Yargı Kararları

İSTİFANIN İŞÇİDEN BASKIYLA ALINMASI

SAYILAR

Esas No : 2021/3002
Karar No : 2022/1173
Tarihi : 23/06/2022
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/18-21,24
Yargı Yeri: İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : lİSTİFANIN İŞÇİDEN BASKIYLA ALINMASI lİSTİFA BELGESİNDE İŞÇİNİN İHTİRAZI KAYDININ BULUNMASI lGEÇERSİZ FESİH

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/18-21,24

İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
28. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2021/3002
Karar No. 2022/1173
Tarihi: 23/06/2022

lİSTİFANIN İŞÇİDEN BASKIYLA ALINMASI
lİSTİFA BELGESİNDE İŞÇİNİN İHTİRAZI KAYDININ BULUNMASI
lGEÇERSİZ FESİH

ÖZETİ Dosya kapsamında bulunan 19/11/2019 tarihli el yazısı ile yazılmış dilekçe de davacının "İş Kanununun 24.maddesi gereğince 30/11/2019 tarihi itibari ile istifamın kabulü ve kıdem tazminatımın ödenerek ayrılış işlemimin yapılması gereği için bilgilerinize rica ederim" şeklinde beyanda bulunduğu, yine aynı tarihli ibranamede el yazısı ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, yasal haklarının saklı kalmak kaydı ile tebliğ aldığını beyan etmiştir. Dinlenen davacı tanıkları bankanın küçülmeye gitmesi nedeni ile toplu olarak işçi çıkartma yapmak üzere her bir işçiyi tek tek odalara alarak özel görüşme yapıldığını, hiçbirinin istifa etmek istememesine rağmen verilen sözleşmeleri imzalarsanız çok daha sağlıklı olur dediklerini, birçok kişinin imzalamak zorunda hissettiği için imzaladığını, davacının da herkes imzalayacak diye imza attığını, imzalamayanlar olduğunu öğrenince çok üzülerek ağladığını beyan etmiştir. İstifa talebini içeren dilekçenin irade fesadı ile imzalatıldığı hususu tanık beyanları ile ispatlanmıştır. Ayrıca aynı tarihli ibraname ile ihtirazi kayıt ile imzaladığı bellidir. Davacının fesih iradesi olmadığı anlaşıldığından istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya ve dosya içeriğine uygundur, aksine itirazların hiçbirisi yerinde görülmemiştir.
Mahalli mahkemesinden verilen karar karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlar ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davacının iş akdi feshinin istifa olarak gösterildiğini, oysaki istifa belgesini davacının rızası ile imzalamadığını, davalı işverenliğin işletmesel büyüklüğü göz önüne alındığında pozisyon değişikliği yapılabilecekken iş akdinin fesih edildiğini, feshin geçersizliğine ve işe iadesinin kabulüne, işe iadeye karar verilmesi ile birlikte davanın kesinleşmesine kadar boşta geçen 4 aylık ücreti ile işverenin süresi içinde işe başlatılmaması halinde 8 aya kadar iş güvencesi tazminatına karar verilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının 15.11.1993-30.11.2019 tarihleri arasında davalı işverenlikte çalıştığını ve iş akdinin davacı işçinin rızası ile son bulduğunu, işe iade koşullarının oluşmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
1-Davacının davasının KABULÜNE,
2-Davalı işverenin iş akdinin FESHİNİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3-Davacının İŞE İADESİNE ,
4-Davacı işçinin mahkememizin bu kararının kesinleşmiş bir suretinin davacı tarafa tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde başlatılmak için işverene başvuruda bulunması halinde ve davalı işvereninin de başvurudan itibaren 1 ay içinde davacıyı işe başlatmaması durumunda, davalı işverenin davacı işçiye ödemesi gereken Tazminat Miktarının, davacının kıdemi ile fesih nedeni dikkate alınarak ve takdiren davacı işçinin 6 aylık brüt ücreti tutarı üzerinden hesaplanan brüt 47.761,80-TL olarak BELİRLENMESİNE,
5-Davacıişçininişeiadeiçin10 günlük yasal süre içinde işverene başvuruda bulunması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşeceği tarihe kadar gerçekleşen en çok 4 aylık ücreti ve diğer hakları dikkate alınarak hesaplanan brüt 37.008,08-TL'nin davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine, işe başlatılması halinde bu alacaktan ödenmişse kıdem ve ihbar tazminatının MAHSUBUNA,
6-Yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:    
İstinaf yoluna başvuran davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri :
1- Davacı tanıklarının beyanlarında da açıkça görüleceği üzere müvekkil bankanın davacıyı istifa zorladığı yönünde iddiaların gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için müvekkil bankanın tüm çalışanların önünü istifa dilekçesi götürdüğü düşünüldüğün de bile bu dilekçeyi imzalamayanların varlığı müvekkil bankanın baskı ve/veya tehdit ile çalışanlarından zorla istifa dilekçesi almadığını da ispatlar niteliktedir. Zira netice olarak çalışanların serbest iradelerine müvekkil banka tarafından saygı gösterilmiştir.
2- İstifa ederek iş akdine son veren davacının iş güvencesi hükümlerinden faydalanamayacağı, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı sabit olup iyi niyetli bir şekilde ödenen kıdem tazminatına ve ek ödemelere rağmen feshin işveren tarafından gerçekleştiği iddiası haksız ve kötü niyetlidir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin ve Bölge İdare Mahkemesi’nin aşağıda yer verdiğimiz kararlarında da yer aldığı üzere davacı tarafından sözleşmenin feshedilmesi halinde iş güvencesi hükümlerinden faydalanılamayacağı sabittir.
3- Yanlı, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna itiraz ederek; dosyanın farklı bir bilirkişiye tevdini, sayın mahkeme aksi kanaatte ise aynı bilirkişiden sunulan belgeler dikkate alınarak denetime elverişli bir rapor hazırlanmak üzere ek rapor alınmasına karar verilmesini talep ederiz.
4-Davacının boşta geçen süre ücreti brüt ücretinin 4 ay ile çarpımı ve ilgili yasal kesintilerin yapılması ile net sonucun elde edildiği görülmektedir. Bilirkişi raporunda açıkça boşta geçen süre ücretinin brüt 36.154,01-TL olarak hatalı hesaplanmıştır. Davacının son brüt maaşı 7.960,30-TL' dir.
Bu halde olması gereken;
7.960,30-TL x 4 ay = 31.841,2-TL
Bilirkişi tarafından brüt 36.154,01-TLolarak hesaplanan boşta geçen süre ücretinin gerçekte brüt 31.841,2-TL olması gerekirken 4.312,81-TL farkla hatalı hesaplama yapılmıştır.
Yine davacı için 6 aylık işe başlatmama tazminatını hükmedilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olup4 aylık ücretin hesaplamada dikkate alınması gerekirdi.
UYUŞMAZLIK KONUSU HUSUSLAR:
İstinaf yoluna başvuran davalı yönünden anlaşmazlık konusu hususlar:
1-Feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı hususu,
DELİLLER:
1.Davacı tanıkları
2.Davalı tanıkları
3.İşyeri ve SGK kayıtları
4.Bilirkişi incelemesi       
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER:
İlk derece mahkemesince "Davanın Kabulüne," şeklinde karar verilmiş olup davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
A-Başvuru dilekçesindeki itirazlar gözetilerek belirlenen uyuşmazlık konusu hususlar, işe iade davasının koşullarından sonra teker teker aşağıda irdelenmiştir:
İşe iade davasının koşulları:
İş yerinde 30 veya daha fazla işçi çalışıyor olması, iş sözleşmesi feshedilen işçinin en az 6 aylık kıdeminin bulunması, feshi yapılan iş sözleşmesinin belirsiz süreli olması, işçinin 4857 sayılı kanunun 18/ son maddesinde tanımlanan nitelikte işveren vekili olmaması ve davanın feshin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içerisinde açılmış olması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı iş yerinde 30’dan fazla işçinin çalıştığı, davacının belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı, davacının kıdeminin 6 aydan fazla olduğu, işveren vekili niteliği taşımadığı, davacının işten çıkartıldığı tarihin 19/11/2019 tarihi olduğu, fesih bildiriminin aynı tarihte yapıldığı, arabuluculuk sürecinden sonra davanın 18/12/2019tarihindeyasal hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak davacının iş güvencesi kapsamında olduğu ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Ayrıca feshin usulü yönünden (4857 S.K. m.19/1) yapılan incelemede davalı işverenlikçe feshin bildiriminin YAZILI olarak yapıldığı anlaşılmıştır.
İstinaf yoluna başvuran davalı yönünden anlaşmazlık konusu hususların incelenmesi:
İlk derece mahkemesi, "… Taraflar arasında iş ilişkisinin davacının istifası ile sona erip ermediği hususu ihtilaflıdır.
Davacı tarafın istifa iradesinin bulunmadığına ilişkin iddiası, davacı tanık anlatımları, davacının kıdem tazminatının ödenmesi suretiyle işten ayrılışını talep ettiği halde davalı tarafça hayatın olağan akışına aykırı olarak kıdem tazminatı yanında ek ödeme yapılması ve tüm hususlar bir arada değerlendirilerek davacının istifa iradesinin bulunmadığı iddiasını ispatladığı kanaatine varılmış ve iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2. maddesine göre, feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşveren, ispat yükünü yerine getirirken; öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu daha sonra içerik yönünden fesih nedenlerinin haklı veya geçerli olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Dosya kapsamında davalı tarafın iş sözleşmesini haklı veya geçerli nedenle feshettiğine ilişkin bir savunması bulunmadığı, buna ilişkin delil de sunulmadığı görülmüş, davalı tarafça yapılan feshin haksız fesih niteliğinde olduğu değerlendirilmiş ve davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının son aylık brüt ücretinin 7.960,00-TL, giydirilmiş brüt ücretinin ise 9.038,50-TL olduğu kanaatine varılmış, işe iade kararının gereği olarak, işe başlatmama halinde davacıya ödenmesi gereken tazminat miktarı belirlenir iken; davacının kıdemi ve fesih nedenleri göz önünde bulundurularak takdiren 6 aylık brüt ücret tutarı üzerinden tazminata hükmedilmiş, boşta geçen süre ücreti hesaplanırken asgari geçim indirimi tutarı eklenmiş ve açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…" gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı vekili iş akdinin davacının istifası üzerine sonlandığını, bu nedenle davacının iş güvencesinden yararlanamayacağını, bilirkişi raporunun yetersiz ve hatalı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
Dosya kapsamında bulunan 19/11/2019 tarihli el yazısı ile yazılmış dilekçe de davacının "İş Kanununun 24.maddesi gereğince 30/11/2019 tarihi itibari ile istifamın kabulü ve kıdem tazminatımın ödenerek ayrılış işlemimin yapılması gereği için bilgilerinize rica ederim" şeklinde beyanda bulunduğu, yine aynı tarihli ibranamede el yazısı ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, yasal haklarının saklı kalmak kaydı ile tebliğ aldığını beyan etmiştir. Dinlenen davacı tanıkları bankanın küçülmeye gitmesi nedeni ile toplu olarak işçi çıkartma yapmak üzere her bir işçiyi tek tek odalara alarak özel görüşme yapıldığını, hiçbirinin istifa etmek istememesine rağmen verilen sözleşmeleri imzalarsanız çok daha sağlıklı olur dediklerini, birçok kişinin imzalamak zorunda hissettiği için imzaladığını, davacının da herkes imzalayacak diye imza attığını, imzalamayanlar olduğunu öğrenince çok üzülerek ağladığını beyan etmiştir. İstifa talebini içeren dilekçenin irade fesadı ile imzalatıldığı hususu tanık beyanları ile ispatlanmıştır. Ayrıca aynı tarihli ibraname ile ihtirazi kayıt ile imzaladığı bellidir. Davacının fesih iradesi olmadığı anlaşıldığından istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya ve dosya içeriğine uygundur, aksine itirazların hiçbirisi yerinde görülmemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
B-Kamu düzeni açısından maddi-hukuki durumun incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin kararında Dairemizce re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık hallerinden hiç birisinin bulunmadığı saptanmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1,b-1. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Alınması gerekli80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar tebliğ ve harç müzekkeresi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, 23/06/2022tarihinde oy birliği ile karar verildi.