre, iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin haklı sebebe dayandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla kıdem tazminatının kabulü doğru ise de Mahkemece iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmadığı gözetilmeksizin ihbar tazminatının reddi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 03.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.