ÖZETİ: İşkolu, toplu iş hukukumuzun en önemli kavramlarındandır. 6356 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince, sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunurlar. Bu anlamda toplu iş hukukumuzda işkolu esasına göre sendikalaşma ilkesinin kabul edildiği ve işkolu kavramı ile sendikaların hukuki olarak faaliyet sınırının belirlendiği ifade edilebilir. 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre işkolları, Kanun’a ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir.
İşkolu kavramı ile çalışma yaşamında benzer nitelikte olan faaliyet türleri gruplandırılmak suretiyle tasnif edilmektedir. Hukukumuzda, bu suretle oluşturulan işkolu sayısı 20 olarak belirlenmiştir. İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin gerekçesinde işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında işyerine bağlı yerler ile eklentiler ve araçların bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması hâlinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda amaçta birlik, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile yönetimde birlik, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir.
7036 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesine göre iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinin taraflarının, 7036 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesine aykırı yetki sözleşmesi yapmaları anılan maddenin emredici nitelikteki son fıkrası gereğince geçersizdir.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, anlaşma ile bertaraf edilemeyeceği gibi genel yetki kuralları da uygulanmaz. Bu hâlde, yetki itirazı ilk itirazlardan olmadığından, taraflar yargılama bitinceye kadar yetki itirazında bulunabileceği gibi mahkeme de yargılamanın her aşamasında kendiliğinden yetkisizlik kararı verebilir.
Açıklanan yasal düzenlemelere göre, işkolu tespitine itiraz davalarında, işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesi kesin yetkilidir.
Taraflar arasındaki işkolu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Bakanlık) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı Bakanlık vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin hizmet sözleşmesi ile yürüttüğü işin asıl işveren Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin (PTT) gönderilerini ayrım, tasnif ve dağıtıma hazır hâle getirilmesine ilişkin olduğunu, asıl işveren PTT’nin iletişim alanında faaliyet göstermesi nedeni ile davalı ait işyerlerinin de aynı işkolunda tespitinin hukuka aykırı olduğunu, işyeri açılışına dair vergi dairesi yoklama fişinin müvekkili Şirketin yürüttüğü işin farklı işkolunda yer aldığını gösterir nitelikte olduğunu, PTT ile yapılan hizmet sözleşmesi içinde yer alan işyeri bakımında daha önce açılan işkolu tespitine itiraz davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek davalı Bakanlık tarafından tesis edilen ve 08.06.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2022/108 sayılı işkolu tespit kararının iptaline, davalı Şirkete ait (1068449.025), (1061818.058), (1051724.060), (1021025.004), (1052274.028), (1025471.008), (1023278.036), (1028776.024), (1020001.029), (1014609.076) ve (1009073.069) sicil numaralı işyerlerinin 10 No.lu ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; dava konusu işkolu tespitinin usul ve kanuna uygun olduğunu, yapılan teftiş sonucu 11 işyerinde yürütülen işin evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyetleri işi olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle yürütülen faaliyetlerin İşkolları Yönetmeliği’nin 07 sıra numaralı iletişim işkolunda yer aldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlık tarafından 08.06.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan işkolu tespit kararı ile davacı işverene ait farklı illerde yer alan işyerlerinin iletişim işkolunda yer aldığının belirlendiğini, işkolu tespitine itiraz davalarının işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesinde görülmesi gerektiğinden tüm işyerleri bakımından Ankara iş mahkemelerinin yetkili olmadığını, (1023278.036) sicil numaralı işyeri yönünden Kars iş mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Bakanlık vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; işkolu tespit kararında 11 ayrı işyeri olduğu ve bu işyerlerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi yetkisizlik kararının kanun ve usule aykırı olduğunu, davaya konu tespit kararını veren davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, diğer davalı Türkiye Haber-İş Sendikasının ve müvekkili Şirketin işletme merkezinin de Ankara’da bulunduğunu, yetkili mahkemenin Ankara iş mahkemeleri olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı Bakanlık vekili istinaf dilekçesinde; yetkisizlik kararı sonucu dosyanın 11 farklı ile gönderilmesinin usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğunu, işkolu tespitine esas alınan iş müfettişi inceleme raporunun da davacının Ankara’da bulunan merkez adresinde yapılan inceleme sonucu düzenlendiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlık tarafından 08.06.2022 tarihli ve 31860 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2022/108 sayılı karar ile 11 işyerinde yürütülen işin evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyetleri işi olduğu, bu nedenle yürütülen faaliyetlerin İşkolları Yönetmeliği’nin 07 sıra numaralı iletişim işkolunda yer aldığına karar verildiği, eldeki davanın davacı tarafından 14.06.2022 tarihinde açıldığı, Mahkemece 03.11.2022 tarihinde yapılan duruşmada ana dosya hariç kalan diğer 10 işyeri yönünden tefrik kararı verildiği, eldeki dosyanın da davacıya ait Kars ilinde bulunan işyerine ilişkin olduğu, neticede işyeri esas alınarak Kars iş mahkemelerine yetkisizlik kararı verildiği, işkolu tespitinde esas alınanın işyeri olması nedeniyle Mahkemece Kars ilinde bulunan işyeri için Kars iş mahkemelerine yetkisizlik kararı verilmesinin isabetli olduğu gerekçe gösterilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Bakanlık vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Bakanlık vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 4 üncü ve 5 inci maddeleri kapsamında işkolu tespitine itiraz isteminde yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Kanun’un “Kuruluş serbestisi” kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“ Sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunur.”
2. 6356 sayılı Kanun’un “İşkolları” kenar başlıklı 4 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) İşkolları bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir.
(2) Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır.
(3) Bir işkoluna giren işler, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü alınarak ve uluslararası normlar göz önünde bulundurularak Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.”
3. 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Bir işyerinde yürütülen yardımcı işin alt işveren tarafından üstlenilmesi halinde, bu iş artık asıl işveren yönünden yardımcı iş olarak kabul edilemez. Bu işler alt işveren bakımından asıl iş kabul edilir ve işkolu buna göre belirlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun’un “İşkolunun tespiti” kenar başlıklı 5 inci maddesi ise şöyledir:
“(1) Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/29 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi iki ay içinde kararını verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/29 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay, uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.
(2) Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.
(3) İşkolu değişikliği yürürlükteki toplu iş sözleşmesini etkilemez.”
5. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) “Yetki” kenar başlıklı 6 ncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“(1) İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.
…
(5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir.”
6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 115 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
7. 19.12.2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşkolları Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“(1) Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5 inci maddesine göre kararın yayımından itibaren onbeş gün içinde dava açabilir.”
3. Değerlendirme
1. İşkolu, toplu iş hukukumuzun en önemli kavramlarındandır. 6356 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince, sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunurlar. Bu anlamda toplu iş hukukumuzda işkolu esasına göre sendikalaşma ilkesinin kabul edildiği ve işkolu kavramı ile sendikaların hukuki olarak faaliyet sınırının belirlendiği ifade edilebilir. 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre işkolları, Kanun’a ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir.
2. İşkolu kavramı ile çalışma yaşamında benzer nitelikte olan faaliyet türleri gruplandırılmak suretiyle tasnif edilmektedir. Hukukumuzda, bu suretle oluşturulan işkolu sayısı 20 olarak belirlenmiştir. İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin gerekçesinde işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında işyerine bağlı yerler ile eklentiler ve araçların bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması hâlinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda amaçta birlik, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile yönetimde birlik, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir.
3. 7036 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesine göre iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinin taraflarının, 7036 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesine aykırı yetki sözleşmesi yapmaları anılan maddenin emredici nitelikteki son fıkrası gereğince geçersizdir.
4. İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, anlaşma ile bertaraf edilemeyeceği gibi genel yetki kuralları da uygulanmaz. Bu hâlde, yetki itirazı ilk itirazlardan olmadığından, taraflar yargılama bitinceye kadar yetki itirazında bulunabileceği gibi mahkeme de yargılamanın her aşamasında kendiliğinden yetkisizlik kararı verebilir.
5. Açıklanan yasal düzenlemelere göre, işkolu tespitine itiraz davalarında, işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesi kesin yetkilidir.
6. 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine göre de yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. Yine 6100 sayılı Kanun’un 115 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre de, dava şartı yokluğu durumunda Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
7. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 08.06.2022 tarih ve 31860 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2022/108 Karar No.lu işkolu tespit kararı ile davacı işverene ait farklı illerde yer alan işyerlerinin iletişim işkolunda yer aldığı belirlenmiştir.
8. Davacı işverence 2022/108 No.lu kararda iletişim işkolunda yer aldığı tespit edilen 11 işyerinin ticaret büro, eğitim ve güzel sanatlar işkolunda yer aldığı iddiası ile açılan davada İlk Derece Mahkemesince; dava konusu işkolu tespit kararında adı geçen işyerlerinin farklı illerde bulunduğu gerekçesi her bir işyeri bakımından dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve tefrik edilen her bir dosya yönünden işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesinin kesin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir.
9. Somut olayda dava dışı Mec Kurumsal Hiz. İnş. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti (Mec Şirketi) ile dava dışı PTT arasında 16.07.2020 tarihinde “5. Bölge (Erzurum) Ayrım-Dağıtım Hizmet Alımına Ait Sözleşme” imzalandığı, bu sözleşmenin Mec Şirketince 01.01.2021 tarihinde davacı Şirkete devredildiği, davacı Şirket ile PTT arasında 25.01.2021 tarihinde “5. Bölge (Erzurum) Ayrım-Dağıtım Hizmet Alımına Ait Tadil Sözleşmesi” imzalandığı, söz konusu hizmet alım sözleşmesine göre işin; “5. Bölgede (Erzurum) ayrım dağıtım hizmetlerinde 337 yaya dağıtım personeli, 11 motosikletli dağıtım personeli, 161 ayrım personeli, 8 ring şoförü, 8 engelli personel olmak üzere hizmetlerin toplam 525 personel ile yürütülmesi” şeklinde tanımlandığı, davacı Şirketin söz konusu hizmet alım sözleşmesi kapsamında 14 ilde kurulu işyerleri ile faaliyet gösterdiği görülmektedir.
10. Davacı Şirketin Erzurum bölgesi kapsamında yer alan 14 ilde ayrım ve dağıtım işini 525 personelle yapmayı yüklendiği, aynı konuda faaliyette bulunmak üzere kurulmuş işyerlerinde yapılacak işin niteliğinin aynı hizmet alım sözleşmesi kapsamında belirlendiği gözetildiğinde somut olayda kesin yetkili mahkemenin Erzurum iş mahkemeleri olduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurularının esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı ve davalı Bakanlık vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.