KESİNLEŞEN İŞE İADE DAVASININ MALİ SONUÇLARI

SAYILAR

Esas No : 2022/2141
Karar No : 2024/1831
Tarihi : 19/09/2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/17-21
Yargı Yeri: T.C. BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

 

 

KESİNLEŞEN İŞE İADE DAVASININ MALİ SONUÇLARI
İŞE İADE DAVASI SÜRERKEN İŞÇİNİN BİR BAŞKA İŞYERİNDE ÇALIŞMIŞ OLMASININ BOŞTA GEÇEN SÜRE ÜCRETİNE HÜKMEDİL-MESİNE ENGEL OLMADIĞI

Main No.
Decision No.
Date:

Tam Metin

ÖZETİ işçi boşta geçen sürede başka işyerinde çalışıyor olmasına rağmen işverene başvuruda bulunur ve işe başlatılmazsa, başka bir işyerinde çalışması ücret ve haklarını talep etmesini engellemez. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21/1 maddesine göre, feshin geçersizliğine karar verilmesi halinde işçinin başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmadığı takdirde iççiye en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da, kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların ödeneceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi gerek işe başlatmama tazminatının belirlenmesi ve gerekse boşta geçen süre ücret ve diğer hakların ödenmesi, işe başlatmama ve başvuru şartlarına bağlanmıştır. İşçinin yargılama sırasında ya da boşta geçen süre içerisinde başka bir işyerinde çalışması, bu tazminat ve boşta geçen süre ücret alacağını hiçbir şekilde etkilememektedir . Bir başka anlatımla işçinin boşta geçen süre içinde işe başlaması, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin daha az miktarda belirlenmesini gerektirmez. Anılan madde de bu yönde bir düzenlemeye yer verilmediğinden, davacı aleyhine yazılı şekilde, işe başlatmama tazminatının yasal sınırların altında 3 ay olarak belirlenmesi ile boşta geçen süre 4 aydan fazla olduğundan, düzenleme gibi 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesi gerektiğine karar verilmesi gerekirken, 3 ay ile sınırlanması hatalı bulunmuştur” (Yargıtay 9. H.D. 22.01.2007, Esas: 2006/27673, Karar: 2007/117, SİMP, erişim tarihi: 21.10.2012); Mollamahmutoğlu/Astarlı, s. 958-959; Süzek, s. 661-662.)
Davalı taraf davacının boşta olduğu sürede başka yerde çalıştığı itirazında bulunmuş ise de; söz konusu talebin bu davada tartışılması ihtimalinin bulunmadığı işsizlik ödeneği alması halinde bir kimsenin gelir getirici bir işte çalışma halinde (md. 52/b). ödeneği kesilecek ve alınanların Türkiye İş Kurumuna iadesi gerekecektir. Davacının işveren feshinden sonra boşta geçen süre içinde başka bir işveren nezdinde çalışmış ve bu işten gelir elde etmiş olması ya da işsizlik ödeneğinden yararlanmış olması işverenin 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile ilgili yükümlülüğünü haleldar etmez. Bu durumda, boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesine karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosyanın Dairemize geldiği görülmüş olup dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde;
Davacı iddiası: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 31.12.2015-30.11.2017 tarihleri arasında asıl işveren Bakanlığa bağlı Müdürlükte diğer davalı sigortalısı olarak güvenlik işinde çalıştığını, işveren feshine karşı Bursa 8. İş Mahkemesi 2017/565E. 2019/573K. sayılı ilam ile açılan davanın kabul edildiğini, Bursa BAM 3. Hukuk Dairesinin 2019/5209E. ve 2020/2043K. sayılı ilamıyla 4 aylık boşta geçen süre ve 4 aylık işe başlatmama tazminatının parasal olarak değil de ay bazında belirlenmesi gerektiği yönünde karar verdiğini, bu kararın 18.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, aynı gün ihtarname keşide ettiklerini, ihtarnamenin 22.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, hiçbir cevap verilmediğini, müvekkilin fesih anında 2.221,88TL maaş, günlük 6,99TL yol ve günlük 12,59 yemek sosyal hakkı bulunduğunu beyanla davacının kıdem tazminatı, boşta geçen süre ücreti, iş güvencesi tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep ederek dava açmıştır.
Davalı savunması: Davalı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı ile aralarında asıl/alt işverenlik ilişkisinin bulunmadığını, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır. Bu nedenle davalının HMK 128. maddesi uyarınca davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr ettiği kabul edilmiştir.
Mahkemece:”Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işçi alacağı ve tazminat davasının kabulüne, 11.695,00-TL brüt kıdem tazminatı alacağın, akdin fesih tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2.087,00-TL brüt yıllık izin ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 17.887,00-TL brüt iş güvencesi tazminatı alacağının temerrüt tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 10.924,00-TL brüt boşta geçen süre ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Yasal kesintilerin infaz aşamasında değerlendirilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davalı İstinaf sebepleri: Davalı Bakanlık vekili istinaf dilekçesinde özetle, husumet itirazları dikkate alınmadığını, davanın , zamanaşımına uğradığını, davalı kurum harçtan muaf olmasına rağmen harç yükletildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekçe: 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi tarafından işverene karşı feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davası açılmış ve işveren feshinin geçerli bir nedene dayanmadığı mahkemece saptanmıştır.
1-Davalı tarafça zamanaşımı itirazı bulunulmuş ise de, hukuki fesih tarihi ile dava ve ıslah tarihi dikkate alındığında 6098 sayılı yasa ve 7036 sayılı yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde hüküm altına alınan işçilik alacakları ile ilgili zamanaşımına uğrayan herhangi bir alacak kaleminin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
2-Davalı tarafça davacının iş akdinin 30/11/2017 tarihinde feshedilmesi üzerine davacının işe iade davası açtığı, Bursa 8. İş Mahkemesinin 2017/565E. 2019/573 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davacının işe iadesine, işe başlatmama halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının 4 aylık ücret olarak belirlenmesine ve ayrıca 4 aya kadar olan ücretinin ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin tespitine karar verildiği, Dairemizin 18.12.2020 tarihli 2019/5209 -2020/2343 E- K sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesinin feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine ilişkin kararı benimsenerek hüküm dava tarihi itibariyle işe iadenin mali sonuçlarının rakamsal olarak belirlenemeyeceği gerekçesiyle kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur.
Davacının kesinleşme şerhli karar ile davalı alt işverene süresi içinde, 22.01.2021 tarihinde işe iade için başvurduğu işverence davacının yasal süresi içerisinde davacıyı işe başlatmadığı, işe başlatmama tarihinin işe davet için öngörülen 1 aylık sürenin bittiği 22.02.2021 tarihi olduğu kabul edilmiştir.
3-Kesinleşen karar ile taraflar arasındaki ilişki ile davalının sorumluluğu (feshin haklı olmadığı) kesin hükme bağlanmıştır. Kesin hüküm karşısında davalı tarafın davanın esasına ve sorumlu tutulamayacaklarına yönelik istinaf nedenleri yerinde değildir.
4-Kesinleşen işe iade kararının sonuçları olarak davalı işçinin boşta geçen dört aylık süreye ait ücreti ödenmelidir. Yargıtay boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer hakların ödenmesi açısından işçinin yargılama devam ederken başka bir işyerinde çalışıyor olması durumunu, işçinin eski işine başlamak için başvuruda bulunmasına rağmen işe başlatılıp başlatılmaması durumlarına göre iki şekilde çözüme kavuşturmuştur. Buna göre, işçi başvuruda bulunmasına rağmen başka bir yerde çalıştığı için davet edildiği işe başlamazsa boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara ilişkin talepte bulunamaz .Fakat işçi boşta geçen sürede başka işyerinde çalışıyor olmasına rağmen işverene başvuruda bulunur ve işe başlatılmazsa, başka bir işyerinde çalışması ücret ve haklarını talep etmesini engellemez. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21/1 maddesine göre, feshin geçersizliğine karar verilmesi halinde işçinin başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmadığı takdirde iççiye en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da, kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların ödeneceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi gerek işe başlatmama tazminatının belirlenmesi ve gerekse boşta geçen süre ücret ve diğer hakların ödenmesi, işe başlatmama ve başvuru şartlarına bağlanmıştır. İşçinin yargılama sırasında ya da boşta geçen süre içerisinde başka bir işyerinde çalışması, bu tazminat ve boşta geçen süre ücret alacağını hiçbir şekilde etkilememektedir . Bir başka anlatımla işçinin boşta geçen süre içinde işe başlaması, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin daha az miktarda belirlenmesini gerektirmez. Anılan madde de bu yönde bir düzenlemeye yer verilmediğinden, davacı aleyhine yazılı şekilde, işe başlatmama tazminatının yasal sınırların altında 3 ay olarak belirlenmesi ile boşta geçen süre 4 aydan fazla olduğundan, düzenleme gibi 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesi gerektiğine karar verilmesi gerekirken, 3 ay ile sınırlanması hatalı bulunmuştur” (Yargıtay 9. H.D. 22.01.2007, Esas: 2006/27673, Karar: 2007/117, SİMP, erişim tarihi: 21.10.2012); Mollamahmutoğlu/Astarlı, s. 958-959; Süzek, s. 661-662.)
Yine, Yargıtay kararları çerçevesinde, kıdem ve ihbar tazminatı ve yıllık izin sürelerinin hesabında göz önüne alınacak süre, işçinin çalıştırılmadığı sürenin tamamı değil, sadece kararın kesinleşmesine kadar geçen en çok 4 aylık ücrete tabi sürenin dikkate alınması gerekmektedir.
Yargıtayın kararlılık kazanmış uygulamasına göre boşta geçen süre ücret ve diğer hakları işçi adeta çalışıyormuş gibi değerlendirilmektedir. (Yargıtay 9.HD. 04/04/2013 gün, 2011/2994 Esas, 2013/11077 Karar) Dört aya kadar boşta geçen süre işçinin tazminata ve yıllık izne esas hizmet süresine de eklenmektedir. İşçinin işe iade sonrası isteklerinden olan dört aya kadar boşta geçen süreye dair ücret ve diğer hakları işçinin çalışması karşılığı olmayıp yasa gereği hak kazanılmış olsa da çalışma karşılığı gibi sonuçları ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla işçinin boşta geçen en çok dört aya kadar süre için de işsiz kaldığından söz edilemez.
Davalı taraf davacının boşta olduğu sürede başka yerde çalıştığı itirazında bulunmuş isede; söz konusu talebin bu davada tartışılması ihtimalinin bulunmadığı işsizlik ödeneği alması halinde bir kimsenin gelir getirici bir işte çalışma halinde (md. 52/b). ödeneği kesilecek ve alınanların Türkiye İş Kurumuna iadesi gerekecektir. Davacının işveren feshinden sonra boşta geçen süre içinde başka bir işveren nezdinde çalışmış ve bu işten gelir elde etmiş olması ya da işsizlik ödeneğinden yararlanmış olması işverenin 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile ilgili yükümlülüğünü haleldar etmez. Bu durumda, boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesine karar verilmesi gerekir.
5-Kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede; davalı bakanlık harçtan muaf olup buna rağmen davalı bakanlıktan doğrudan bakiye karar harcının tahsiline, harçların yargılama giderlerine dahil edilerek dolaylı harç tahsiline karar verilmesi harçlar yasasına aykırı olmuştur. Karar bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun Kabulü ile, Bursa 14. İş Mahkemesi’nin 2021/104 – 2022/142 E-K sayılı ilamının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile,
a)11.695,00-TL brüt kıdem tazminatı alacağın, akdin fesih tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)2.087,00-TL brüt yıllık izin ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c)17.887,00-TL brüt iş güvencesi tazminatı alacağının temerrüt tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ç)10.924,00-TL brüt boşta geçen süre ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 22.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Yasal kesintilerin infaz aşamasında değerlendirilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na dayanarak çıkartılan 2022 yılı Harçlar Tarifesi’ne göre tespit olunan 2.909,52 TL’den başlangıçta alınan 727,39TL peşin harcın mahsubu ile kalan: 2.182,13 TL harcın Bakanlık harçtan muaf olduğundan diğer davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, (Davalı şirket hakkında harç tahsil müzekkeresi yazılmakla mükerrer harç tahsil müzekkeresi yazımına yer olmadığına)
4-Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir ve tayin olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 59.30 TL başvuru harcı, 87.10 TL peşin harç, 640,29 TL ıslah harcının toplamı olan 786,69 TL’nin Bakanlık harçtan muaf olduğundan davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 775.20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Artakalan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesi mucibince taraflara iadesine,
9-Davacı başvurusuna istinaden arabulucu için suç üstü ödeneğinden ödenen 680,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, (mükerrer harç tahsil müzekkeresi yazımına yer olmadığına)
10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara ya da taraf vekillerine iadesine,
11-Harç tahsil ve kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, OY BİRLİĞİ ile karar verildi.19/09/2024