İŞLETME İŞYERİ AYRIMI

SAYILAR

Esas No : 2024/9291
Karar No : 2024/12067
Tarihi : 19.09.2024
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/43
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

 

İŞLETME İŞYERİ AYRIMI
AYNI TEKNİK AMAÇ DOĞRULTUSUNDA FAALİYET GÖSTERİLMESİ

Relevant law / article

T.C
SUPREME COURT
9. Legal Department

Main No.
Decision No.
Date:

Tam Metin

ÖZETİ: yetki tespitine konu birimlerin tek bir işyeri niteliğinde yahut bağımsız işyerleri niteliğinde olup olmadığı noktasında tespiti gereken unsurlardan biri de amaçta birlik unsurudur. Amaçta birlik unsuru gereğince farklı ünitelerin her biri birbiriyle doğrudan bağlantılı olmayan mal veya hizmet üretimine yönelik olsa dahi, bu ünitelerin tamamının aynı teknik amaç doğrultusunda faaliyet göstermesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, İlk Derece Mahkemesince bozma kararında nitelikleri belirtilen şekilde teşkil edilen bilirkişi heyeti aracılığı ile ve 21.01.2020 tarihi itibarıyla; özellikle birimlerde üretilen ürünlerin sayısal olarak miktarı ve niteliğinin tespiti; üretilen çay paketleri bakımından çayın nereden temin edildiği, başkaca gerçek ve tüzel kişilere paketlenmemiş çay satışı yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; paketleme faaliyeti yapıldığı anlaşılan ve Düzce adresinde bulunan (1024072) sicil numaralı işyerinde hangi ürünlere yönelik paketleme faaliyetinin yürütüldüğü, paketlenen ürünlerin sayısal olarak miktarı ve niteliği ile bu ürünlerin hangi gerçek ve tüzel kişilere ait olduğunun tespiti; küp şeker üretim ve paketleme faaliyeti bakımından da belirtilen araştırmanın yapılması; yetki tespitine konu tüm birimler bakımından anılan hususlara yönelik araştırma yapılması ve gereken verilere ilişkin kayıt ve belgelerin getirtilmesi; tüm bu hususlar araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin çay üretmekte, ürettiği gıda ürünlerinin satış ve pazarlaması ile iştigal etmekte olduğunu, Şirketin İstanbul, Trabzon, Rize, Artvin, Düzce, İzmir, Konya, ve Ankara illerinde farklı konumlarda toplam 15 ayrı işyeri bulunduğunu, yetki tespitine ilişkin kararın, mevzuata aykırı olarak düzenlendiğini, müvekkili Şirkete ait işyerleri arasında, hukuki bağlılık, amaçta ve yönetimde birlik bulunduğundan, tüm işyerlerinin tek bir işyeri olarak kabul edilmesi ve yetkişartlarının da buna göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkili Şirketin ana faaliyet konusunun çay üretimi, satışı ve pazarlaması olduğunu, dilekçedeki tabloda, 6, 7, 8, 9 ve 12 nci satırlarda gösterilen işyerlerinde çay üretimini gerçekleştirdiğini ve üretim süreci tamamlanan çayların çuvallara doldurularak 4 ve 10 uncu satırlarda gösterilen Düzce ve Arsin’de bulunan fabrikalarına gönderildiğini, bu işyerlerinde paketleme işlemlerini yapıp ürettiği çayı, son tüketiciye satışa uygun hâle getirdiğini, 10 numaralı satırda gösterilen Düzce fabrikasında ayrıca toz ve küp şekerin paketleme faaliyetlerinin de yürütüldüğünü, 1 inci satırda gösterilen işyerinin, müvekkili Şirketin Genel Merkezi olup Genel Merkezde, Şirket yönetimi, pazarlama ve muhasebe faaliyetlerinin yürütüldüğünü, 2, 3, 11, 13, 14 ve 15 inci satırlarda gösterilen işyerlerinde, müvekkili Şirketin ürettiği gıda ürünlerinin depolanarak üretilen ürünlerin satış, pazarlama faaliyetlerinin yürütüldüğünü, 5 numaralı satırlarda yazılı işyerinde ise sadece satış ve pazarlama faaliyetlerinin sürdürüldüğünü, 15 numaralı işyerinin de yönetiminin müvekkili Şirkete ait olup, hukuki bağlılık unsurunun gerçekleşmiş olduğunu, tüm işyerlerinin çay üretimi ve satışı için örgütlenmiş olup, işyerlerinde aynı ortak amacın farklı aşamalarının gerçekleştirildiğini ve bu suretle işyerlerinin birbirini tamamladığını, davalı Sendikanın üye sayısının işçi sayısının yarısından daha az olduğunu, müvekkili Şirkete ait işyerlerinin tek bir işyeri olarak kabul edilmeyeceği farz edilse bile bu durumda da tüm işyerlerindeki asıl faaliyet konusu gıda üretimi olduğundan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarında, gıda sanayi işkolunda gözükmeyen işyerlerinin de işkolunun tespit edilip müvekkili Şirkete ait 15 işyerinde çalışan işçilerin toplam sayısı esas alınarak yetki şartının sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi gerektiğini, müvekkili Şirkete ait işyerleri ile ilgili İşkolları Yönetmeliği’ne uygun olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılmış işkolu tespiti de bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 24.01.2020 tarihli ve 244190 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 42 nci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından SGK’ya yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Genel Müdürlükçe kurulu sendika yetki sistemine, SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, kayıtlara göre Sendikanın yeterli çoğunluğu sağladığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
Davalı Öz Gıda İş Sendikası vekili cevap dilekçesinde; Bakanlık tarafından tespit esnasında itiraz konusu işyerleri gıda sanayi işkolunda yer almadığı için dikkate alınmadığını, bu aşamadan sonra da alınmasının mümkün olmadığını, çünkü NACE kodu olarak bilinen bu kodlama sisteminin tamamen işverenin tercihi olup işyeri kuruluşunda bu kodlamanın işveren tarafından tercih ile ilgili resmî birimlere iletildiğini, bu aşamada işverenliğin kendi tercihi ile belirlediği kodlama sonrasında farklı bir işkolundaki işyerlerini gıda sanayi işkolundaymış gibi göstermeye çalışmasına muvafakatleri bulunmadığını, ikrar ile dilekçede belirtildiği üzere bu işyerlerinin ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar işkolunda yer aldığını, kendi beyan ve gıda sanayi işkolunda 10 ayrı işyeri ayrım ve sıralaması yapıldıktan sonra hepsinin bir işyeri olarak kabul edilerek %40 yerine yarıdan bir fazla sayı hesabı yapılmasının Kanun’a aykırı bir iddia olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.07.2022 tarihli ve 2020/46 Esas, 2022/689 Karar sayılı kararı ile; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereği Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliği’nin 27 nci maddesine göre işyeri açılış bildirgesinin verildiği, bu bildirgeye göre 4 haneli NACE kodunun işyerince belirlendiği ve SGK’ya bildirildiği görülerek ve bu koda göre işyerlerinin işletme olarak esas alınması kanaati ile çalışan işçi sayısı ve üye sayısı dikkate alındığında Sendika üyesi işçilerin işyerinde çalışan işçilerin %40,77 oranında olduğu, bu sonuca göre Sendikanın yetkili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 tarihli ve 2022/5644 Esas, 2022/306 Karar sayılı kararı ile; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairemizin 24.03.2023 tarihli ve 2023/4382 Esas, 2023/4345 Karar sayılı kararı ile; dosya kapsamına göre aynı işkolunda yer alan tespite konu birimlerin tek bir işyeri niteliğinde olup olmadığı yahut işletme niteliğinde olup olmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti gerektiği, yetki tespitine konu işyerlerinde keşif icra edilmediğinden, uzman olmayan bilirkişi tarafından düzenlenen raporun da hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, Mahkemece aralarında hukuk fakültesi iş hukuku anabilim dalında görev yapan öğretim üyesi, gıda mühendisi ve insan kaynakları/işletme uzmanı bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi kurulunun teşkil edilmesi, tespit konusu olup diğer illerde bulunan birimlerin işleyişine ve ticari faaliyetlere ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, Şirket merkezi ile İstanbul ilinde yer alan birimlerde keşif icra edilmesi, tespit konusu birimlerin bağımsız şekilde faaliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, bütün birimlerin Merkezden yönetilip yönetilmediğinin belirlenmesi, bu hususlarda tarafların beyanının alınması, gerekirse tespit konusu farklı illerde bulunan birimlerde de keşif suretiyle bilirkişi incelemesi icra edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tespit konusu birimlerin iş organizasyonu kapsamında bir bütün olduğu, Sendika tarafından gerekli sayısal çoğunluğun sağlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri; cevap dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasında uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
6356 sayılı Kanun’un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır. bulunamaz.
İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
3. Değerlendirme
İnceleme konusu davada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 21.01.2020 başvuru tarihi itibarıyla davacıya ait 10 birimin işletme teşkil ettiği, işletmede toplam 994 işçi çalıştığı ve 405 sendika üyesi bulunduğu gerekçesiyle davalı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığına dair 24.01.2020 tarihli ve 244190 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararlar, Dairemizce araştırmaya yönelik bozulmuştur. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, bozmanın gereğinin yerine getirilmesi bakımından yetersizdir.
Bozma kararında da belirtildiği gibi yetki tespitine konu birimlerin tek bir işyeri niteliğinde yahut bağımsız işyerleri niteliğinde olup olmadığı noktasında tespiti gereken unsurlardan biri de amaçta birlik unsurudur. Amaçta birlik unsuru gereğince farklı ünitelerin her biri birbiriyle doğrudan bağlantılı olmayan mal veya hizmet üretimine yönelik olsa dahi, bu ünitelerin tamamının aynı teknik amaç doğrultusunda faaliyet göstermesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, İlk Derece Mahkemesince bozma kararında nitelikleri belirtilen şekilde teşkil edilen bilirkişi heyeti aracılığı ile ve 21.01.2020 tarihi itibarıyla; özellikle birimlerde üretilen ürünlerin sayısal olarak miktarı ve niteliğinin tespiti; üretilen çay paketleri bakımından çayın nereden temin edildiği, başkaca gerçek ve tüzel kişilere paketlenmemiş çay satışı yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; paketleme faaliyeti yapıldığı anlaşılan ve Düzce adresinde bulunan (1024072) sicil numaralı işyerinde hangi ürünlere yönelik paketleme faaliyetinin yürütüldüğü, paketlenen ürünlerin sayısal olarak miktarı ve niteliği ile bu ürünlerin hangi gerçek ve tüzel kişilere ait olduğunun tespiti; küp şeker üretim ve paketleme faaliyeti bakımından da belirtilen araştırmanın yapılması; yetki tespitine konu tüm birimler bakımından anılan hususlara yönelik araştırma yapılması ve gereken verilere ilişkin kayıt ve belgelerin getirtilmesi; tüm bu hususlar araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı Sendikaya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.