Yargı Kararları

İŞYERİ İŞLETME AYRIMINDA ÖLÇÜTLER

SAYILAR

Esas No : 2019/5513
Karar No : 2019/17632
Tarihi : 09/10/2019
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/40,41
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • İŞYERİ İŞLETME AYRIMINDA ÖLÇÜTLER • İŞLETME VE İŞYERİ KAVRAMININ TOPLU İŞ HUKUKUNDAKİ ANLAMI • NACE KODUNUN BAĞLI İŞYERİ Mİ BAĞIMSIZ İŞYERİMİ OLDUĞUNUN BELİRLENMESİNDE AYRICI BİR KRİTER OLMADIĞI

Tam Metin

T.C. YARGITAY 
9. Hukuk Dairesi

Esas No. 2019/5513 İlgili Kanun/Madde:
Karar No. 2019/17632 6356 S. STK/40,41
Tarihi: 09/10/2019  

 

  • İŞYERİ İŞLETME AYRIMINDA ÖLÇÜTLER
  • İŞLETME VE İŞYERİ KAVRAMININ TOPLU İŞ HUKUKUNDAKİ ANLAMI
  • NACE KODUNUN BAĞLI İŞYERİ Mİ BAĞIMSIZ İŞYERİMİ OLDUĞUNUN BELİRLENMESİNDE AYRICI BİR KRİTER OLMADIĞI
ÖZETİ   İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir

amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal

üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde

örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürekli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon

özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır.
Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde

aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır. 

Farklı  üretim  birimlerinin  tek  bir  işyeri  sayılması  için  aynı  arazi  sınırları  içinde  bulunmaları

gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta

olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının

zorluğu tartışmasızdır.
……nace kodu, aynı işverene ait işyerlerinin bağlı yer mi bağımsız yer mi

olduğuna  tespitinde  ayırıcı  bir  kriter  olmadığı  gibi  yönetimde  birliğin  sağlanıp  sağlanmadığının

tespitinde  işyerlerinin  mekânsal  yakınlığı  da  tek  başına  yeterli  olan  bir  kriter  değildir.  

 

 

 

DAVA: Davacı, olumlu yetki tespitine itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan

reddetmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından

temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra

dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; müvekkil şirketin ÎTÜ Ayazağa Kampüsü Teknokent Arı-1 Binası No: 10 Maslak Sarıyer

İstanbul  adresindeki  merkezinde  faaliyet  gösterdiğini,  özellikle  belge  sayısallaştırma,  evrak

barkodlama,  belge  tarama,  görüntü  işleme,  arşivleme  ve  döküman  yönetimi,  form  işleme,

OCR/ICR/OMR, otomatik belge sınıflandırma, otomatik veri yakalama, saklama ve benzeri konularında

yazılım, teknoloji  ve ürünler geliştirdiğini, bununla birlikte geliştirdiği yazılım tabanlı teknoloji  ve

ürünlerin kullanımına ve uygulanmasına yönelik olarak dosya teslim – tesellümü, kağıt evrakların

düzenlenmesi,  barkodlanması,  ayrıştırılması,  taranması,  görüntü  iyileştirmesine  tabi  tutulması,

îndekslenmesi, elektronik belge yönetimi, arşiv yönetimi gibi sistemlere aktarılması ile fiziksel arşiv

hizmetlerinin verilmesi gibi birbirinden farklı iş alanlarında olan ancak iç içe geçmiş faaliyetlerinin de

bulunduğunu, davalı … tarafından müvekkili şirkete gönderilen 23.8.2017 tarihli 73820 sayılı yetki

tespiti konulu yazıda özetle müvekkili şirkete ait 10 nolu işkolunda faaliyet gösteren işyerlerinde –

işletmede toplu sözleşme yapmak için yetki tespiti isteminde bulunan davalı … İş Sendikası’nın yasanın

aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiğinin bildirildiğini, olumlu yetki tespiti niteliğindeki

söz konusu yazının 5.9.2017 tarihinde müvekkili şirket merkezine tebliğ edildiğini, söz konusu yetki

tespiti kararına karşı müvekkili şirket adına itiraz edildiğine dair bildirimin görevli makam olan Çalışma

ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne 11.9.2017 tarihinde ve yasal süresi içinde sunulduğunu, davalı Bakanlık

tarafından müvekkiline tebliğ edilen diğer davalı … İş Sendikası’nın müvekkiline ait işyerinde işletmede

toplu sözleşme yapmak için yetkili olduğunu belirten dava konusu yetki tespiti kararının hukuka aykırı

olduğunu, davalı … İş Sendikası'nın toplu sözleşme yapma yetkisi alabilmek için 6356 sayılı Yasa’nın 4.

maddesinde belirlenen şekilde “kurulu bulunduğu iş kolunda çalışan işçilerin en az %1” oranındaki üye

sayısına sahip olmadığını, yetki tespiti kararının bu ön koşulun yokluğu nedeniyle iptalinin gerektiğini

iddia  ederek,  davalı  Bakanlık  tarafından  diğer  davalı  …  İş  Sendikası’nın  müvekkili  Şirkete  ait

işyerlerinde-işletmede toplu sözleşme yapmak için yasanın aradığı çoğunluğu sağladığını belirterek

23.8.2017 tarihli 73830 sayılı (olumlu) yetki tespiti kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı … İş Sendikası vekili; işverenin toplu iş sözleşmesini geciktirmek amacıyla yetki itirazında

bulunduğunu, müvekkili sendikanın … Bilişim San ve Tic AŞ’ne bağlı işyerlerinde toplu iş sözleşmesi

sürecini başlatmak üzere …’na 15.8.2017 tarihi itibariyle çoğunluk tespiti başvurusunda bulunduğunu,

…’nın 23.8.2017 tarihli yetki tespit yazısında davacı … Bilişim San ve Tic AŞ işyerlerinde toplam 853

işçinin çalıştığının, müvekkili sendikalı 359 üyesinin olduğunun ve müvekkili sendikanın yetkili sendika

olduğunun tespit edildiğini, bu durumda müvekkili sendikanın söz konusu işletmede toplu iş sözleşmesi

almak için gereken yasal koşulları taşıdığına hiçbir şüphe olmadığını, işverenin de bu gerçeğin bilincinde

olduğunu, ancak işverenin sadece ve sadece toplu iş sözleşmesini geciktirmek amacıyla söz konusu

çoğunluk tespitine itirazda bulunarak yetki tespiti davası açtığını, davacı işverenin yetki itirazı hakkını

iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı biçimde kullandığını, itiraz dilekçesinde işkolu tespiti ile ilgili

olarak ileri sürülen iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, işkolu tespitine ilişkin davaların

toplu iş sözleşmesi sürecini etkilemediğini, müvekkili Sendikanın kurulu bulunduğu işkolunda çalışan

işçilerin en az %1'i oranında üye sayısına sahip olmadığı ve bu nedenle yetki tespiti kararının iptali

itirazının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının işletme değil işyeri esası üzerinden tespit

yapılması gerektiği iddialarının da yasal dayanaktan yoksun olduğunu, …’nın resmi belgeler üzerinde

yaptığı inceleme sonucunda müvekkili Sendikaya yetki belgesi verdiğini savunarak davanın reddini

savunmuştur.

Davalı Bakanlık vekili; Bakanlık kayıtlarının incelenmesinde Sosyal İş Sendikası tarafından … Bilişim

San.  ve  Tic.  A.Ş.  işyerinde  toplu  iş  sözleşmesi  yapmak  için  15.8.2017  tarihinde  yetki  tespit

başvurusunda bulunulması üzerine 6356 sayılı Sendikalar Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 42. maddesi

uyarınca  Bakanlığa  yapılan  yetki  tespit  başvurularının  aynı  Kanun’un  41.  maddesinin  7.  fıkrası

gereğince Bakanlığa gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile işverenler tarafından Sosyal

Güvenlik Kurunmuna yapılan işçi bildirimlerinin birlikte değerlendirilmesiyle sonuçlandığını, 6356 sayılı

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 41. maddesinin birinci fıkrasında “Kurulu bulunduğu

işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla İşçi sendikası, toplu iş sözleşmesi

kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının işletmede ise yüzde

kırkının kendi üyesi bulunması halinde bu işyeri ve işletme için toplu İş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

beşinci fıkrasında da “Bir iş kolunda çalışan işçilerin yüzde birinin tespitinde Bakanlıkça yer yıl Ocak ve

Temmuz aylarında yayımlanan istatistikler esas alınır. Bu istatistiklerde her iki işkolundaki toplam işçi

sayısı ile işkollarındaki sendikaların üye sayıları yer alır. Yayımlanan İstatistik, toplu iş sözleşmesi ve

diğer işlemler için yeni istatistik yayımlanıncaya kadar geçerlidir. Yetki belgesi almak üzere başvuran

veya yetki belgesi olan işçi sendikasının yetkisini daha sonra yayımlanacak istatistikler etkilemez.”

hükümlerine yer verildiğini, işverenlerin işyerlerini Sosyal Güvenlik Kurunmuna tescil ettirirken Kuruma

bildirdikleri işin mahiyetine göre Kurum tarafıdan her bir işyeri için NACE kodu tayin edildiğini ve her bir

NACE kodunun da müvekkili Bakanlıkta bir işkolu karşılığının bulunduğunu, müvekkili bakanlığın yetki

tespiti otomasyon yazılımı marifetiyle Sosyal Güvenlik Kurumundan işyerlerini NACE kodlarına göre

elektronik ortamda ilgili iş koluna atadığını, davacı şirket tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu İşkolları

Yönetmeliği’nin 10 sıra numaralı (ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar) işkolunda tescil ettirilen

işyerlerinin  dava  konusu  yetki  tespiti  kapsamında  değerlendirildiğini,  işveren  tarafından  diğer

işkollarında tescil ettirilen işyerlerinin işletme kapsamındaki yetki tespitine dahil edilemediğinin ve

çoğunluk hesaplanmasında dikkate alınmadığını, ayrıca davacı işverenin işletme kapsamında yetki

tespiti  verilen  10  sıra  numaralı  işkolundaki  işyerleri  ile  ilgili  olarak  herhangi  bir  işkolu  tespiti

başvurusunda  bulunmadığının  anlaşıldığını  savunarak  davanın  reddini  talep  etmiştir. 

C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, davacının davalı sendikanın kurulu olduğu iş kolunda %1 çoğunluğunun

bulunmadığı ve bu sebeple de yetki belgesinin geçersiz olduğunu iddia ettiği, bu bakımdan 6745 sayılı

Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi  ile  Bazı  Kanun Hükmündeki  Kararnamelerde Değişiklik

Yapılmasına  Dair  Kanun'un  72.  maddesinin  2.  fıkrasının  07.09.2016  tarihli  Resmi  Gazetede

yayınlanarak yürürlüğe girdiği, bu madde uyarınca 07.09.2018 tarihine kadar davacı sendikanın yetki

başvurusunda bulunma hakkının bulunduğu, başvuru tarihinin 15.08.2017 olduğu dikkate alınırsa artık

yasal çoğunluğun aranmayacağının açıkça ortada olduğu, davacı vekilinin bir diğer itirazının işyerinin

işletme düzeyinde değil işyeri düzeyinde olduğunu bu sebeple % 40 değil % 50 çoğunluk esasına göre

konunun değerlendirilmesi  gerektiği  yönünde olduğu ancak davalı  bakanlık  tarafından işverenin

işyerlerini sosyal güvenlik kurumuna tescil ettirirken kuruma bildirdiği işyeri mahiyetine göre verilen

nace kodu ve yine davacının birden çok işyerinin mevcut olduğu, bunların aynı iş kolunda olduğu

dikkate alındığında 6356 sayılı kanunun hükümleri çerçevesinde olayda işyeri bazında değil işletme

bazında yetki çoğunluğunun belirlenmesi gerektiği ve bu halde de %40 çoğunluğun esas olduğu görüşü

benimsenmiş olup bu yönden de davacı tarafın itirazının yerinde olmadığı, davacının iş kolu yönünden

de itirazının bulunduğu, Bakanlıkça davacı  …  Bilişim San ve Tic.  A.Ş tarafından Sosyal Güvenlik

Kurumuna iş kolları yönetmeliğinin 10 sıra numaralı ticaret büro eğitim ve güzel sanatlar iş kolunda

tescil ettirilen işyerlerinin dava konusu yetki kapsamında değerlendirilmiş olduğu, yine bakanlıkça

işveren tarafından diğer iş kollarında tescil ettirilen işyerlerinin işletme kapsamındaki yetki tespitine

dahil  edilmediği  kurum  cevabından  anlaşılmakla  ve  bunun  yanı  sıra  davacı  işverenin  işletme

kapsamındaki yetki tespiti verilen 10 sıra numaralı ticaret eğitim ve güzel sanatlar iş kollarındaki

işyerleri ile ilgili olarak herhangi bir iş kolu tespit başvurusunda bulunulmadığı hususunun bildirildiği,

6356 sayılı yasanın 5. Maddesi hükmü gereğince yetki başvuru tarihine kadar iş koluna herhangi bir

itirazın yasal süresinde yapılmadığı, bakanlık yazısından anlaşıldığı gibi başvuru tarihinden sonra

yapılan bir itirazın da işbu hüküm çerçevesinde bir sonraki toplu sözleşme dönemi için geçerli olacağı

dikkate alındığında bu yöndeki davacı itirazının da yerinde olmadığı, davacının prosedür dosyasında

bildirilen çalışan ve sendikalı listelerine göre yetki tespiti başvuru tarihi olan 15.08.2017 tarihinde

davalı  sendika üyeliği gerçekleşen çalışanlar bulunduğunu belirterek sayıya itiraz ettiği, buradaki

itirazın çalışanlara değil çalışanların üye olduğu tarihe ilişkin olduğu, başka anlatımla başvuru tarihinde

üye olanların geçerli olup olmayacağı noktasında olduğu, esasen başvuru tarihinde üye olanların üye

sayılacağının yasanın amir hükmü olduğu, bu nedenle davacının bu itirazının da yerinde olmadığı, yine

prosedür dosyasına göre yetki tespiti başvuru tarihi olan 15.08.2017 tarihinde şirketten ayrılmış olan

çalışanların mevcut olduğu, başvuru tarihi itibarı ile işten ayrılan çalışanların toplam kişi sayısına dahil

edilmesinin doğru olmadığı  beyan edilmişse de işten ayrılma tarihinde fiilen çalışan olarak kabul

edildiğinden yani bir başka anlatımla o gün çalıştıktan sonra ayrılan olarak nitelendirildiğinden bu

konudaki davacı talebinin de yerinde olmadığı, üyelerin farklı tarihlerde sendika üyelik başvurusunda

bulundukları, aynı sayılı  ancak farklı  tarihli  kararlarla üyeliğe kabul edildiği yolundaki iddianın da

değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, Mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen

çalışanlar listesi ve çalışanlar listesi üzerinde de işyerinde örgütlenmiş olan Sosyal İş Sendikası, …

Koop İş Sendikası,  …  Büro İş Sendikası'nın üyelik tarihleri  ve yapılan değerlendirme sonucunda

işyerinde çalışan işçilerin arasında dava dilekçesi ekindeki vekalette işveren vekili olarak gözüken

Osman  Taşkın’ın  bu  listede  adının  olmadığı,  böylece  yapılacak  değerlendirmede  işveren  vekili

çıkartılmadan sayılara  itibar  edilmesi  gerektiği,  çalışan sayısı  854,  sendikalı  sayısı  359 olmakla

davalısendikanın işyerinde çoğunluk sendikası olduğu, bir an için davacının iddia ettiği 12 kişinin çalışan

sayısına eklenmesi gerektiği yolundaki görüşün kabulü halinde dahi bu değerlendirmede değişen bir

durum olmayacağı, her halükarda % 40 çoğunluğun sağlandığı ve davalı Sendikanın başvuru tarihi

itibarı ile yetkili ve çoğunluk sendikası durumunda bulunduğu, bu nedenle Bakanlık tespitinin yerinde

olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D) İstinaf:

Karara karşı davacı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesi’nce kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf itirazlarının

reddine karar verilmiştir. 

F) Temyiz:

Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.

H) Gerekçe:

4857 sayılı Yasanın 2.maddesinin gerekçesinde iş yeri tanımı teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve

hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olduğu belirtilmiştir. İşyerinin

sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında

oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması

halinde bunların tek işyerimi yoksa bir birinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta

birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde

birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan

teknolojik  ve  ekonomik gelişmeler  bir  işyeri  çerçevesinde mal  ve  hizmet  üretimi,  pazarlama ve

müşterilere sunulması yönünden çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi nedeniyle bir işyerinin

amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle

“işveren kurulan iş organizasyonu” içerisinde işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt

genelinde  veya  ilin  içinde  işlerin  yürütüldüğü  örgütlenmeye  kadar  genişletmek  gereksinimi

duyulmuştur. Bu bağlamda 2.maddede “iş yeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan

iş  organizasyonu  kapsamında  bir  bütündür”  hükmü  getirilmiştir  (Bu  konuda  ayrıntılı  bilgi  için

Bkz.Esener, Turhan: İş Hukuku Bası 3 Ankara 1978 sh 83-84; Ekonomi, Münir: İş Hukuku, Ferdi İş

Hukuku C 1, İstanbul 1987 sh 59; Çelik, Nuri: İş Hukuku Dersleri Bası 21, İstanbul 2008 sh 56-57;

Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Ferdi İş İlişkileri Bası 3 İzmir 1998 sh 121; Süzek Sarper; İş Hukuku

Bası 4 Ankara 2008 sh 173-178; Mollamahmutoğlu Hamdi İş Hukuku Bası 3 Ankara 2008 sh 191-201;

tüm genişliği ve ayrıntılarıyla Yenisey/Doğan, Kübra: İş Hukukunda İşyeri ve İşletme, Yayınlanmış

Doçentlik Tezi, İstanbul 2007 sh 23-37). 

İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir

amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal

üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde

örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürekli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon

özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır.
Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde

aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır. 

Farklı  üretim  birimlerinin  tek  bir  işyeri  sayılması  için  aynı  arazi  sınırları  içinde  bulunmaları

gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta

olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının

zorluğu tartışmasızdır.

Somut uyuşmazlıkta, davacı Şirkete ait olup dava konusu tespite konu olan işyerlerinin merkeze bağlı

mı  yoksa  bağımsız  nitelikte  birer  işyeri  mi  olduğu,  bu  anlamda "bağımlılık  unsurunun"  açıklığa

kavuşturulup, netice itibariyle yetki tespitin işletmesel düzeyde yapılmasının yerinde olup olmadığının

açıklığa kavuşturulması gereklidir. 

Dava konusu yetki tespitinde davalı Sendika’nın 15.08.2017 başvuru tarihi itibariyle davacı Şirket ve

bağlı  10 nolu işkolunda faaliyet gösteren işyerlerinde işletmesel düzeyde Yasa’nın aradığı gerekli

çoğunluğu sağladığı kabul edilmiş, davacı Şirket ise, merkezinin "İ.T.Ü. Ayazağa Kampüsü Teknokent

Arı-1 Binası No:10 Maslak-Sarıyer/İSTANBUL" adresinde bulunduğu, faaliyet alanlarıyla ilgili yazılım,

teknoloji ve ürün geliştirme çalışmalarının genel olarak şirket merkezinde yapıldığını, söz konusu

yazılım, teknoloji ve ürünlerin kullanımına ve uygulanmasına yönelik olan belge ayrıştırması, taranması,

görüntü iyileştirmesine tabi tutulması, barkodlanması, indekslenmesi, elektronik belgelerin yönetimi,

sistemlere  aktarılması,  fiziksel  arşivleme  hizmetleri  ise,  iş  sahiplerinin  taleplerine  göre  şirket

merkezinde veya müşterinin kendi işyerinde veya gösterdikleri başka yerlerde de yapılabildiği, faaliyet

alanlarıyla ilgili ürettiği yazılım, teknoloji ve ürünleri, verdiği diğer hizmetlerden bağımsız olarak tek

başına satışa sunamadığı, Şirketlerinin sadece geliştirdiği ve ürettiği yazılım ürünlerini satarak gelir elde

etme gibi bir faaliyetinin bulunmadığı, kısaca "e-dönüşüm" olarak tanımlanabilecek olan dökümanların

dijital  ve fiziksel  arşivlenmesi  işlerini  ise;  sadece kendi  geliştirdiği  ve ürettiği  yazılım ürünlerini

kullanarak yaptığını, bunun dışında 3. kişilerden teknoloji satın alarak müşterilerine verdiği hiçbir

hizmetinin olmadığını, dolayısıyla şirketin tüm faaliyetlerinin birbirinden farklı iş alanlarında olan, ancak

iç içe geçmiş faaliyetler olduğunu, bu konuda en önemli hususun ise Şirket merkezinde geliştirilen

yazılım  ve  ürünler  olmaksızın,  şirket  merkezi  dışındaki  diğer  işyerlerinin  tek  başına  varlığını

sürdürebilmesi mümkün olmadığını, öyle ki şirket merkezinde geliştirilen yazılım ve ürünler, e-dönüşüm

hizmetlerinde kullanılmadıktan sonra, bu yazılım ve ürünlerin geliştirilmiş olmasının da tek başına hiçbir

anlamının olmadığı, dolayısıyla Şirket merkezi ile merkez dışındaki işyerlerinin tamamı birbirine sıkı

sıkıya bağımlı olduğundan, her biri diğerinin varlığı ile birlikte kendi varlığını devam ettirebilen işyerleri

olduğu, Şirket faaliyet alanlarıyla ilgili yazılım, teknoloji ve ürün geliştirme çalışmalarını asıl olarak

şirket merkezinde yapıldığı, yazılımların hizmete dönüştürülmesine ilişkin dijital ve fiziksel arşivleme

hizmetlerini ise, esas olarak “İTOB Organize Sanayi Bölgesi Ekrem Demirtaş Cad. No:42 Tekeli  –

Menderes / İZMİR” adresinde bulunan kendi işyerinde verdiğini, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarına

verdiği  "dijital  arşivleme"  hizmetleri  ise;  belgelerin  kamu  kurumu  dışına  çıkarılması  mümkün

olmadığından, kamu kurumu tarafından gösterilen adreslerde verildiğini, yine; özel kişi ve kuruluşlara

verilen dijital  arşivleme hizmetleri  de, müşterilerin bu hizmeti&n