Yargı Kararları

İŞ SÖZLEŞMESİNDEKİ 270 SAAT FAZLA ÇALIŞMANIN ÜCRETE DAHİL OLDUĞUNA İLİŞKİN HÜKMÜN SÖZLEŞMENİN TARİHSİZ OLMASI NEDENİYLE GEÇERSİZ OLDUĞU

SAYILAR

Esas No : 2021/1390
Karar No : 2021/5207
Tarihi : 01/03/2021
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/41
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : İŞ SÖZLEŞMESİNDEKİ 270 SAAT FAZLA ÇALIŞMANIN ÜCRETE DAHİL OLDUĞUNA İLİŞKİN HÜKMÜN SÖZLEŞMENİN TARİHSİZ OLMASI NEDENİYLE GEÇERSİZ OLDUĞU

Tam Metin

İlgili Kanun/md:

Yargıtay Kararları – Çalışma ve Toplum, 2021/3

İlgili Kanun / Madde

4857 S. İşK/41

 

T.C.

YARGITAY

9. Hukuk Dairesi

 

Esas No. 2021/1390

Karar No. 2021/5207 

Tarihi: 01/03/2021

 

İŞ SÖZLEŞMESİNDEKİ 270 SAAT FAZLA ÇALIŞMANIN ÜCRETE DAHİL OLDUĞUNA İLİŞKİN HÜKMÜN SÖZLEŞMENİN TARİHSİZ OLMASI NEDENİYLE GEÇERSİZ OLDUĞU

ÖZETİ; taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 8.maddesinde 270 saatlik fazla çalışma süresinin ücret içinde olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına esas alınan bilirkişi raporunda, iş sözleşmesinin tarihsiz olması ve davacıdan her yıl fazla çalışma onayı alınmadığından bu hüküm dikkate alınmamıştır. Bölge Adliye mahkemesi ise yılda 270 saat fazla çalışma süresini, hesaplanan fazla çalışma süresinden tenzil etmiştir. Ancak; dosya içinde bulunan iş sözleşmesinde tarih bulunmamaktadır. Bu sebeple hangi tarihten itibaren sözleşmesinin hüküm ifade edeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Tarih bulunmayan iş sözleşmesinin söz konusu yıllık 270 saat fazla mesai ücretinin, ücret içinde olduğuna dair hükmü geçerli kabul edilemeyeceğinden yıllık 270 saat fazla mesainin, fazla çalışma süresinden tenzili hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

 

DAVA. Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacının, 01.04.1994-01.07.2016 tarihleri arasında davalı işyerinde teknik müdür olarak çalıştığını, son net ücretinin 4.950,00 TL olduğunu ,almış oldukları ücretlerin bir kısmının fazla mesai ücret olarak gösterildiğini, ancak fazla mesai yapmasına rağmen ücretinin ödenmediğini, resmi ve dini bayramlarda çalışmasına karşılık ödemesinin yapılmadığını, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının ibraname ile tüm haklarını aldığını, işyerinde vardiya usulü çalışıldığını, fazla mesai yapılması halinde ödemesinin yapıldığını , ulusal bayram ve genel tatil çalışması karşılığında izin kullanıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davanın kabulü ile fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına karar verilmiştir.

İstinaf başvurusu:

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

 Davacının fazla mesai yaptığı ve genel tatillerde çalıştığının tanık beyanları ile ispatlandığını, iş sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca yıllık 270 saat fazla çalışma süresinin ücret içinde olduğu, davalının istinaf talebinin bu yönden kabul edilerek, fazla çalışma süresinden aylık 22,5 saatin tenzili ile tekrar hesaplama yapılmış, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar süresinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının hesabı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.

Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödeneceğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.

Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 8.maddesinde 270 saatlik fazla çalışma süresinin ücret içinde olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına esas alınan bilirkişi raporunda, iş sözleşmesinin tarihsiz olması ve davacıdan her yıl fazla çalışma onayı alınmadığından bu hüküm dikkate alınmamıştır. Bölge Adliye mahkemesi ise yılda 270 saat fazla çalışma süresini, hesaplanan fazla çalışma süresinden tenzil etmiştir. Ancak; dosya içinde bulunan iş sözleşmesinde tarih bulunmamaktadır. Bu sebeple hangi tarihten itibaren sözleşmesinin hüküm ifade edeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Tarih bulunmayan iş sözleşmesinin söz konusu yıllık 270 saat fazla mesai ücretinin, ücret içinde olduğuna dair hükmü geçerli kabul edilemeyeceğinden yıllık 270 saat fazla mesainin, fazla çalışma süresinden tenzili hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

2270