ÖZETİ: Yargıtayın yerleşik içtihatlarında vurgulandığı üzere, feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olması gerektiği gibi işverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin yöntemince işe başlatıldığından söz edilebilmesi için işverenin işçiyi fesihten önceki durumuna iade etmesi gerekir. Başka bir anlatımla gerçek anlamda işe başlatma, işçinin geçersiz sayılan fesih tarihindeki işinde veya ona benzer (eşdeğer) bir işte çalıştırılmasıyla sağlanabilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2018 tarihli ve 2016/22-2952 Esas, 2018/1276 Karar sayılı kararı).
İşe iade davası sonunda işçinin sözleşmenin feshedildiği şartlarla eski işine dönmesi asıl ise de işe başlatma anına kadar işçi ücretlerine gelen artışlar ilave edilerek işe başlatılması ve yöntemine ve mevzuata uygun olarak gerçekleşen ücret değişiklik ve indirimlerinin de işe başlatma anında dikkate alınması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/9-345 Esas, 2009/392 Karar sayılı kararı).
İşçi eski coğrafi işyerine davet edilmelidir. İşe başlamak için işverene başvuran işçinin önceki işe veya işyerine işe iade olanağı kalmaması hâlinde işveren, öncelikle iş şartlarında esaslı değişiklik olanağı yaratmadan iş teklifi yapmalı, bu olanak yoksa o zaman 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi uyarınca değişiklik teklifinde bulunmalıdır. İşçinin işverenin yeni iş teklifini kabul etmemesi durumunda, eğer iş şartlarında esaslı değişiklik yoksa veya işverenin değişiklik teklifi hakkını kötüye kullanması söz konusu değilse işçinin kural olarak işe iade başvurusunda bulunmadığı ve geçersiz sayılan feshin geçerli hâle geldiği kabul edilmelidir. İşverenin yeni iş teklifi, iş şartlarında esaslı değişiklik yaratıyor ise bu durumda işveren 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi uyarınca hareket etmeli ve değişiklik feshine gitmelidir.
Davacı kesinleşen kararın tebliği üzerine işverene başvurmuş ve süresinde işveren tarafından işe davet edilmiştir. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Ancak yukarıda yer verilen içtihatlar çerçevesinde davet değerlendirildiğinde; işçinin eski görevine iade edilmediği, güncel ücreti ve sosyal haklarına dair bilgilendirme yapılmadığı, soğuk ortamda çalıştırılmak istenilerek, yeni iş teklifindeki şartların eski çalışma şartlarına göre ağır olması sebebiyle davacının çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapıldığı anlaşılmıştır. Bu doğrultuda, yasal şartları taşıyan bir işe davet yapılmadığından, feshin 20.05.2019 tarihinde kesinleştiği, davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazandığı sonucuna varılmıştır.
İş Kanunu’nun 21. maddesindeki düzenlemeye göre, işçiye geçersiz fesih tarihindeki koşullara göre bildirim süresi tam ve eksiksiz olarak kullandırılmışsa ya da geçersiz fesih tarihindeki giydirilmiş ücreti üzerinden ihbar tazminatı tam ve eksiksiz ödenmişse, işverenin işe başlatmama suretiyle fesih tarihindeki giydirilmiş ücret üzerinden fark ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacıya geçersiz fesih tarihindeki giydirilmiş ücreti üzerinden ihbar tazminatı tam ve eksiksiz ödenmiş olup, fark ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki kararın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
(…)
Kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar hesaplanacak ücret ve diğer alacaklar, davacı işe iade için başvurduğu anda muaccel olur. İşe iade başvurusunda boşta geçen süre alacakları talep edilmişse başvuru ile birlikte işveren temerrüde düşürülmüş sayılır. Bu alacak türü niteliği itibariyle ücret alacağı niteliğinde olup, mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi gerekmektedir.
İzmir 10. İş Mahkemesinin 22.06.2021 tarih, 2019/337 Esas – 2021/297 Karar sayılı dosyası Dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
A-)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile özetle; Davacının Migros Ticaret A.Ş.’nin (önceki unvanı Kipa Ticaret A.Ş.) “29 Ekim Mah. 9213 Sok. No:l Yazıbaşı Torbalı İZMİR” adresinde bulunan depo işyerinde 25/05/2009 tarihinden 30/10/2017 tarihine kadar forklift operatörü olarak çalıştığını, haksız fesih işlemi üzerine davalı şirket aleyhinde İzmir 13 İş Mahkemesinin 27/12/2018 tarih ve 2017/696 E. ve 2018/592 K. sayılı kararıyla, feshin geçersizliğine karar verildiğini, davacının eski işine işe iadesine karar verdiğini, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurularının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 11/04/2019 tarih ve 2019/535 E. ve 2019/600 K. sayılı kararıyla reddedildiğini, yerel Mahkeme’nin işe iade kararının kesinleştiğini, kesinleşmiş mahkeme ilamının 11.04.2019 tarihinde tebellüğ edildiğini, akabinde davalı işverene süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak Karşıyaka 5. Noterliğinin 18/04/2019 tarih ve 12342 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalı Migros Tic.A.Ş.’ye Mahkeme kararı doğrultusunda davacının önceki işyerinde özlük hakları korunmak şartıyla ve iş şartlarında bir değişiklik olmaksızın işe başvurduğumuz tarih itibariyle emsali işçinin almış olduğu ücret üzerinden” işe başlatılmasının talep edildiğini, davalı Migros A.Ş.’ nin İzmir 21. Noterliğinin 15/05/2019 tarih ve 15523 yevmiye numaralı işe davet ihtarı “Anılan mahkeme ilamı ile her ne kadar Şirketimiz bünyesindeki işinize iade kararı verilmişse de, fesih tarihinden önce çalışmakta olduğunuz Yazıbaşı Malı. İskele Cad. No:l Torbalı İzmir adresindeki işyerinin Ekim 2017 itibariyle MBM Taşımacılık Hiz. Tur. Gıda. Ltd. Şti. tarafından işletilmekte olması ve dolayısıyla bu işyerinde Migros olarak faaliyet göstermemeleri nedeniyle, söz konusu kararın uygulanmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığından, mevcut haklarınızda hiçbir değişiklik olmaksızın, tamamen aynı imkan ve şartlarla, iyi niyet çerçevesinde, merkezi bir konumda olan İTOB Organize Sanayi Bölgesi 10008 Sok. No: 4 Tekeli Menderes/İZMİR adresinde kain MİGET (Migros Taze Et Üretim İşletmesi) tesisimizde soğuk hava biriminde et destek/fortlift elemanı olarak çalışmak üzere işe davet etmekteyiz. Sunulan nedenlerle iş bu ihtarın tebliğinden itibaren 4 iş günü içerisinde işe iade işlemlerinizi tamamlamak üzere Torbalı Mah. Metropolis Cad. No: 143 Torbalı İZMİR adresinde kain Torbalı 3M Migros Satış Mağazası Unvanlı işyerimize başvuru yapmanızı ihtar en bildiririz. ” göndererek, davacı ve iki arkadaşını işe davet ettiğini, davalı işverenin işe davet ihtarnamesinin taraflarına 16/05/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, akabinde davacının kendisi gibi işe davet edilen Oktay Cesur ve Aydın Toprak 20/05/2019 tarihinde işlemlerini başlatmak üzere ihtarnamede belirtilen Torbalı Mah. Metropolis Cad. No:143 Torbalı İZMİR adresine gittiklerini, anılan adreste hiçbir yetkilinin olmaması, kendileriyle hiç kimsenin ilgilenmemesi, Mahkeme kararı gereğince işe başlamak için geldiklerini söylemelerine rağmen, genel merkezin talimatı olmadan kendilerine iş verilemeyeceğinin söylenmesi ve kendilerine herhangi bir belge de verilmemesi üzerine orada bulunan kişilerle birlikte tutanak tanzim ederek ve geldiklerinin kanıtı olarak fotoğraflar da çekerek işyerinden ayrıldıklarını, sonradan öğrendiklerine göre aynı adrese daha önce de 32 işçinin işe başlatılmak üzere davet edildiğini, ancak işçilerin muhatap bulamadıkları için işe başlatılmadıklarını bazı işçilerin ısrarla iki gün üst üste işe başlamak üzere davet edilen yere gitmeleri üzerine telefon yoluyla İnsan kaynakları sorumlusu olduğunu söyleyen yetkilinin, kendilerine iş çıkışı esnasında ödenen kıdem ve ihbar tazminatının, en yüksek mevduat faiziyle birlikte peşin olarak şirkete ödemeleri halinde işe başlatabileceklerini, aksi takdirde işe başlamalarının mümkün olmadığını söyleyerek tazminatların en yüksek faiziyle birlikte peşin olarak ödenmesini işe başlamak için şart koştuğunu, davalının işe davet ihtarında mevcut haklarında hiçbir değişiklik olmaksızın, tamamen aynı imkan ve şartlarda işe başlatılacağının bildirildiğini, hem eski işyerinde işe başlatmak için çağrılmadığını hem de 30/10/2017 fesih tarihindeki imkan ve şartlarıyla işe başlatılacağının bildirildiğini, oysaki müvekkilin işe başvurduğu tarihteki (Mayıs/2019 ayındaki) maaş ve ücret zamları üzerinden iyileştirilen sosyal haklara göre işe davet edilmesi gerektiğini davalının işe davetinde samimi olmadığının ve iş şartlarında esaslı değişiklik yaptığının açık ispatı olduğunu, iş akdinin fesih tarihinin davacının fiilen davet edilen yere gitmesine rağmen, davalı tarafından işe başlatılmadığı 20/05/2019 olduğunu, tazminatların bu fesih tarihindeki zamlı ücrete ve ek menfaatlere göre belirlenmesi gerektiğini, davacının Mayıs/2019 ayındaki ücretinin ne kadar olduğunun emsal ücret araştırmasının, davalı Migros’ da çalışan emsal işçi maaşı ile belirlenerek, tazminatların bu ücret ve güncel sosyal haklara göre belirlenmesi gerektiğini, davacının Tez-Koop-İş Sendikasının üyesi olduğunu, çalıştığı süre boyunca Tez- Koop- İş Sendikası ile Migros A.Ş.(Eski Unvanı Kipa A.Ş.) arasında akdedilen Toplu İş Sözleşmesinin sağladığı tüm haklardan yararlandığını beyan etmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL boşta geçen süre alacağı, 1.000,00 TL brüt 5 aylık işe başlatmama tazminatı, 100,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiaları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, işbu davanın kabulü mümkün değildir. Şöyle ki; 13. İş Mahkemesi’nde 2017/696 E. Sayısıyla işe iade davası açıldığını, yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, davacının Migros Tic. A.Ş.’deki işine iadesine karar verildiğini, istinaf yoluna gidildiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi’nin 11/04/2019 tarih ve 2019/535 E. ve 2019/600 K. Sayılı kararında istinaf başvurularının reddine karar verildiğini davacı tarafça keşide edilen ihtarname ile işe iade talebinde bulunulduğunu, her ne kadar davalının bünyesindeki işine iade kararı verilmişse de, davacının fesih tarihinden önce çalışmakta olduğu, Yazıbaşı Mah. İskele Cad. No:1 Torbalı/İZMİR adresindeki işyerinin, Ekim 2017 tarihi itibariyle M BM Taşımacılık Hiz. Tur. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından işletildiğini, dolayısıyla hu iş yerinde davalı Migros A.Ş. olarak faaliyet göstermediklerini, söz konusu kararın uygulanmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, davacıya mevcut haklarında hiçbir değişiklik olmaksızın tamamen aynı imkan ve şartlarda, merkezi konumda olan, esaslı her hangi bir değişiklik teşkil etmeyecek şekilde, İTOB Organize San. Bölgesi 10008 Sok.No:4 Tekeli/Menderes-İZMİR adresinde faaliyet gösteren MİGET (Migros Taze Et Üretim İşletmesi) tesisinde, et destek/folrklift elamanı olarak çalışmak üzere işe davet yazısı gönderilerek 4 iş günü içerisinde Torbalı Mah. Metropolis Cad.No:143 Torbalı/İZMİR adresindeki 3M Migros satış mağazasına başvuru yapmasının istediğini, 20.05.2019 tarihinde davacıdan önce gelen A. T.’ın mağaza çalışanı G. G. ile görüşürken davacının ve yanında O. C.’un insan kaynaklarından yetkili ile görüşmek istediklerini söylediklerini, yemek arası olması nedeniyle şirket yetkililerin 1 saate gelebileceklerini söylediklerini, davacının çalıştığı işyerinden yemek molası için izin aldıklarını, davacı ve diğer işçilerle görüşecek olan İ. B.’un saat 14:50 sularında geldiğinde davacının ve diğer görüşmeye gelen işçilerin gitmiş olduğunu, bunun üzerine tutanak tanzim edilerek durumun tespit edildiğini, kamera kayıtlarının da olayın ispatı olduğunu, işe davet yazısında şart olmadığını, çalışma şartlarında değişiklik olmayacağının bildirildiğini, önceden ödenen kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi şartının ileri sürülmediğini, işe davetin samimi olduğunu, davacı tarafın işe başlama konusunda samimi olmadığını, davacının davalının işe davetini kabul ettiği tarihte başka bir işyerinde çalıştığını söylemiş olması nedeniyle salt işe iadenin maddi sonuçlarından yararlanmaya yönelik olduğunu, davacıya tazminatlarının işten ayrılırken ödendiğini, zaman aşımı itirazlarının olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
C-)İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
D-)İSTİNAF NEDENLERİ:
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili yasal süre içerisinde vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin işe davetinin müvekkili yönünden iş şartlarında esaslı değişiklik oluşturduğunu, bu davetin samimi ve geçerli olmadığını, emsal dava dosyalarında davacı işçilerin alacak taleplerinin kabulüne karar verildiğini beyan ve iddia ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
E-)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, işe iade kararı sonucu davalı işverenin işçiyi işe başlatmaması sonucu doğan işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davalı işverenin davacı işçiye yaptığı işe davet çağrısının ciddi, samimi ve usulüne uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamından, davacının kesinleşen İzmir 13. İş Mahkemesinin 2017/696 E. 2018/592 K. sayılı ilamı ile işe iade kararı sonrası davalı işverene süresi içerisinde yaptığı işe başlama başvurusu sonrasında davalı tarafından, “İTOB Organize Sanayi Bölgesi 10008 Sokak No: 4 Tekeli Menderes – İzmir” adresinde bulunan MİGET ( Migros Taze Et Üretim İşletmesi) tesisinde çalışmak üzere, “Torbalı Mah. Metropolis Cad. No:143 Torbalı” adresinde faaliyet gösteren “Torbalı 3M Migros Satış Mağazası” unvanlı işyerinde başvurmasının istenildiği anlaşılmıştır.
Yargıtayın yerleşik içtihatlarında vurgulandığı üzere, feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olması gerektiği gibi işverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin yöntemince işe başlatıldığından söz edilebilmesi için işverenin işçiyi fesihten önceki durumuna iade etmesi gerekir. Başka bir anlatımla gerçek anlamda işe başlatma, işçinin geçersiz sayılan fesih tarihindeki işinde veya ona benzer (eşdeğer) bir işte çalıştırılmasıyla sağlanabilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2018 tarihli ve 2016/22-2952 Esas, 2018/1276 Karar sayılı kararı).
İşe iade davası sonunda işçinin sözleşmenin feshedildiği şartlarla eski işine dönmesi asıl ise de işe başlatma anına kadar işçi ücretlerine gelen artışlar ilave edilerek işe başlatılması ve yöntemine ve mevzuata uygun olarak gerçekleşen ücret değişiklik ve indirimlerinin de işe başlatma anında dikkate alınması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/9-345 Esas, 2009/392 Karar sayılı kararı).
İşçi eski coğrafi işyerine davet edilmelidir. İşe başlamak için işverene başvuran işçinin önceki işe veya işyerine işe iade olanağı kalmaması hâlinde işveren, öncelikle iş şartlarında esaslı değişiklik olanağı yaratmadan iş teklifi yapmalı, bu olanak yoksa o zaman 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi uyarınca değişiklik teklifinde bulunmalıdır. İşçinin işverenin yeni iş teklifini kabul etmemesi durumunda, eğer iş şartlarında esaslı değişiklik yoksa veya işverenin değişiklik teklifi hakkını kötüye kullanması söz konusu değilse işçinin kural olarak işe iade başvurusunda bulunmadığı ve geçersiz sayılan feshin geçerli hâle geldiği kabul edilmelidir. İşverenin yeni iş teklifi, iş şartlarında esaslı değişiklik yaratıyor ise bu durumda işveren 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi uyarınca hareket etmeli ve değişiklik feshine gitmelidir.
Davacı kesinleşen kararın tebliği üzerine işverene başvurmuş ve süresinde işveren tarafından işe davet edilmiştir. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Ancak yukarıda yer verilen içtihatlar çerçevesinde davet değerlendirildiğinde; işçinin eski görevine iade edilmediği, güncel ücreti ve sosyal haklarına dair bilgilendirme yapılmadığı, soğuk ortamda çalıştırılmak istenilerek, yeni iş teklifindeki şartların eski çalışma şartlarına göre ağır olması sebebiyle davacının çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapıldığı anlaşılmıştır. Bu doğrultuda, yasal şartları taşıyan bir işe davet yapılmadığından, feshin 20.05.2019 tarihinde kesinleştiği, davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazandığı sonucuna varılmıştır.
Dairemizin 14/06/2023 tarihli ve 2020/1780 E. – 2023/1203 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.
Bu haliyle, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olması isabetli değildir.
İlk Derece Mahkemesi’nce yukarıda açıklanan hususlarda hatalı değerlendirme yapıldığı anlaşılmış ancak bu hatanın HMK’nın 353/b-2 maddesi uyarınca duruşma açılmadan giderilmesi mümkün olduğundan Dairemizce dosyada mevcut olan belgeler dikkate alınarak alınarak karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.2018 tarihli ve 2018/9-241 E. – 2018/768 K.; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 03.04.2023 tarihli ve 2023/1457 E.-2023/4838 K.; 29.12.2022 tarihli ve 2022/15496 E.- 2022/18194 K.; 30.10.2023 tarihli ve 2023/18119 E. – 2023/16274 K. sayılı ilâmlarına göre;
İş Kanunu’nun 21. maddesindeki düzenlemeye göre, işçiye geçersiz fesih tarihindeki koşullara göre bildirim süresi tam ve eksiksiz olarak kullandırılmışsa ya da geçersiz fesih tarihindeki giydirilmiş ücreti üzerinden ihbar tazminatı tam ve eksiksiz ödenmişse, işverenin işe başlatmama suretiyle fesih tarihindeki giydirilmiş ücret üzerinden fark ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacıya geçersiz fesih tarihindeki giydirilmiş ücreti üzerinden ihbar tazminatı tam ve eksiksiz ödenmiş olup, fark ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki kararın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu doğrultuda, davanın kısmen kabulüyle, davacıya brüt 10.663,93.-TL kıdem tazminatı, brüt 13.137,00.-TL işe başlatmama tazminatı ve net 13.804,81.-TL boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsiline, fark ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar hesaplanacak ücret ve diğer alacaklar, davacı işe iade için başvurduğu anda muaccel olur. İşe iade başvurusunda boşta geçen süre alacakları talep edilmişse başvuru ile birlikte işveren temerrüde düşürülmüş sayılır. Bu alacak türü niteliği itibariyle ücret alacağı niteliğinde olup, mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi gerekmektedir. Davacı tarafından Karşıyaka 5. Noterliğinin 18.04.2019 tarih ve 12343 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, işe iade kararı gereğince işe başlatılması ve boşta geçen süre ücretinin 3 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalıya 24.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre boşta geçen süre ücreti yönünden işverenin verilen süre sonu olan 27.04.2019 tarihinde temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından, temerrüt tarihi olan 27.04.2019 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan sebeplerle; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş ve hüküm HMK’nın 353/1/b-2 gereğince düzeltilmek üzere kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
1-Davanın KABULÜ İLE;
a-) 10.663,93-TL Brüt kıdem tazminatının 20/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b-) Davacının ihbar tazminatı talebinin reddine,
c-) 13.137,00-TL Brüt işe başlatmama tazminatının 20/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
d-) 13.804,81-TL Brüt boşta geçen ücret alacağının 27/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
Yasal kesintilerin ödeme sırasında nazara alınmasına,
2- Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.568,85-TL nispi karar ve ilam harcının tahsili için davacı tarafça yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı olan ( 44,40.-TL + 653,00.-TL) 697,40.-TL’nin mahsubuyla, bakiye 1.871,45-TL harç masrafının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, peşin harç ve ıslah harçları toplamı 741,80.-TL harç masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine 30.000,00.-TL vekalet ücreti takdirine, redde göre davalı lehine 2.568,85.-TL vekalet ücreti takdirine,
5-Davacı tarafça yapılan toplam 715,80-TL yargılama giderinden red ve kabule göre oranlama yapılarak hesaplanan 665,70-TL ile istinafa başvururken yatırılan 162,10.-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderlerin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 648,00-TL yargılama giderinden, red ve kabule oranlama yapılarak hesaplanan 45,36-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye giderlerinin ise davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
8-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle yapılan 680-TL arabuluculuk ücretinin tarafların arabuluculuk görüşmelerine katılmaları nedeniyle red ve kabule oranlama yapılarak 47,60.-TL’sinin davacıdan alınarak, bakiyesinin ise davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarih itibariyle bakiye delil ve gider avansı kalması halinde yatırana iadesine,
11-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, kararın tebliği ile, 302/5. maddesi gereğince, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, aynı Kanun’un 361/1 ve 362/1-a hükümleri uyarınca kararın niteliği ve niceliği itibariyle kesin olmak üzere, 03.10.2024 tarihinde, oy birliği ile karar verildi.