KABA HİTAPLA SATAŞMANIN AYNI ŞEY OLMADIĞI

SAYILAR

Esas No : 2023/9169
Karar No : 2023/8750
Tarihi : 07.06.2023
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/17,25 -1475 S. İşK/14
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : KABA HİTAPLA SATAŞMANIN AYNI ŞEY OLMADIĞI KABA HİTAP ETMENİN SATAŞMA OLARAK KABUL EDİLİP HAKLI FESİH GEREKÇESİ YAPILAMAYACAĞI KIDEM İHBAR TAZMİNATI ÖDENMESİ GEREKTİĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/17,25
1475 S. İşK/14

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2023/9169
Karar No. 2023/8750
Tarihi: 07.06.2023

KABA HİTAPLA SATAŞMANIN AYNI ŞEY OLMADIĞI
KABA HİTAP ETMENİN SATAŞMA OLARAK KABUL EDİLİP HAKLI FESİH GEREKÇESİ YAPILAMAYACAĞI
KIDEM İHBAR TAZMİNATI ÖDENMESİ GEREKTİĞİ

ÖZETİ: Haklı feshe konu edilen e-postada kullanılan "…yazdığınız terbiyesizliktir" ibaresinin işverenin başka işçisine sataşma olarak nitelendirilmesi hatalıdır. Bu ibare ancak kaba hitap olarak kabul edilebilir; haklı fesih nedeni olarak kabul edilemez. Davacının haklı fesih nedeni oluşturan başka bir davranışı olduğu ispat edilmemiştir. İşverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispat edilemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulü yerine reddi isabetsiz olmuştur.

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 07.01.2012 tarihinden iş sözleşmesinin haksız feshedildiği 03.09.2014 tarihine kadar tahsilat yönetimi elamanı olarak cumartesi günleri dâhil 09.00 ile 19.00 saatleri arasında, ayrıca iş yoğun olduğu ve bölümünde tek çalıştığı için çoğu zaman akşam saat 20.00-21.00 saatlerine kadar çalıştığını, işyerinde bazı çalışanların 15 yıl 3600 prim gün sayısını göstererek işten ayrıldığını, davalı işverence son zamanlarda işyerinde zorluklar çıkarıldığını ve davacıya işten çıkartılacağı konusunda sözler sarf edildiğini, davacının işyeri yetkilileri ile görüşerek eğer çalışması istenmiyorsa diğer iş arkadaşları gibi işten ayrılabileceğini, gerekli tazminatların kendisine ödenmesini söylediğini, fakat işyeri yetkilisinin bunu kabul etmediğini, daha sonra 03.09.2014 tarihinde işveren vekili tarafından çekilen ihtar ile kendisinin işyerinde kavga ettiği, işe sürekli geç geldiği ve çalışma ortamında huzursuzluk çıkardığı bahanesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, ihtardaki tüm ithamların davacı tarafından reddedildiğini, dinî bayramlar hariç resmî bayramlarda çalıştığını, ayrıca 7 günlük yıllık izin hakkının da kullandırılmadığını, Ağustos 2014 ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ağustos ayı ücreti, fazla çalışma ücreti ve resmî tatil ücreti toplamlarının ilgili ay bordrolarıyla uyumlu olarak davacının ücret hesabına yatırıldığını, kullanılmamış yıllık ücretli izin karşılığının 02.10.2014 tarihinde ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin işyerinde çalışan diğer işçilere sataşması, hakarette bulunması, kavga etmesi gibi sebeplerden ötürü haklı nedenle derhal feshedildiğini, davacıya işyerinde elden tebliğ edilmek istenen fesih bildiriminin yazılı tebliğden imtina etmesi nedeniyle 03.09.2014 tarihinde noter vasıtasıyla tebliğ edilmek durumunda kalındığını, davacının sürekli olarak işe geç geldiğini, işverene pek çok defa "benim 15 yıl 3600 gün primim var, tazminatımı alır giderim." diye işi bırakma tehdidinde bulunduğunu, işyerinin orta yerinde "benden başka çalışan yok, en az 2.000,00 TL ücret istiyorum." gibi agresif ve çalışma ortamını gerici çıkışlarda bulunduğunu, davacının 27.08.2014 tarihinde işyeri çalışanlarından G.Ö.'ye e-posta ile "terbiyesiz" şeklinde hakaret etmesi ve ardından aynı çalışanla işyerindeki çalışma, düzen, saygı ve hoşgörü ortamını temelinden yıkan büyük bir tartışma yaşaması, Şirkette işe yeni başlayacak olan T.U'nun kavgayı ayırmak isteyen yapıcı tavırlarına karşılık "sen de kim oluyorsun git başımdan" gibi hareketlerde bulunmasının bardağı taşıran son damla olduğunu, G.Ö.'nün şikayeti üzerine Şirket yönetimince alınan karar gereği iş sözleşmesinin 03.09.2014 tarihinde süresi içinde haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Antalya 3. İş Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli ve 2014/668 Esas, 2016/326 Karar sayılı kararı ile; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı işverence ispat edilemediği, diğer alacakların ise işverence ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarihli ve 2017/17025 Esas, 2020/13052 Karar sayılı kararıyla; fesih yönünden davalı tanıkları M. ile feshe esas olayın tarafı olduğu iddia edilen G. dinlenmeden davalının savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması hatalı olduğu, fazla çalışma alacağı yönünden imzasız bordrolarda tanık beyanlarına göre hesaplama yapılıp ödenenin mahsubu yerine talebin tamamen reddinin ve yıllık izin ücreti dava açıldıktan sonra ödendiğinden yıllık izin alacağı hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulup bu alacak miktarının dava kabul oranına katılması gerekirken talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak tanıklar dinlenilip davacının 25.08.2014 tarihinde çalışma arkadaşı olan G.Ö. (Irmak) ile tartışarak hakaret ettiği, 27.08.2014 tarihinde ise bu sefer işyeri çalışma arkadaşlarının da dâhil olduğu bir e-postada G.Ö. (Irmak)'a hitaben "…yazdığınız terbiyesizliktir" şeklinde yazı gönderdiği, davacının bu eylemlerinin G.Ö. (Irmak) tarafından tutanak altına alınıp 27.08.2014 tarihinde işverene bildirildiği, işveren tarafından 03.09.2014 tarihli fesih bildirimi ile iş sözleşmesinin feshedildiği, davacının feshe konu eylemlerinin işverenin başka işçisine sataşması niteliğinde olduğu, işverene 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendine göre haklı fesih imkânı tanıdığı, bu kapsamda davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanamadığı gerekçesiyle bu taleplerin reddine karar verilip fazla çalışma alacağı yönünden talebin kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; "yazdığınız terbiyesizliktir." ibaresinin kaba ve nezaket dışı davranış olarak nitelenebileceğini, hakaret olarak kabul edilemeyeceğini, hangi yazıya karşılık yazıldığının araştırılmadığını, davacının aynı işyerinde 1 yıl sonra yeniden başladığını, haklı nedenle işten çıkartılan bir kişinin durum gerçek olsa yeniden işe başlatılmayacağını, önce müvekkilinin iş sözleşmesini feshettiğini, davalının ihtarının daha sonra olduğunu, fazla çalışmaların ödenmemesinin de haklı fesih nedeni olduğunu, ücret alacağının da dava açıldıktan sonra 16.09.2014 tarihinde ödendiği hâlde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, ücret alacağının dava açıldıktan sonra ödenip ödenmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı Kanun'un "İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı" kenar başlıklı 25 inci maddesinin ilgili bölümleri şu şekildedir:
"Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
3. 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi, 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi ile 32 nci maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesinin atfı ile uygulanan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin aşağıdaki (2) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece davacının 25.08.2014 tarihinde çalışma arkadaşı olan G.Ö. (Irmak) ile tartışarak hakaret ettiği, 27.08.2014 tarihinde ise bu sefer işyeri çalışma arkadaşlarının da dâhil olduğu bir e-postada G.Ö. (Irmak)'a hitaben "…yazdığınız terbiyesizliktir" şeklinde yazı gönderdiği, davacının bu eylemleri sebebiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından 03.09.2014 tarihinde feshedildiği, davacının feshe konu eylemlerinin işverenin başka işçisine sataşması niteliğinde olduğu ve feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak haklı feshe konu edilen e-postada kullanılan "…yazdığınız terbiyesizliktir" ibaresinin işverenin başka işçisine sataşma olarak nitelendirilmesi hatalıdır. Bu ibare ancak kaba hitap olarak kabul edilebilir; haklı fesih nedeni olarak kabul edilemez. Davacının haklı fesih nedeni oluşturan başka bir davranışı olduğu ispat edilmemiştir. İşverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispat edilemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulü yerine reddi isabetsiz olmuştur.
3. Davacının ücret alacağı da dava açıldıktan sonra ödendiği hâlde önceki hükmü davalı temyiz ettiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.