T.C. YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. | 2019/6023 | İlgili Kanun/Madde: |
Karar No. | 2019/17194 | 6356 S. STK/5 |
Tarihi: | 02.10.2019 |
|
|
ÖZETİ İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. İşkolu tespit davalarında, her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip, o işyerinde yapılanişlerin niteliği itibariyle işkolu tespiti gerekir. Alt işverenin işkolu tespiti asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenmez. Alt işverenin işkolu tespitinin, asıl işverenden ayrı olarak yapılması gerektiği gibi, alt işverene ait işyerinde yapılan işlerin, asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak değerlendirilmesi de doğru olmaz. 6356 sayılı Kanun'un 4/2. maddesinde öngörülen, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de, asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılacağı kuralı, bir işyeri sınırları ve organizasyonu içerisinde yürütülen işler için önem taşır. Yoksa birbirinden ayrı işyerlerinde farklı işkoluna giren işler yapılıyorsa asıl iş yardımcı iş kavramı geçerli olmaz. Alt işveren işçileri ise, alt işverene ait bağımsız işyeri çalışanları olduklarından, bağlı bulundukları işkolunun, asıl işverenden ayrı olarak belirlenmesi gerekir. Nitekim 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 4. maddesinin gerekçesinde “Bir işyerinde yürütülen yardımcı işin alt işveren tarafından üstlenilmesi halinde, bu iş artık asıl işveren yönünden yardımcı iş olarak kabul edilemez. Bu işler alt işveren bakımından asıl iş kabul edilir ve işkolu buna göre belirlenir” şeklinde anılan durum açık olarak belirtilmiştir. . |
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili
tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı Bakanlıkça davacı Şirkette yapılan incelemede, merkez adresinin ofis olarak
kullanıldığı ve personel işleri, faturalandırma, gemiye ait evrak tanzimi ile yönetim gibi işlerin yapıldığı,
ayrıca … adresinde faaliyet gösteren … Deniz Taşımacılık A.Ş işyerinin olduğu ve bu işyerinde de
yurtdışına çıkan tırlara gümrüksüz akaryakıt satışı yapıldığı, ayrıca … /… adresinde … Deniz
Taşımacılığı A.Ş.nin irtibat bürosunun bulunduğu ve işyerlerinde yapılan işlerin İş Kolları Tüzüğü’nün 20
sıra numaralı Deniz Taşımacılığı işkolunda yer aldığının tespit edilerek, işyerlerinde yürütülen işlerin
niteliği itibariyle İş Kolları Tüzüğü’nün 20 sıra numaralı Deniz Taşımacılığı iş koluna girdiğine ve yapılan
bu tespitin Resmi Gazete’de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar Kanunun 4.maddesi gereğince
karar verdiğini, davalı Bakanlığın bu kararının yerinde olmadığını, davalı Bakanlığın bir kısmı tespitlerini
yanlış yaptığını, bir kısım tespitlerini ise doğru değerlendirmeyerek davacı Şirketin işyerinde yürütülen
işlerin işkolu tespit ederken hataya düştüğünü, bu itibarla davalı idarenin müvekkili Şirketin işyerinde
yürütülen işlerin niteliği itibariyle İş Kolları Tüzüğünün 20 sıra numaralı Deniz Taşımacılığı işkoluna
girdiğine ilişkin kararının hatalı olduğunu, tespiti yapılan işyerinde işlerin yürütümü için ağırlıklı olarak
büro personeli çalıştığını, ağırlıklı işin büro işi olduğunu, yürütülen işlerin niteliği itibarıyla, İşkolları
Tüzüğünün 17 sıra numaralı "Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar “ işkolunda yer alması gerektiğini
bildirerek, davacı şirket ve bağlı işyerlerinde yürütülen işlerin niteliği itibariyle işkolları tüzüğünün 20
sıra numaralı işkoluna girdiğine ilişkin tespit kararının iptali ile anılan işyerindeki işlerin Tüzüğün 17 sıra
numaralı işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Bakanlık vekili; davanın süre yönünden resen incelenmesi gerektiğini, dava konusu işyerinde
keşif yapılması halinde olayın netlik kazanacağını, irtibat bürosunun bulunduğu ve işyerlerinde yapılan
işlerin İş Kolları Tüzüğünün 20 sıra numaralı “Deniz Taşımacılığı” işkolunda yer aldığının tespit
edildiğini, buna ilişkin 2012/29 sayılı işkolu tespit kararının 01.06.2012 tarih ve 28310 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlandığını, mahkemece ilgili idarelerden celp edilecek belgelerde görüleceği üzere
davacının davasında yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın evleviyetle usulden,
neticeten de esastan reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporlarına dayanarak davalı Şirkete ait ticaret sicil
kayıtları, SGK hizmet dökümleri ve personel listeleri incelendiğinde; davalı Şirkete ait aynı adreste, aynı
faaliyet konusunda 8 firmanın bulunduğu, davacı ….' nin bunlardan biri olduğu, davacı şirketin
İstanbul' da kayıtlı; bina işyeri olarak bir şirket merkezinin ve birde SGK' da tescil edilmiş bir gemi
personeli işyerinin bulunduğu, şirket merkezinde görev yapan personelin iş müfettişlerinin raporlarında
da belirtildiği ve unvanlarından da (Genel Müdür, Personel Müd., Muhasebe Müd., Avukat…) görüldüğü
üzere personel ve muhasebe işleri, gemiye ait evrak tanzimi ve yönetim gibi işlerin yapıldığı, gemi
işyerinde çalışan işçilerin ise yine unvanlarından anlaşılacağı üzere gemi üzerinde çalışan, işyeri
geminin içi olan çalışanlardan oluştuğu tespit edilmektedir (Kaptan, Yağcı, Gemici…), davalı şirketin …
Şubesine ait personel listeleri ve SGK hizmet dökümleri sunulmamış olsa da ticaret sicil kayıtlarından
faaliyet konusunun diğerleri ile aynı olduğnun tespit edildiği, davacı işyeri, sahip olduğu her iki işyerinin
(merkez bina işyeri ve gemi personelinin işyeri), ticaret sicil kayıtlarındaki ana faaliyet konularının ve
yönetim kurulunun aynı olması, şirketler arası organik bağ olması nedeniyle, işletme statüsünde
değerlendirilerek; davacı işyerinin merkez ofisinin de, İş Kolları Tüzüğü’nün 20 sıra numaralı "Deniz
Taşımacılığı" işkolunda olması gerektiği, dava konusu uyuşmazlığı davacı işyerinin yaptığı iş itibarıyla iş
kolları tüzüğünün hangi sıra numarasındaki iş koluna girdiğinin tespitine yönelik olduğu, davalı Bakanlık
tarafından yapılan tespite göre davacının yaptığı işin deniz taşımacılığı iş koluna girdiği tespit edildiği,
davanın yasal 15 günlük sürede açıldığı, dosya içeriği dikkate alınarak yapılan tespitin doğru olup
olmadığı konusunda inceleme ve değerlendirme yapılması için uzman heyette oluşan bilirkişilerden
rapor alındığı, buna göre; davacıya ait ticari defterler, ticaret sicil kayıtları, işçi hareketleri, satışlar ve
diğer hususların incelettirildiği, davacı işveren Şirketin her türlü deniz taşıtı işletme, kiralama, taşıma
ve taahhüt işleri yapma, gemi imal etme, liman inşa etme veya işletme işleri yaparak, bunları turistik
amaçla kullanmak, kiraya vermek, satın almak, satmak bunlar üzerinde her türlü aynı ve şahsi haklar
tesis etmek, ulusal ve uluslararası sularda nakliye taahhütlerinde bulunmak ve benzeri hizmetleri
yapmak ana sözleşmede yazılı bulunan hususlar olduğu, düzenlenen faturalarda deniz taşımacılığına
yönelik kiralama bedellerinin yer aldığı da tespit edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde İş
Kolları Tüzüğünün 20 sıra numarasında yer alan gemi ve benzeri taşıtlarla denizlerde, göllerde ve akar
sularda her türlü yük ve yolcu taşıması işe bunlara bağlı deniz işlerinde çalışan ve Deniz İş Kanununa
tabi gemi adamları ve gemi adamı yeterlilik belgesine sahip kimselerin ve şehir ve körfez hatları
iskelelerinde çalıştırılan iskele görevlilerinin yaptığı işler, deniz taşıtları ile yapılan liman hizmetleri
olarak belirlendiği, bu durumda esas işin niteliği dikkate alınarak yapılan değerlendirmede Bakanlık
tespitinin Tüzüğün 20 sıra numarasında yer alan sıralamaya girdiğinin tespiti yönündeki belirlemesi
doğru kabul edildiği, Tüzüğün 3. maddesi kapsamında "Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de,
asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılır" hükmünün de birlikte değerlendirildiği gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 4 ve 5.
maddeleri kapsamında işkolu tespitine itiraza ilişkindir.
Türk toplu iş hukukundaki normatif düzenlemelerde işkolu kavramı önemli bir yer tutmaktadır. 6356
sayılı Kanun'un 3. maddesine göre, sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunurlar. İşkolunun
belirlenmesi konusunu düzenleyen 6356 sayılı Kanun'un 5. maddesine göre, işkolu tespiti T.C. …'nca
yapılacaktır. T.C. …'nca yapılan tespit ile ilgili kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasını müteakip, bu
tespite karşı ilgililer, onbeş gün içinde dava açabilir. Belirtilen süre hak düşürücüdür.
6356 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasına göre, işkolları, Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde
gösterilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasına göre ise, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl
işin girdiği işkolundan sayılır. Yine aynı maddede, bir işkoluna giren işlerin neler olacağının, işçi ve
işveren konfederasyonlarının görüşü alınarak ve uluslararası normlar göz önünde bulundurularak,
yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
İşkolu kavramı sendikaların faaliyet alanlarını belirleyen temel bir öğedir. Birbirine benzer işler bir
hukuki kalıp altında toplu iş hukukuna sunulmaktadır.
İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir
sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir
deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak
belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir
birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir
alanı da kullanması halinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı
konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık
ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir.
İşkolu tespit davalarında, her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip, o işyerinde yapılan
işlerin niteliği itibariyle işkolu tespiti gerekir. Alt işverenin işkolu tespiti asıl işverenin yaptığı işe göre
belirlenmez. Alt işverenin işkolu tespitinin, asıl işverenden ayrı olarak yapılması gerektiği gibi, alt
işverene ait işyerinde yapılan işlerin, asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak
değerlendirilmesi de doğru olmaz. 6356 sayılı Kanun'un 4/2. maddesinde öngörülen, bir işyerinde
yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de, asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılacağı kuralı, bir işyeri sınırları
ve organizasyonu içerisinde yürütülen işler için önem taşır. Yoksa birbirinden ayrı işyerlerinde farklı
işkoluna giren işler yapılıyorsa asıl iş yardımcı iş kavramı geçerli olmaz. Alt işveren işçileri ise, alt
işverene ait bağımsız işyeri çalışanları olduklarından, bağlı bulundukları işkolunun, asıl işverenden ayrı
olarak belirlenmesi gerekir. Nitekim 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 4.
maddesinin gerekçesinde “Bir işyerinde yürütülen yardımcı işin alt işveren tarafından üstlenilmesi
halinde, bu iş artık asıl işveren yönünden yardımcı iş olarak kabul edilemez. Bu işler alt işveren
bakımından asıl iş kabul edilir ve işkolu buna göre belirlenir” şeklinde anılan durum açık olarak
belirtilmiştir.
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemenin ilk kararı, Dairemizin 26.05.2015 tarihli ilamı ile; davacı Şirket ile bağlantısı ortaya
konulmadan, dava dışı … Deniz Taşımacılığı A.Ş şirketine ait işyerlerinin davacı Şirketin bağlı işyeri
olduğu değerlendirilerek 20 sıra numaralı Deniz Taşımacılığı işkolunda tespit edildiği, ancak yapılan
yargılamada davacı Şirket ile dava dışı Şirketin organik bağ içinde olup olmadığı, şayet organik bağ
varsa bu işyerlerinin davacı Şirkete ait bağlı işyerleri içinde mi yoksa ayrı bir işyeri mi içinde olduğu
hususlarının açıkça ortaya konulmadığı açıklanarak, bu kapsamda yapılacak tespite göre bu işyerlerinin
davacı Şirkete ait olduğu belirlenirse niteliğinin değerlendirilmesini, şayet ayrı işyerleri kabul edilirse
faaliyet alanlarına göre işkolunun ve yetkili mahkemenin belirlenmesi için bozulmuştur.
Dosya içeriğine göre; Davacı ….’nin merkez adresinin ofis olarak kullanıldığı ve personel işleri,
faturalandırma, gemiye evrak tanzimi ile yönetimi gibi işlerin yapıldığı, Şirkete ait olan ve İstanbul
Limanı’na bağlı gemi ile tır taşımacılığı suretiyle (Ro-Ro) gemi işletmeciliğinin yapıldığı anlaşılan bu
işyerinin İşkolları Tüzüğü’nün 20 sıra numaralı “Deniz taşımacılığı” işkolunda yer aldığına ilişkin tespitin
yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu işyerine ilişkin tespit Dairemizin bozma ilamına da konu olmamıştır.
Yargılamanın geldiği bu safhada asıl sorun, kayıtlarda dava dışı … Deniz Taşımacılığı A.Ş. ait görünen
Musalla Mah. Çeşme 1107 Sk. … adresinde faaliyet gösteren ve Atatürk Cad. Ak İşhanı No. 105 …/…
adresinde faaliyet gösteren işyerleri için “Deniz taşımacılığı” işkolunda yapılan tespitin yerinde olup
olmadığına ilişkin olup, Dairemizin bu nedenle yaptığı bozma sonrası yapılan araştırma ve alınan
bilirkişi raporu da bu meselenin çözümü için yeterli değildir.
Keza, Mahkemenin “Davacı işyeri, sahip olduğu her iki işyerinin (merkez bina işyeri ve gemi
personelinin işyeri), işletme statüsünde değerlendirilerek; davacı işyerinin merkez ofisinin de, İş Kolları
Tüzüğünün 20 sıra numaralı "Deniz Taşımacılığı" işkolunda olması gerekmiştir.” gerekçesi de hukuken
isabetli değildir. Zira işkolu tespiti davalarında, Şirkete ait işyerinin işletme statüsünde olup olmadığı
uyuşmazlığın çözümünde etkili olmayıp işverenin işyerlerinin bağımsız işyeri olarak kabulü halinde o
işyerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle işkolu tespiti gereklidir. Yine, dava dışı Şirket ile davacı
Şirketin aynı grup şirketlerinden olduğu anlaşılmakla birlikte ticaret sicil kayıtlarından faaliyet
konularının aynı olması aralarında organik bağın varlığının kabulü için de tek başına yeterli değildir.
Mevcut delil durumuna göre Atatürk Cad. Ak İşhanı No. 105 …/… adresinde faaliyet gösteren
işyerinde, yurtdışına çıkan tırlara gümrüksüz akaryakıt satışı yapıldığının ve Atatürk Cad. Ak İşhanı No.
105 …/… adresindeki işyerinin de irtibat bürosu olduğundan hareketle tespitin yapıldığının anlaşılması
karşısında, bu işyerlerinin İstanbul adresinde faaliyet gösteren işyerinden bağımsız bir işyeri olduğu ve
faaliyet konularının da tamamen farklı olduğu izlenimi edinilmektedir.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davacı Şirket ile dava dışı … Deniz Taşımacılığı A.Ş. arasında
organik bağ olup olmadığının tereddüde mahal verilmeksizin ortaya konulması, şayet organik bağ
saptanırsa mahallinde keşif icra edilerek …’deki işyerlerinde fiilen hangi işin yapıldığının öncelikle tespiti
ile buna göre İstanbul’daki işyerine bağlı işyeri mi yoksa bağımsız işyeri mi olduğunun belirlenmesi,
bağımsız işyeri olarak değerlendirilmeleri halinde ise yetkili mahkemenin buna göre tespitinden
ibarettir.
Eksik araştırma, yeterli ve yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi tekrar bozmayı
gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının
istek halinde ilgiliye iadesine, 02.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.