YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2017/32035 2017/9466 25.04.2017 |
İlgili Kanun / Madde
6356 S. TSK. /5
|
||||
|
||||||
ÖZETİ Somut olayda, işveren tarafından, dava, sadece …Bakanlığına yöneltilmiş, mahkemece de, tespit kararından etkilenecek sendikalara davanın yöneltilmesi sağlanmamıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, işkolu tespitine itiraz davasının, dava sonucunda verilecek karardan etkilenecek olan sendikalara da yöneltilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece, davacının, bakanlık tarafından dava konusu işyerinin girdiği işkolu olarak tespit edilen “Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiye ve Antrepoculuk” işkolunda kurulu sendikalara davayı yöneltmesinin sağlanması ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
|
||||||
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, duruşmalı olarak süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, …Bakanlığının 08.04.2011 tarih ve 27899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2011/51 sayılı kararı ile müvekkili … Liman İşletmeleri A.Ş.'nin İşkolları Tüzüğü'nün 22 sıra numaralı “ardiye ve antrepoculuk” işkolunda yer aldığının tespit edildiğini, bu tespitin kanuna ve hukuka aykırı olup iptalinin gerektiğini, müvekkili şirketin anılan işyerinin toplu iş sözleşmesi yapılması için aranılan nitelik ve şartlara sahip olmadığının açık olduğunu, bu nedenle toplu iş sözleşmesine hazırlık olacak şekilde işkolu tespitinin yapılmasında hukuki yarar bulunmadığını, diğer taraftan yapılan tespitin de hatalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından tüzüğün 22 sıra numarasında yer alan işkolu açıklamasındaki işlerin hiçbir surette yapılmadığını, müvekkili şirketin antrepo, ardiye ve soğuk hava deposunun bulunmadığını ve ambarlama, depolama, yükleme, boşaltma ve depolama işlerinin de yapılmadığını, Bakanlık tarafından yapılan deniz vasıtası kullanmaksızın liman hizmetleri verildiği yönündeki tespitin de gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili şirketin toplam 32 personeli bulunduğunu, bu personelin 16 tanesinin Deniz İş Kanunu'na tabi olarak 3 deniz vasıtasında mürettebat olarak çalıştığını, bu personel ile deniz vasıtaları kullanılarak pilotaj, römorkaj ve pilot botu hizmeti verildiğini, bu hizmetlerin sadece deniz vasıtası ile verilebileceğinin her türlü şüpheden uzak olduğunu, kalan 16 personel ile de yönetim, muhasebe ve finansman gibi idari işlerin ve müvekkile ait alışveriş merkezi yönetimi ve bu alışveriş merkezinde bulunan gayrimenkullerin kiralanması işlerinin yürütüldüğünü, bu açıklamalara göre müvekkiline ait tespit konusu işyerinin “Genel İşler” işkoluna girmesi gerektiğini ileri sürerek 08.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2011/51 sayılı işkolu tespit kararının iptali ile müvekkiline ait işyerinin “Genel işler” işkolunda yer aldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, …Bakanlığı tarafından yapılan işkolu tespitine itiraz istemine ilişkindir.
İşkolu tespit tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 3. maddesinde sendikaların işkolu esasına göre kurulacakları belirtilmiştir. Bu itibarla, işkolu kavramının, sendikaların faaliyet alanlarını belirleyen temel bir öge olduğu söylenebilir. İşkolu kavramı ile, benzer işler bir hukuki kalıp altında toplu iş hukukuna sunulmaktadır.
İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak tanımlanmıştır. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir.
İşçi ve işveren sendikalarının kurulabilecekleri işkolları, 2821 sayılı Kanun'un 60. maddesinde gösterilmiştir. Anılan maddede, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılacağı ifade edilmiştir. Yine aynı maddede, bir işkoluna giren işlerin neler olacağı, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü de alınarak ve uluslararası normlar da gözönünde bulundurularak bir tüzükle düzenleneceği belirtilmiştir. Söz konusu tüzükte işkollarına giren işler, tüzüğe ekli listede belirtilmiştir. Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılacağı tüzüğün 3. maddesinde vurgulanmıştır.
İşkolu tespit tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Kanun’un 4. maddesine göre “Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti …Bakanlığınca yapılır. …Bakanlığı tespit ile ilgili kararını Resmi Gazetede yayımlar. Kararın yayımını müteakip bu tespite karşı ilgililer iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede onbeş gün içinde dava açabilirler. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.”
Madde metninde ifade edilen “ilgililer” sözcüğü kanunda tanımlanmadığı gibi davanın kimin aleyhine açılacağı da belirlenmemiştir.
İşkolu tespitine itiraz davalarının niteliği ve dava sonucunda verilecek kararın mahiyeti dikkate alındığında, “ilgililer” ifadesinden öncelikle anlaşılması gerekenin, işveren ile işkolu tespit kararı kapsamı dışında kalan, ancak tespit konusu işyerinin, kendi kurulu bulunduğu işkolunda yer aldığını iddia eden sendikalar olduğu kabul edilmelidir. Nitekim, bu dava sonucunda verilecek karar ile bir işyerinin, hangi sendikaların faaliyet alanı kapsamında yer alacağı tespit edilecektir. Bu bağlamda ifade etmek gerekir ki, işkolu tespitine itiraz davasının, bakanlık yanında işveren ile dava sonucunda verilecek karardan etkilenecek olan sendikalara da yöneltilmesi gerekmektedir. Bu noktada, bakanlık tarafından tespit edilen işkolunda kurulu sendikaların da, davada taraf olarak yer alması gerektiği ifade edilmelidir.
İnceleme konusu davada, …Bakanlığı tarafından 08.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, … Liman İşletmeleri A. Ş.’ye ait liman işletmeciliğinde genellikle kruvaziyer gemilere kılavuzluk, römorkörlük, pilot botu hizmeti ile iskelede palamarcılık hizmetinin verildiği, yürütülen faaliyetlerin ağırlıklı olarak deniz vasıtası kullanmaksızın yerine getirilen liman hizmetleri ile yolcu indirme ve bindirme işi olduğu gerekçesiyle işyerinin İşkolları Tüzüğü’nün 22 sıra numaralı “Ardiye ve antrepoculuk” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.
Somut olayda, işveren tarafından, dava, sadece …Bakanlığına yöneltilmiş, mahkemece de, tespit kararından etkilenecek sendikalara davanın yöneltilmesi sağlanmamıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, işkolu tespitine itiraz davasının, dava sonucunda verilecek karardan etkilenecek olan sendikalara da yöneltilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece, davacının, bakanlık tarafından dava konusu işyerinin girdiği işkolu olarak tespit edilen “Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiye ve Antrepoculuk” işkolunda kurulu sendikalara davayı yöneltmesinin sağlanması ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.04.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.