İŞVERENİN GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM HAKKI

SAYILAR

Esas No : 2017/34981
Karar No : 2017/13817
Tarihi : 12.06.2017
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK. /22, 21
Yargı Yeri: YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • İŞVERENİN GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM HAKKI • GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM HAKKININ OBJEKTİF OLARAK KULLANILMASININ GEREKMESİ • GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM HAKKININ SÖZLEŞMEDE BELİRLENEN SINIRLAR İÇERİSİNDE VE İYİ NİYETLE KULLANILMASININ GEREKMESİ • NAKİL YETKİSİNİN KÖTÜYE KULLANILMADIĞI DURUMLARDA İŞÇİNİN NAKİLE RIZA GÖSTERMEMESİNİN GEÇERLİ FESİH NEDENİ OLUŞTURACAĞI

Tam Metin

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2017/34981
2017/13817
12.06.2017
İlgili Kanun / Madde

4857 S. İşK. /22, 21

 

   

  • İŞVERENİN GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM HAKKI
  • GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM HAKKININ OBJEKTİF OLARAK KULLANILMASININ GEREKMESİ
  • GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM HAKKININ SÖZLEŞMEDE BELİRLENEN SINIRLAR İÇERİSİNDE VE İYİ NİYETLE KULLANILMASININ GEREKMESİ
  • NAKİL YETKİSİNİN KÖTÜYE KULLANILMADIĞI DURUMLARDA İŞÇİNİN NAKİLE RIZA GÖSTERMEMESİNİN GEÇERLİ FESİH NEDENİ OLUŞTURACAĞI
  ÖZETİ   İş sözleşmesinde, gerektiğinde çalışma şartlarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması halinde, işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edilir. Bu halde işveren, yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma şartlarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olmaktadır. İşçinin gerektiğinde işverene ait diğer işyerlerinde de görevlendirilebileceği şeklindeki sözleşme hükümleri, işverenin bu konuda değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Anılan hak objektif olarak kullanılmalıdır. Ayrıca işverenin yönetim yetkisini genişleten bu kayıtların verdiği yetkinin kullanımı, sözleşmede çizilen sınırlara uyularak ve iyiniyetle olmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshini sağlamak için sözleşme hükmünün uygulamaya konulması, işverenin yönetim hakkının kötüye kullanılması niteliğindedir.İşverenin yönetim hakkı kapsamında kalan ya da geçerli sebebe dayanan değişiklikler, çalışma şartlarında esaslı değişiklik olarak nitelendirilemez. 
Dairemiz uygulamasına göre de, nakil yetkisi kötüye kullanılmamışsa nakle rıza göstermemek fesih için geçerli sebep olarak kabul edilmektedir. Buna göre, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır

               

 
     
             

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ve geçersiz nedenlerle feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının gerek opsiyonlu program taahhütnamesi gerekse iş sözleşmesi ile yazılı olarak ve açıkça şehir dışı görevlendirmelerini kabul ettiğini, iş akdinin işyeri değişikliğini yazılı rızaya rağmen yeni görevinde iş başı yapmaması nedeni ile geçerli sebeple feshettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince; iş sözleşmesinin feshini sağlamak için sözleşme hükmünün uygulamaya konulmasının işverenin yönetim hakkını kötüye kullanması niteliğinde olduğu, iş sözleşmesinde işverenin genişletilmiş yönetim hakkına dahil sayılan görev yeri değişikliği klozlarının keyfi şekilde kullanılmaması gerektiği ve işverenin önerdiği değişiklik teklifinin feshin tek alternatifinin olduğu başka içerikte bir değişiklik önerisinin yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna varılacak bir delil de ortaya konulmadığından 4857 sayılı Kanun'un 17 ve 18 ile 22.maddeleri kapsamında davalı-işveren feshinin geçerli fesih olmadığı kanaatine varılmıştır denilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çalışma şartlarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesinde yer alan “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir” düzenlemesi, çalışma şartlarındaki değişikliğin kanuni dayanağını oluşturur. 
İş sözleşmesinde, gerektiğinde çalışma şartlarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması halinde, işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edilir. Bu halde işveren, yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma şartlarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olmaktadır. İşçinin gerektiğinde işverene ait diğer işyerlerinde de görevlendirilebileceği şeklindeki sözleşme hükümleri, işverenin bu konuda değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Anılan hak objektif olarak kullanılmalıdır. Ayrıca işverenin yönetim yetkisini genişleten bu kayıtların verdiği yetkinin kullanımı, sözleşmede çizilen sınırlara uyularak ve iyiniyetle olmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshini sağlamak için sözleşme hükmünün uygulamaya konulması, işverenin yönetim hakkının kötüye kullanılması niteliğindedir.İşverenin yönetim hakkı kapsamında kalan ya da geçerli sebebe dayanan değişiklikler, çalışma şartlarında esaslı değişiklik olarak nitelendirilemez. 
Somut olayda, davalı şirkette mağaza müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi ve iş sözleşmesinin özel şartlar bölümü, iş ve işyeri değişikliği başlığı 2.maddesi önceki görev yeri değişikliklerine muvafakat etmesi ve açıkça kabul etmiş olmasına rağmen … mağazasındaki yeni görevinde iş başı yapmayarak ödevli bulunduğu görevleri yapmamakta ısrar etmesi nedeni ile feshedilmiştir.
Mahkemece, …'de oturan ve çocuğunun bu şehirde okuduğu bilinen davacının 2010 yılında imzaladığı sözleşmeye dayalı olarak …a gönderilmek istenmesinin davalı işveren tarafından yönetim hakkının kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, iş sözleşmesinde işverenin genişletilmiş yönetim hakkına dahil sayılan görev yeri değişikliği klozlarının keyfî şekilde kullanılmaması gerektiği, feshin bu nedenlerle geçerli olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ve … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince de istinaf istemi esastan reddedilmiştir. Dosya içeriğinden taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde yer alan davacının aynı il içerisinde veya Türkiye dahilinde başka bir bölgeye veya başka bir ile atanabileceğine dair düzenleme ile opsiyonlu program mağaza yöneticisi yetiştirme formunun 3.maddesindeki çalışma koşullarında yapılan değişikliklerin kabul edileceğine ilişkin davacının imzasını taşıyan sözleşme metinlerinden kaynaklanan nakil yetkisine dayanarak işletmesel sebeplerle davalının davacıyı …'deki işyerinden …'a ihtiyaç nedeni ile benzer unvanla nakletmek istediği, davacının nakil isteğini kabul etmemesi üzerine sözleşmenin geçerli nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davalı işverenin sözleşmedeki nakil yetkisini kötüye kullandığı da ispat edilmiş değildir. Dairemiz uygulamasına göre de, nakil yetkisi kötüye kullanılmamışsa nakle rıza göstermemek fesih için geçerli sebep olarak kabul edilmektedir. Buna göre, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
Sonuç:
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi hükmü ile ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 31,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 155,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1,980,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.