İŞE İADE DAVASI SONRASI İŞE BAŞLATILMAYAN İŞÇİNİN LALACAKALRININ İŞVEREN TARAFINDAN BELİRLENEBİLECEK NİTELİKTE OLDUĞU

SAYILAR

Esas No : 2012/16976
Karar No : 2013/11855
Tarihi : 21.05 .2013
İlgili Kanun/Madde : 4857. İşK/ 21
Yargı Yeri: YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • İŞE İADE DAVASI SONRASI İŞE BAŞLATILMAYAN İŞÇİNİN LALACAKALRININ İŞVEREN TARAFINDAN BELİRLENEBİLECEK NİTELİKTE OLDUĞU • İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNİN GEREKMESİ

Tam Metin

 

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2012/16976
2013/11855
21.05 .2013
İlgili Kanun / Madde
4857. İşK/ 21
   

  • İŞE İADE DAVASI SONRASI İŞE BAŞLATILMAYAN İŞÇİNİN LALACAKALRININ İŞVEREN TARAFINDAN BELİRLENEBİLECEK NİTELİKTE OLDUĞU
  • İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNİN GEREKMESİ
  •  
  ÖZETİ  Taraflar  arasında davacının aylık ücret miktarına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır.  İşe iade  kararı  sonrasında işçinin  işe  başlatılmaması  halinde  çalışma süresinin dört aylık  boşta  geçen  süre  eklenerek  belirlenmesi  kanun gereğidir. İşveren  tarafından gerçek alacak miktarı belirleyecek bütün öğeler bilinmekte  olduğundan   alacağın  likit olduğunun  kabulü  gerekir.  Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davacının icra inkar tazminatı  istemi  yönünden davanın kabulü gerekirken  reddine karar verilmesi isabetsizdir
 
 
             

                       
DAVA             : Taraflar arasındaki, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.05.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına Avukat Cem Özcan geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi F. Benli tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

            Davacı, iş sözleşmesinin  davalı  işveren  tarafından  haksız  feshedilmesi  üzerine açtığı işe iade davasının kabul ile sonuçlanarak kesinleştiğini, süresi içerisinde gerçekleştirdiği  işe iade başvurusunun kabul edilmemesi üzerine bir kısım işçilik  alacaklarının  tahsiline ilişkin  başlatmış  olduğu icra  takibinin  davalının  haksız    itirazı  üzerine  durduğunu ileri  sürerek , itirazın iptali  ile  takibin devamına  karar  verilmesini   ve  icra inkar tazminatının  hüküm  altına   alınmasını   talep   etmiştir.
            Davalı, davacının  hak  kazandığı  kıdem  tazminatının   fesih  tarihi   itibari  ile  ödendiğini, takibe  kısmi  olarak  itiraz   edilmesi  ve  alacağın  likit  olmaması sebebi ile icra  inkar  tazminatına  hükmedilemeyeceğini  savunarak, davanın reddini talep etmiştir
            Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacağın  likit  olmadığı  gerekçesi ile  davacının icra  inkar  tazminatı istemi reddedilmiştir.
            Kararı davacı  ve  davalı  taraflar temyiz etmiştir.
            1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının  tüm, davacının ise  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
            2-İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan  itirazın iptali davasında, yargılama ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
                                                                                                                                                        
            İtirazın iptali davasında  borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da  belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi  hesap unsurları, işverence bilinen ya da  belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun  8 ve 28. maddelerinin işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır.  Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez.
            Somut olayda, taraflar  arasında davacının aylık ücret miktarına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır.  İşe iade  kararı  sonrasında işçinin  işe  başlatılmaması  halinde  çalışma süresinin dört aylık  boşta  geçen  süre  eklenerek  belirlenmesi  kanun gereğidir. İşveren  tarafından gerçek alacak miktarı belirleyecek bütün öğeler bilinmekte  olduğundan   alacağın  likit olduğunun  kabulü  gerekir.  Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davacının icra inkar tazminatı  istemi  yönünden davanın kabulü gerekirken  reddine karar verilmesi isabetsizdir.
            SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.