İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/24
1475 S. İşK/14
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2021/4386
Karar No. 2021/8587
Tarihi: 27/04/2021
lİSTİFA
lİSTİFA DİLEKÇESİNDE KİŞİSEL NE-DENLERE DAYANAN İŞİNİN KIDEM TAZMİNATI ALAMAYACAĞI
lKİŞİSEL NEDENLERİN İŞÇİ AÇISINDAN HAKLI NEDENLER ARASINDA SAYILMADIĞI
ÖZETİ: Davacının kişisel neden olarak belirttiği fesih nedeni İş Kanununda haklı sebep olarak düzenlenmemiştir. İş sözleşmesini haklı nedenle fesih ettiğini iddia eden tarafın haklı fesih gerekçesinin ne olduğunu açıkça belirtmesi gerekir. İmza inkarı bulunmayan 18.04.2011 tarihli istifa dilekçesi ile ilk çalışma döneminin davacı tarafından sonlandırıldığı, istifa dilekçesinin içeriğinden haklı bir nedene de dayanılmadığı anlaşılmakla, 29.06.2006-18.04.2011 tarihleri arasındaki dönemin kıdem tazminatı hesabında dışlanması gerekirken, gerekçesi de açıklanmaksızın her iki çalışma dönemi birleştirilerek kıdem tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 2005/Temmuz-03/05/2016 tarihleri arasında kesintisiz ve sürekli kamyon şoförü olarak çalıştığını, davacının alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 11/04/2012-09/05/2016 tarihleri arasında çalışmasının olduğunu, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, kıdem tazminatı hak kazanamadığını, iş yerinde çalışma saatlerinin mesai çizelgesi ile belli olduğunu, fazla çalışmanın söz konusu olmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının, kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalıya ait işyerinde 29.06.2006-18.04.2011 ve 11.04.2012-03.05.2016 tarihleri arasında iki dönem halinde çalıştığı, davacının 18.04.2011 tarihli ve el yazılı, imzalı istifa dilekçesinde fesih nedenini “kişisel nedenler” olarak belirttiği, ilk çalışma döneminin bu şekilde sona erdiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı daha sonra açtığı işçilik alacakları talepli dava ile iş sözleşmesini yasal alacaklarının ödenmemesi nedeni ile sona erdirdiğini iddia etmiştir.
Davacının kişisel neden olarak belirttiği fesih nedeni İş Kanununda haklı sebep olarak düzenlenmemiştir. İş sözleşmesini haklı nedenle fesih ettiğini iddia eden tarafın haklı fesih gerekçesinin ne olduğunu açıkça belirtmesi gerekir. İmza inkarı bulunmayan 18.04.2011 tarihli istifa dilekçesi ile ilk çalışma döneminin davacı tarafından sonlandırıldığı, istifa dilekçesinin içeriğinden haklı bir nedene de dayanılmadığı anlaşılmakla, 29.06.2006-18.04.2011 tarihleri arasındaki dönemin kıdem tazminatı hesabında dışlanması gerekirken, gerekçesi de açıklanmaksızın her iki çalışma dönemi birleştirilerek kıdem tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır.
3-Taraflar arasında davacının yıllık ücretli izin alacağının bulunup bulunmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde yıllık izinlerin hiç kullandırılmadığını ve ücretinin ödenmediğini iddia etmektedir. Mahkemece, davacının 29.06.2006-18.04.2011 ve 11.04.2012-03.05.2016 tarihleri arasındaki çalışmalarına karşılık 8 tam yıl hizmeti nedeniyle 130 gün ücretli izne hak kazandığı kabul edilerek yıllık izin ücreti hüküm altına alınmıştır. Davacının sekiz yılı aşan çalışma süresi içinde hiç izin kullanmadan çalıştığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğundan ve ayrıca, dosyaya davalı tarafından imzalı yıllık ücretli izin cetveli ile imzalı yıllık izne ayrılma başvuru formları sunulduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece, davacı asil çağrılıp imzalı yıllık izin belgeleri de gösterilerek çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusundaki beyanı alındıktan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekmektedir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.