ISLAH DİLEKÇESİNDE FAİZ İSTENİLMEDİĞİ DURUMLARDA FAİZE KARAR VERİLMESİNİN TALEPLE BAĞLILIK KURALINA AYKIRI OLDUĞU

SAYILAR

Esas No : 2017/21483
Karar No : 2017/10077
Tarihi : 08.06.2017
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/41 6100 S. HMK/26
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • ISLAH DİLEKÇESİNDE FAİZ İSTENİLMEDİĞİ DURUMLARDA FAİZE KARAR VERİLMESİNİN TALEPLE BAĞLILIK KURALINA AYKIRI OLDUĞU • ISLAH DİLEKÇESİNDE AYRICA FAİZ İSTENİLMEMİŞSE ISLAH DİLEKÇESİNDE TALEP EDİLEN KISMA FAİZ UYGULANAMAYACAĞI

Tam Metin

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2017/21483
2017/10077
08.06.2017
İlgili Kanun / Madde

4857 S. İşK/41
6100 S. HMK/26

 

   

  • ISLAH DİLEKÇESİNDE FAİZ İSTENİLMEDİĞİ DURUMLARDA FAİZE KARAR VERİLMESİNİN TALEPLE BAĞLILIK KURALINA AYKIRI OLDUĞU
  • ISLAH DİLEKÇESİNDE AYRICA FAİZ İSTENİLMEMİŞSE ISLAH DİLEKÇESİNDE TALEP EDİLEN KISMA FAİZ UYGULANAMAYACAĞI
  ÖZETİ  Davacı vekilinin 24/04/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile bir kısım alacak talepleri bakımından miktar artırımı yapılmakla birlikte, ıslah ile artırılan miktarlar bakımından faiz talep edilmediği görülmektedir. Davacının ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde ıslah ile arttırılan miktarlara faiz yürütülmesinin HMK.nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırı olduğunun gözetilmemesi de hatalıdır.
.
 
 
             

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin laborant olarak davalının Rize İli İkizdere ilçesindeki işyerinde 18/04/2008 tarihinde çalışmaya başladığını, en son aylık 3.940,00 TL. brüt maaş aldığını, iş akdinin 08/01/2011 tarihinde haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. 
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. 
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. 
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının davalı işyerine verdiği 07/01/2011 tarihli dilekçesinde, teklif edilen yeni iş ve görev değişikliğini kabul etmediğini açıklayıp kıdem tazminatının ödenerek çıkışının verilmesini talep ettiği görülmekte olup mahkemece de dosya kapsamına uygun olarak davacı işçinin iş şartlarındaki aleyhe değişikliği kabul etmeyerek iş akdini kendisinin eylemli olarak sona erdirdiği kabul edilmesi yerindedir. 
Ancak iş akdini haklı nedenle dahi olsa fesheden tarafın ihbar tazminatı talep etme hakkının bulunmadığı gözetilerek ihbar tazminatı isteminin reddi yerine kabulü hatalıdır. 
3-Dosyada mevcut 08/01/2011 tarihli davacı için düzenlenmiş “Yıllık Ücretli İzin” başlıklı belgede davacının hak ettiği ancak kullanmadığı 28 gün yıllık ücretli izin karşılığında, yapılması gereken ödemenin 2011 yılının Ocak ayı maaşı ile birlikte ödeneceğinin açıklandığı, keza yine 08/01/2011 tarihli fesih tarihinde düzenlenmiş olan, davacının imzasını taşıyan “Hizmetli Çıkış Pusulası” başlıklı ve “İbraname” içerikli belgede de davacıya 28 günlük kullanılmamış yıllık ücretli izin karşılığı olarak 1.856,00 TL. ödendiği görülmektedir. 
6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlenmiş olan ve savunma ile çelişmeyen ibraname, bu haliyle geçerli kabul edilmelidir. 
Mahkemece hesaplanan ücretli izin alacağı talebinden ibraname içeriğine göre ödendiği kabul edilmesi gereken 1.856,00 TL.’nin mahsubu yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4-Davacı vekilinin 24/04/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile bir kısım alacak talepleri bakımından miktar artırımı yapılmakla birlikte, ıslah ile artırılan miktarlar bakımından faiz talep edilmediği görülmektedir. Davacının ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde ıslah ile arttırılan miktarlara faiz yürütülmesinin HMK.nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırı olduğunun gözetilmemesi de hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.