ÖZETİ: Hâl böyle olunca davalı işyeri hakkında Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince işyerinin itibari hizmet kapsamında olup olmamasına dair herhangi bir denetim yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, ihtilaf konusu olan 09.05.2003-30.09.2008 tarihleri arasındaki dönemde işyerinin taşınmadan önceki adresi olan Manisa Küçük Sanayi. 5300 Sok. No:44/A Manisa (1260/1 Ada Kenan Evren Sanayii Sitesi-Manisa) adresinde itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir fiziki koşullarda çalışılıp çalışılmadığını araştırmaya yönelik olarak maruz kalınan etkenlerin oluşturduğu hastalıklar alanında uzman tıp doktoru, kimya yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi olan iş güvenliği uzmanlarından oluşacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılmalı; dönemin fiziki koşulları dikkate alınmalı, davacının işyerinde yaptığı işin niteliği konusunda, hangi bölümde çalıştığı, hangi aralıklarla baskı bölümünde bulunduğu, baskı bölümünde olmadığı zaman nerede olduğu, ayrı bir odası olup olmadığı, odasının baskı bölümünde bulunup bulunmadığı veya baskı bölümüne açılıp açılmadığı, odanın kimyasallara maruz kalıp kalmadığı, ayrı bir havalandırması olup olmadığı, bölümler arası geçişi sağlayan kapıların konum ve büyüklükleri, çalışma esnasında anılan kapıların kapalı olup olmadığı ve kapatılmış ise hangi tarihten itibaren kapatıldığı belirlenerek işyerinin kapsamı, çalışma düzeni ve koşulları ile yapılan işin niteliği, özellikleri ve buna bağlı olarak hangi olumsuz dış etkenlere maruz kalındığı, talep edilen tüm çalışma süresinin itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirip gerektirmediği, gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerdeki çalışma düzeniyle, çalışmanın gerçekleştiği saatler, gürültü düzeyi ve kullanılan maddelerin, insan sağlığı için tehlike sınırı gözetilerek yargısal denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 09.05.2003-07.03.2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde matbaa işçisi olarak çalıştığını, çalışmalarının 506 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin çalıştığı süre boyunca sigorta primlerinin Kuruma düşük ücret üzerinden yatırıldığını ileri sürerek müvekkilinin 09.05.2003-07.03.2013 tarihleri arasında çalıştığı işyerinin ve iş kolunun basın iş kolu olduğunun ve müvekkilinin itibari hizmet süresi zammından yararlanması gerektiğinin tespitine, bu sürenin fiili çalışma süresine eklenerek emekliliğe hak kazandığı takdirde aylığının yasal faizi ile ödenmesinin ve eksik bildirilen prime esas kazancının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK/Kurum) vekili; 506 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesinde belirtilen koşulların araştırılması gerektiğini, davacının 506 sayılı Kanun’un 81/B maddesindeki gerekli şartlara sahip olmadığının tespit edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Ege Ofset San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; dava açmadan önce Kuruma başvurma zorunluluğu bulunduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, 506 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesinde yer alan koşulların gerçekleşmediğini, davacının 5510 sayılı Kanun’un 40 ıncı maddesinde düzenlenen fiili hizmet süresi zammı düzenlemesinden de yararlanmasının mümkün olmadığını, prime esas kazancın imzalı ücret bordrolarında belirtilen miktar üzerinden bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2020 tarihlive 2017/271 Esas, 2020/65 Karar sayılı kararı ile; davalı işyerinin basım işyeri olduğu, davacının eski ve yeni işyeri adreslerinde 09.05.2003-07.03.2013 tarihleri arası grafiker olarak çalıştığı, ayrıca kalıp pozlama ve kalıp yıkama işi yaptığı, şirketin faaliyet gösterdiği ilk adreste yeterli havalandırma sistemi bulunmaması nedeniyle davacının işyeri ortamında kimyasal ve fiziksel etkenlere maruz kaldığı, işyerinin 506 sayılı Kanun’un Ek 5/2-a maddesinde tanımlanan işyeri sınıfına girdiği, davacının 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a sigortalılık kolundan yaşlılık aylığına hak kazandığı, ancak davacının ücretinin eksik bildirildiğine yönelik yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde herhangi bir delil sunmadığından prime esas kazanca yönelik talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.12.2020 tarihli ve2020/1729 Esas, 2020/1759 Karar sayılı kararı ile; davacının çalıştığı işyerinin taşınmış olması nedeniyle fiziki koşulların keşif marifetiyle tespiti mümkün olmadığından tanık anlatımları ile sonuca gidilmesi gerektiği, tanık anlatımlarına göredavacının üretim sürecinin gerçekleştiği makinelerin bulunduğu odadan ayrı bir odada bilgisayar ile çalıştığı, istisnaen kalıpçılara yardım etmek için üretim sürecine dahil olduğu ancak bu sürecin ne kadar sürdüğünün tespiti mümkün olmadığından davacının zehirli maddelerle temas hâlinde olmadığı sonucuna varıldığından itibari hizmet süresi zammı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, davacının yaşlılık aylığı almasına yönelik şartlarının da oluşmadığı, imzalı ücret bordrolarının aksinin ancak yazılı delille ispat edilmesi gerektiği ve iddia edilen ücretin miktar olarak da yazılı delille ispat sınırı üzerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “.. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık, davacının davalı iş yerinde geçen çalışmaları yönünden itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır..
….Eldeki davada, davacı adına davalı şirket işyerince 09.05.2003-07.03.2013 tarihleri arasında hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı işyerinin faaliyet gösterdiği ilk adresinde (Kenan Evren Sanayi Sitesi-Manisa ) 20.05.2012tarihine kadar faal olduğu, bu tarihten sonra taşınmış olduğu, davacının bordrolu tanıkların beyanına başvurulduğu, davalı şirket vekilince sunulan yazılı belge ile işyerinin mevcut olmadığı yinelenerek ilgili döneme ait işyeri ortamına ilişkin alınan raporlar ile işyeri ortamını gösteren resimlerin dosyaya sunulduğu, alınan bilirkişi heyet raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, duruşmalarda dinlenilen bir kısım bordrolu tanıklar davalı işyerinin üretim bölümü ve grafik bölümlerinin ayrı yerlerde olduğunu beyan etmesine karşılık davacının davalı işyerinde taşınmadan önceki adreste geçen ihtilaf konusu dönem içerisinde ( 09.05.2003-30.09.2008 tarihleri arası) geçen tüm sigortalı çalışmalarının itibari hizmetten yararlanmayı gerektirecek nitelikte bir çalışma olup olmadığı yönünden Mahkemece yapılan değerlendirme, eksik incelemeye ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemece yapılması gereken iş, davalı işyeri hakkında Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince işyerinin itibari hizmet kapsamında olup olmamasına dair herhangi bir denetim yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, davalı işyerinin ihtilaf konusu dönem içerisinde ( 09.05.2003-30.09.2008 tarihleri arası ), ilk kurulu adresinde (Manisa Küçük Sanayi. 5300 Sok. No:44/A Manisa- değişen adres: 1260/1 Ada Kenan Evren Sanayii Sitesi-Manisa) itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir fiziki koşullarda çalışılıp çalışılmadığını araştırmaya yönelik olarak maruz kalınan etkenlerin oluşturduğu hastalıklar alanında uzman tıp doktoru, kimya yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi, iş güvenliği uzmanlarından oluşacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılmalı; dönemin fiziki koşulları dikkate alınmalı, davacı işçinin işyerinde yaptığı işin niteliği konusunda, hangi bölümde çalıştığı, hangi aralıklarla baskı bölümünde bulunduğu, baskı bölümünde olmadığı zaman nerede bulunduğu, ayrı bir odası olup olmadığı, odasının baskı bölümünde olup olmadığı veya baskı bölümüne açılıp açılmadığı, odanın kimyasallara maruz kalıp kalmadığı, ayrı bir havalandırması olup olmadığı, bölümler arası geçişi sağlayan kapıların konum ve büyüklükleri, çalışma esnasında anılan kapıların kapalı olup olmadığı ve kapatılmış ise hangi tarihten itibaren kapatıldığı belirlenerek, işyerinin kapsamı, çalışma düzeni ve koşulları ile yapılan işin niteliği, özellikleri ve buna bağlı olarak hangi olumsuz dış etkenlere maruz kalındığı, talep edilen tüm çalışma süresinin itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirip gerektirmediği, gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerdeki çalışma düzeniyle, çalışmanın gerçekleştiği saatler, gürültü düzeyi ve kullanılan maddelerin, insan sağlığı için tehlike sınırı gözetilerek yargısal denetime elverişli rapor alınmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten işyeri adresinde keşif yapılmasına olanak bulunmadığı, davacının itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir çalışma ortamında olmadığı ve yasal düzenlemenin öngördüğü etkenlere maruz kalmadığı tanık anlatımlarıyla da tespit edildiğinden araştırma ve inceleme yapılması gerekmediği gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, 506 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesinde aranan koşulların gerçekleştiğini, müvekkilin yaşlılık aylığı almaya hak kazandığını, bilirkişi raporunda belirtilen emsal ücret araştırmalarına göre taleplerinin haklı olduğunu ileri sürerek direnme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davacının davalı işyerinde 09.05.2003-30.09.2008 tarihleri arasında geçen çalışmaları yönünden itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağına dair Mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre bozma kararında belirtilen araştırma ve incelemeler yapılarak denetime elverişli rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun (506 sayılı Kanun) Ek 5 inci maddesi.
2. Değerlendirme
1. Sosyal güvenlik sistemlerinde bazı yıpratıcı türden işlerde çalışan kişilerin sigortalılık sürelerine, onları yaşlılık aylığına kavuşma süresini kısaltarak ödüllendirme amacıyla farazi hizmet süreleri eklenmektedir. Ağır, yıpratıcı ve tehlikeli işlerde çalışanların sigortalılık sürelerine fazladan belirli bir süre “farazi sigortalılık süresi” olarak eklenmekte, bu suretle daha erken emekliliğe hak kazanmaları veya malûllük, ölüm sigortalarında kendilerine benzerlerine göre daha avantajlı bir durum sağlanmaktadır. Burada var olmayan fakat varsayılan bir sigortalılık süresi söz konusudur ve sigortalının eylemli çalışması artırımlı olarak işlem görmektedir. Bu anlamda “itibari hizmet süresi” ilgili olduğu yasaya özgüdür ve düzenlendiği alanla sınırlıdır. Nitekim 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na 11.08.1977 tarihli ve 2098 sayılı Kanun ile eklenen Ek 5 inci maddeyle insan sağlığını ve ömrünü olumsuz yönde etkileyen bazı ağır ve yıpratıcı türden işlerde çalışan sigortalıların sigortalılık sürelerine farazi hizmet süresi eklenmesi öngörülmüştür. Fiili hizmete dayanmayan bu sigortalılık sürelerine “itibari hizmet süresi” denir (Tuncay, Aziz Can: Sosyal Güvenlik Hukukunun Esasları, İstanbul 2008, s.365).
2. Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Ek 5 inci maddesi:
“506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre
I- a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,
b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
Basın müşavirlikleri, 90 gün,
II- (Değişik bent: 20/06/1987 – 3395/13 md.)
Basım ve gazetecilik iş yerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat20.00’den sonra çalışılarak yapılan işyerleri, 90 gün,
III – Denizde 90 gün Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
IV -1. Çelik, demir ve tunç döküm,
(…), fabrika,
2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
4. Kaynak işlerinde çalışanlarda, 90 gün
Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.
3. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmet süresinden yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Birinci koşul sigortalının basım ve gazetecilik işyerlerinde çalışması, ikinci koşul ise; (II) numaralı bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda gerçekleşmesidir.
4. İtibari hizmet süresinden yararlanmayı sağlayan fiili olgu çalışma süresidir. Sigortalının itibari hizmet süresi kapsamında kalan bir işyerinde çalışmasına rağmen 506 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesinde sayılan iş ve mesleklerin icra edildiği bölümde çalışmaması ve risklere maruz kalmaması hâlinde itibari hizmetten yararlanamayacağı açıktır.
6. Somut olayda davacının 09.05.2003-07.03.2013 tarihleri arasında 1038064 sicil numaralı davalı işyerinde matbaa işçisi olarak çalıştığını ve primlerinin ödendiğini belirterek 506 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesi uyarınca itibari hizmet süresinin tespiti istemiyle açtığı eldeki davada, celbedilen işyeri tescil bilgilerine göre matbaa-basım işi yapılan işyerinin faaliyet gösterdiği “Kenan Evren Sanayi Sitesi 1260/1 Ada Manisa” olan ilk adresin “MOSB IV. Kısım Kahraman Caddesi Manisa” olarak değiştirildiği, ayrıca 23.08.2019 tarihli keşifte davalı vekiline davacının çalıştığı döneme ait yerleşim planı ile bu dönemdeki havalandırma tesisi projesi ve havalandırma tesisi satın alma faturalarını sunmak için süre verilmesi üzerine davalı vekilinin 02.09.2019 tarihli dilekçesi ile eski işyeri binasına ait bir evrak bulunmadığını belirterek yeni işyeri binasının krokisini sunduğu, öte yandan keşif sonrası düzenlenen 09.09.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacının çalıştığı “MOSB IV. Kısım Kahraman Caddesi No:15 Merkez/Manisa” adresinde bulunan işyerindeki davacının çalıştığı yerlerin gezilerek görüldüğü ancak davacının da çalışmasının geçtiği aynı işyerinin eski adresi olan “Küçük Sanayi 5300.Sokak No: 44/A Manisa (Kenan Evren Sanayi Sitesi 1260/1 Ada Manisa)” adresinde keşif tarihi itibarıyla başka bir işveren tarafından demir ticareti yapılıyor olması nedeniyle keşif yapılamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
7. Bilirkişi heyeti tarafından keşif sonrası dosya kapsamında bulunmayan iş müfettiş raporları irdelenerek rapor hazırlanmış ve bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne dair verilen İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının çalıştığı işyerinin taşınmış olması sebebiyle fiziki koşulların tespitinin keşif marifetiyle mümkün olmadığından tanık anlatımları ile sonuca gidilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucu davacının itibari hizmet süresinden yararlanması bakımından Kanun’da öngörülen koşulların oluşmadığı, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının yerinde olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
8. Ancak tanık beyanları davacının davalı işyerinde taşınmadan önceki “Küçük Sanayi 5300. Sokak No: 44/A Manisa (Kenan Evren Sanayi Sitesi 1260/1 Ada Manisa)” adreste geçen çalışmalarının itibari hizmetten yararlanmayı gerektirecek nitelikte bir çalışma olup olmadığını belirlemek için yeterli değildir. Ayrıca dosya kapsamına göre davalı işyerinde çalışan başkaca işçiler tarafından açılmış davalar olduğu anlaşılmış ve bilirkişi heyetince de dosyada bulunmayan bir kısım iş müfettiş raporları irdelenerek rapor hazırlanmıştır.
9. Hâl böyle olunca davalı işyeri hakkında Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince işyerinin itibari hizmet kapsamında olup olmamasına dair herhangi bir denetim yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, ihtilaf konusu olan 09.05.2003-30.09.2008 tarihleri arasındaki dönemde işyerinin taşınmadan önceki adresi olan Manisa Küçük Sanayi. 5300 Sok. No:44/A Manisa (1260/1 Ada Kenan Evren Sanayii Sitesi-Manisa) adresinde itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir fiziki koşullarda çalışılıp çalışılmadığını araştırmaya yönelik olarak maruz kalınan etkenlerin oluşturduğu hastalıklar alanında uzman tıp doktoru, kimya yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi olan iş güvenliği uzmanlarından oluşacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılmalı; dönemin fiziki koşulları dikkate alınmalı, davacının işyerinde yaptığı işin niteliği konusunda, hangi bölümde çalıştığı, hangi aralıklarla baskı bölümünde bulunduğu, baskı bölümünde olmadığı zaman nerede olduğu, ayrı bir odası olup olmadığı, odasının baskı bölümünde bulunup bulunmadığı veya baskı bölümüne açılıp açılmadığı, odanın kimyasallara maruz kalıp kalmadığı, ayrı bir havalandırması olup olmadığı, bölümler arası geçişi sağlayan kapıların konum ve büyüklükleri, çalışma esnasında anılan kapıların kapalı olup olmadığı ve kapatılmış ise hangi tarihten itibaren kapatıldığı belirlenerek işyerinin kapsamı, çalışma düzeni ve koşulları ile yapılan işin niteliği, özellikleri ve buna bağlı olarak hangi olumsuz dış etkenlere maruz kalındığı, talep edilen tüm çalışma süresinin itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirip gerektirmediği, gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerdeki çalışma düzeniyle, çalışmanın gerçekleştiği saatler, gürültü düzeyi ve kullanılan maddelerin, insan sağlığı için tehlike sınırı gözetilerek yargısal denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
10. Bu itibarla bozma kararı yerinde ise de, taraflarca davalı işyerine karşı başka işçiler tarafından açılan benzer nitelikteki davalara ait dosyaların olduğu belirtilmiş olduğundan bu dosyalar da getirtilerek bilirkişilerce değerlendirilmelidir.
11. Hâl böyle olunca direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.