ÖZETİ: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıtlarına göre davacı işverene ait olan (0001768) sicil numaralı işyerinin tescil aşamasında metal işkolunda kaydedildiği ancak daha sonra 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinde öngörülen süreç işletilmeden anılan işyerinin işkolunun gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere emredici düzenlemelere aykırı şekilde yapılan bu değişiklik hukuki sonuç doğurmayacağından anılan işyerinin metal işkolunda olduğu kabul edilmelidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre (0001768) sicil numaralı işyeri metal işkolunda yer aldığı için tespit konusu işyeri ile aynı işkolunda yer almayan davalı Sendikaya toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi verilemeyeceğinden, dava konusu olumlu yetki tespit kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bakanlığın 06.08.2018 tarihli ve 57270 sayılı yazısı ile başvuru tarihi olan 31.07.2018 itibarıyla işyerinde çalışan toplam 170 işçinin 89’unun Liman İş Sendikasına üye olduğu ve sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için aranan çoğunluğu sağladığına dair yetki tespiti yazısının 09.08.2018 tarihinde tebellüğ edildiğini, Şirketin “Uzunkum No:7 Ereğli / Zonguldak” adresinde toplam 165 işçinin çalıştığını, Erdemir Ereğli Demir Çelik Fabrikaları TAŞ içinde alt işverenlik yürüttüğü işyerinde yine aynı adreste toplam 4 işçinin çalıştığını, ayrı sigorta sicil numaralı alt işverenlik yürüttüğü işyerinde “Cumhuriyet Bulvarı Serbest Bölge Yenişehir Mersin” adresinde toplam 7 işçinin çalıştığını, ayrı sigorta sicil numaralı paketleme faaliyeti yapılan işyerinde ve yine “Yenibosna/İstanbul” adresinde toplam 6 işçinin çalıştığını, merkez büro işyeri olmak üzere toplam 4 adet daha işyerinin bulunduğunu, itiraz dilekçelerinin Kuruma verildiğini, Sendikanın ancak kurulu bulunduğu işkolunda toplu iş sözleşmesi yapabileceğini, Bakanlığın kendiliğinden veya işyerinin kuruluşu aşamasında bir işkolu tespiti yapmasının mümkün olmadığını, İşkolları Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 4 üncü maddesi gereği anlaşmazlık çıkması hâlinde ilgililerce Bakanlıktan tespit yapılmasının talep edilebileceğini, alt işverenlik kurulması hâlinde de alt işverenin girdiği işkolunun asıl işverenin girdiği işkolu ile aynı olduğunu, Liman İş Sendikasının Yönetmelik’in 16 sıra No.lu işkolunda faaliyet gösterdiğini, işyerinin ise 12 sıra numaralı metal işkolunda kurulu bir işyeri olduğunu, diğer sicil numaralı işyerinin 15 sıra numaralı taşımacılık işkolunda kurulu bulunduğunu, Ereğli Erdemir Demir Çelik bünyesindeki işyerinin ise asıl işverenin dosyasında tescilinin yapıldığını, Sendikanın Bakanlığa yetki tespiti için başvuruda bulunduğu anda davacı işyerinin işletmesindeki işyerlerinde herhangi bir işkolu tespiti yapılmadığını, Resmî Gazete’de yayımlanan bir tespitin de bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı Bakanlığın 06.08.2018 tarihli ve 57270 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; Liman İş Sendikası tarafından Ceyport Terminal Lojistik ve Tic. AŞ (Ceyport AŞ) Şirketinde, yetkili olduğunun tespiti için 31.07.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, bunun üzerine Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) alınan verilere göre başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işyerinde 170 işçinin çalıştığının, 89 işçinin Türk Metal Sendikasına üye olduğunun tespit edilerek buna ilişkin 06.08.2018 tarihli 57270 sayılı yetki tespiti yazısının taraflara gönderildiğini, Bakanlık kayıtlarına göre Ceyport AŞ unvanlı işyerine ait 16 sıra numaralı gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk işkolunda faaliyet gösteren 0001768.06.70.114 sicil numaralı ve 1032943.033.14.73.000 sicil numaralı işyerlerinin bulunduğunu, yetki tespiti düzenlenirken bu iki işyerinin yetki tespitine dâhil edildiğini, işletme için aranan çoğunluğun sağlandığının tespit edildiğini, 0001768.06.70.114 sicil numaralı işyerinin NACE işkolunun SGK tarafından 12 sıra numaralı metal işkolu iken 16 sıra numaralı gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk işkolu olarak değiştirildiğini, bu nedenle bu işyerinin de yetki tespitine dâhil edildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Liman İş Sendikası vekili cevap dilekçesinde; yetki tespitine itiraz davalarında işkolu tartışması yapılmadığını, işkolu tespitine ilişkin itirazların ayrı bir yargılama konusu yapılabildiğini, ayrıca 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince bekletici mesele dahi yapılamayacağını, ayrıca sendikaya üye olmak isteyen işçilerin e-Devlet sistemi üzerinden sendikaya üyelik başvurusu yapmak istediklerinde e-Devlet sisteminde sadece işçilerin bağlı bulunduğu işkolunda faaliyet gösteren sendikaların görüldüğünü, davacı tarafından süresinde ve başlayan yetki sürecinden önce bir işkolu itirazının da bulunmadığını, davacı işverenin dava dilekçesinin tamamının işkolu tespitine ilişkin itirazlar olduğunu, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davacı işverenin dava dilekçesinde sendikanın üye sayısının yeterli çoğunlukta olup olmadığına dair tek bir soyut dayanak sunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.10.2019 tarihli ve 2018/260 Esas, 2019/538 Karar sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 13.02.2020 tarihli ve 2020/20 Esas, 2020/330 Karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.09.2020 tarihli ve 2020/1731 Esas, 2020/9242 Karar sayılı kararı ile;
“…Somut uyuşmazlıkta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 06/08/2018 tarih ve 57270 sayılı yetki tespit kararı ile davacı işverene ait iki işyerinden oluşan işletmede başvuru tarihi olan 31/07/2018 tarihi itibariyle 170 işçinin çalıştığı ve davalı sendika üyesi sayısının da 89 olduğu gerekçesiyle “Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk” işkolunda kurulu davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir.
Dosya içeriğine göre tespit konusu işyerlerinden (0001768) sicil numaralı işyerinin “Metal” işkolunda yer alan (2410) işkolu kodu ile tescil edildiği, 08/11/2017 tarihli Bakanlık kayıtlarına göre “Metal” işkolunda yer aldığı, bununla birlikte 26/05/2018 tarihli Bakanlık kayıtlarına göre ise aynı işkolu koduna sahip olmasına karşın işkolunun “Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk” olarak değiştiği görülmektedir.
Tespit konusu diğer işyeri olan (1032943) sicil numaralı işyerinin ise “Taşımacılık” işkolunda yer alan (5223) işkolu kodu ile tescilli olduğu görülmekte ise de başvuru tarihi itibariyle “Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk” işkolunda yer aldığı görülmektedir.
Bakanlık kayıtları bu şekilde görünmekle birlikte mahkemece işyerlerinin hangi işkolunda tescil edildiği, tespit konusu işyerlerinde daha sonra bir işkolu değişikliği yapılıp yapılmadığı hususlarında gerekli araştırma yapılmamıştır.
Bu noktada, toplu iş hukukumuzda yer alan işkolu tespitine ilişkin düzenlemelere değinmekte yarar bulunmaktadır.
Türk toplu iş hukukundaki normatif düzenlemelerde işkolu kavramı önemli bir yer tutmaktadır. 6356 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesine göre, sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunurlar. İşkolunun belirlenmesi konusunu düzenleyen 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesine göre ise, işkolu tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılan tespit ile ilgili kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasını müteakip, bu tespite karşı ilgililer, onbeş gün içinde dava açabilir. Belirtilen süre hak düşürücüdür. Yine aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de “Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”
İşkolları Yönetmeliğinin “İşyerinin girdiği işkolunun belirlenmesi” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre de “Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5 inci maddesine göre kararın yayımından itibaren onbeş gün içinde dava açabilir.”
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli” başlıklı 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemeye göre ise “İşveren, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlüdür.”
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin “İşyeri bildirgesi” başlıklı 27 nci maddesinin birinci fıkrasına göre de “İşyerinde, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi veya (c) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran, sigortalı çalıştırılan bir işyerini devir alan ya da bu nitelikte işyeri kendisine intikal eden işveren, Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen sürelerde vermekle yükümlü olduğu … işyeri bildirgesini Kuruma e-sigorta ile göndermek zorundadır.” Yönetmeliğin “İşyeri sicil numarası” başlıklı 28 inci maddesinin birinci fıkrasına göre ise “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince sigortalı çalıştırılan işyerine; Kurumca ‘Mahiyet kodu’, ‘İşkolu kodu’, ‘Ünite kodu’, ‘Sıra numarası’, ‘İl kodu’, ‘İlçe kodu’ ve ‘Kontrol numarası’nı ihtiva eden bir işyeri sicil numarası verilir ve bu numara işverene tebliğ edilir.”
İşkolu kodu ise Yönetmeliğin 28/1-b maddesinde “yapılan işin Ek-12’de yer alan İşkolu Kodu Listesine göre hangi iş koluna girdiğini belirtmeye yönelik olup dört hane rakamdan ibarettir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu noktada şu hususu belirtmek gerekir ki, yönetmeliğin ilk halinde işkolu kodu “yapılan işin Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Tarifesine göre hangi iş koluna girdiğini belirtmeye yönelik olup dört hane rakamdan ibarettir” şeklinde tanımlanmış iken, 21/08/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile tanım yukarıda belirtildiği şekilde değiştirilmiştir.
Ayrıntılı olarak belirtilen mevzuat hükümlerine göre, öncelikle tescil aşamasında işyerinin yer aldığı işkolu ve işkolu kodu belirlenir ve işverene tebliğ edilir. İşyerinin tescil edildiği işkoluna, işverenin, sendikaların yahut ilgililerin itirazı olması durumunda, Bakanlığa müracaat edilmelidir. Bu aşamada Bakanlık tarafından yapılması gereken ise, işyerinin girdiği işkolunun tespit edilerek bu tespiti Resmi Gazetede yayımlamaktan ibarettir. İlgililer tarafından itiraz vâki olmaz ise işkolu tespiti bu aşamada kesinleşir. Tarafların bu tespite de itirazı olması durumunda ise, işkolu tespit kararının iptali için dava açılmalıdır. Kuşkusuz bu ihtimalde yargı kararı ile işyerinin girdiği işkolu kesin olarak belirlenecektir.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, tescil aşamasında bir işyerinin girdiği işkolu tespit edildikten sonra, bu işkolu ancak yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen usûle riayet ile değiştirilebilir. Bir başka ifadeyle, işyerinin tescil edildiği işkolu, idari başvuru yoluyla işkolu kodunun değiştirilmesi suretiyle değiştirilemez ve bu anlamda olmak üzere işkolu kodunun değiştirilmiş olması, işkolunun da buna bağlı olarak değişeceği sonucunu ortaya çıkarmaz.
Ayrıca ifade etmek gerekir ki, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen usûle riayet edilmeksizin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından da bir işyerinin dahil olduğu işkolu resen değiştirilemez.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre, mahkemece tespit konusu işyerlerinin ilk kuruluş aşamasında tescil edildiği işkolu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından sorulmalı, tespit konusu işyerlerinin tesciline esas teşkil eden işveren tarafından verilen işyeri bildirgesi dahil tüm belgeler Sosyal Güvenlik Kurumundan getirtilmeli, yetki başvuru tarihinden önce işyerlerine ilişkin Resmi Gazetede yayımlanmış bir işkolu tespit kararı bulunup bulunmadığı ve işkolu değişikliğine dair bir başvuru yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmalı, bu suretle yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan ilkeler doğrultusunda tespit konusu işyerlerinin yetki başvuru tarihinde hangi işkolunda yer aldığı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
…” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yetki prosedür dosyası incelendiğinde tespite konu işyerlerinin sadece Mersin ve Erdemir işyerleri olduğu, bu işyerlerinin 16 sıra No.lu işkolunda tespit edilerek, işçi sayısının da bu işyerleri üzerinden toplamda 170 işçi tespit edildiği, SGK’nın tespitine göre 170 işçinin 89’unun üye olması itibarıyla %52,35’lik oranın yakalandığının tespit edildiği, 6356 sayılı Kanun’un “İşkolunun tespiti” başlıklı 5 inci maddesine göre taraflar arasında işkolu üzerinden bir uyuşmazlık olsa ve hukuki süreç başlamış olsa dahi, işbu dosya kapsamında yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olduğu görülmekle, işkolu tespitine ilişkin davacı iddiası lehine bir tespit yapılmış olsa idi dahi dosya kapsamında bir değişikliğe yol açmayacağından, Bakanlıkça metal işkolu tespit edildiğinden, bu işkolu üzerinden iş bu yetki sürecinin tamamlanması gerektiğinden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 06.08.2018 tarihli olumlu yetki tespiti yazısındaki tespitinin hukuka aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Karadeniz Ereğli Sosyal Güvenlik Merkezinin 01.03.2019 tarihli ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 22.02.2019 tarihli ve Mersin Toroslar Sosyal Güvenlik Merkezinin 09.01.2019 tarihli cevap yazıları ile dava dosyasına sundukları evraktan açıkça görüldüğü üzere, yetki tespitine konu yapılan müvekkili işverenliğe ait 2 işyerinin işkolu kodlarının hiçbirinin davalı Sendikanın faaliyet alanı olan 16 No.lu işkolu olmadığını, 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesindeki usule uyulmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının cevap dilekçesinde bu durumun adeta açıkça itiraf edildiğini, usulüne uygun yetki tespiti ve işkolu tespiti yapılmadığı gibi sonradan yapıldığı ortaya çıkan değişikliğin de usulüne uygun yapılmadığını, müvekkili işyerlerinin işkolu kodlarının herhangi bir talep olmaksızın ve inceleme yapılmaksızın değiştirilmesinin ve bu değişiklik kararı işverene tebliğ edilmeden ve işveren tarafından itiraz ve dava hakları kullanılmadan işkolu kodunun zaman yönünden de aykırı olmak üzere değiştirilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şu şekildedir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şu şekildedir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 06.08.2018 tarihli ve 57270 sayılı yetki tespit kararı ile davacı işverene ait iki işyerinden oluşan işletmede başvuru tarihi olan 31.07.2018 tarihi itibarıyla 170 işçinin çalıştığı ve davalı Sendika üyesi sayısının da 89 olduğu gerekçesiyle gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk işkolunda kurulu davalı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir.
2. Dosya içeriğine göre tespit konusu işyerlerinden (0001768) sicil numaralı işyerinin; metal işkolunda yer alan (2410) işkolu kodu ile tescil edildiği, 08.11.2017 tarihli Bakanlık kayıtlarına göre metal işkolunda yer aldığı, bununla birlikte 26.05.2018 tarihli Bakanlık kayıtlarına göre ise aynı işkolu koduna sahip olmasına karşın işkolunun gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk olarak değiştiği görülmektedir. Tespit konusu diğer işyeri olan (1032943) sicil numaralı işyerinin ise ilk tescil tarihinden itibaren gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk işkolunda yer aldığı görülmektedir.
3. Bozma ilâmında; Bakanlık kayıtları bu şekilde görülmekle birlikte İlk Derece Mahkemesince işyerlerinin hangi işkolunda tescil edildiği, tespit konusu işyerlerinde daha sonra bir işkolu değişikliği yapılıp yapılmadığı hususlarında gerekli araştırmanın yapılması gerektiği belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince belirtilen hususlarda gerekli araştırma yapılmış, gereken bilgi ve belgeler getirtilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
4. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıtlarına göre davacı işverene ait olan (0001768) sicil numaralı işyerinin tescil aşamasında metal işkolunda kaydedildiği ancak daha sonra 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinde öngörülen süreç işletilmeden anılan işyerinin işkolunun gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere emredici düzenlemelere aykırı şekilde yapılan bu değişiklik hukuki sonuç doğurmayacağından anılan işyerinin metal işkolunda olduğu kabul edilmelidir.
5. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre (0001768) sicil numaralı işyeri metal işkolunda yer aldığı için tespit konusu işyeri ile aynı işkolunda yer almayan davalı Sendikaya toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi verilemeyeceğinden, dava konusu olumlu yetki tespit kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VII. HÜKÜM
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın KABULÜ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 06.08.2018 tarihli ve 57270 sayılı yetki tespiti kararının İPTALİNE,
3. Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli 179,90 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 144,00 TL harcın davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan davalı Liman İş Sendikasından alınarak Hazineye gelir kaydına,
4. Davacının yatırmış olduğu 35,90 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80 TL harcın davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan davalı Liman İş Sendikasından alınarak davacıya verilmesine,
5. Davacının yatırdığı 44,40 TL ve 80,70 TL olmak üzere toplam 125,10 TL istinaf karar harcı ile 121,30 TL ve 220,70 TL olmak üzere toplam 342,00 TL istinaf yoluna başvurma harcının toplamı olan 467,10 TL’nin davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan davalı Liman İş Sendikasından alınarak davacıya verilmesine,
6. Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
7. Davacı tarafından yapılan 1.966,80 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8. Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Relevant Law / Article
6356 S. NGO/41
T.R.
SUPREME COURT
9. LEGAL DEPARTMENT
Docket No. 2023/8160
Decision No. 2023/11156
Date: 06.07.2023
DURING THE REGISTRATION PHASE OF THE WORKPLACE, AUTHORITY WILL BE DETECTED ACCORDING TO THE BUSINESS IN WHICH THE BUSINESS IS REGISTERED UNLESS THE BUSINESS BRANCH IS DETERMINED ACCORDING TO ARTICLE 5 OF THE LAW NUMBER 6356.
CHANGING THE BUSINESS SPECIFIED DURING THE REGISTRATION PHASE OF THE WORKPLACE WITHOUT COMPLYING WITH ARTICLE 5 WILL NOT HAVE LEGAL CONSEQUENCES.