KIDEM TAZMİNATI HESABINDA PRİMLERİNDE DİKKATE ALINMASININ GEREKMESİ

SAYILAR

Esas No : 2012/14200
Karar No : 2013/3291
Tarihi : 19.02.2013
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/59
Yargı Yeri: YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • KIDEM TAZMİNATI HESABINDA PRİMLERİNDE DİKKATE ALINMASININ GEREKMESİ • KULLANILMAYAN YILLIK İZİNLERİN FESİHLE ÜCRETE DÖNÜŞECEĞİ • SON ÜCRET ÜZERİNDEN YILLIK İZİNLERİN HESAPLANMASININ GEREKMESİ

Tam Metin

           

YARGITAY
22.HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2012/14200
2013/3291
19.02.2013
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/59
   

  • KIDEM TAZMİNATI HESABINDA PRİMLERİNDE DİKKATE ALINMASININ GEREKMESİ
  • KULLANILMAYAN YILLIK İZİNLERİN FESİHLE ÜCRETE DÖNÜŞECEĞİ
  • SON ÜCRET ÜZERİNDEN YILLIK İZİNLERİN HESAPLANMASININ GEREKMESİ
  •  
  ÖZETİ Davacıya  aylık  sabit ücreti  dışında, prim  ödemesi yapıldığı  dosya  içerisine  ibraz  edilen  bordro örnekleri ve  tanık  beyanları ile sabittir. Hükme  esas  alınan  bilirkişi  raporunda,  tanık  beyanları  doğrultusunda davacının aylık ortalama 1.500,00 TL prim  aldığı kabul  edilerek, giydirilmiş  brüt  ücret miktarı  belirlenmiş  ise de; dosya   içerisine  ibraz  edilen  ücret  bordrolarına  göre davacıya  son  bir  yıllık  çalışma  dönemi  içerisinde  ödenen   toplam  prim  miktarının  ortalaması  alınmak  sureti  ile  davacının   hak  kazandığı  aylık   prim  miktarı tespit  edilmeli  ve davacının  hak  kazandığı   aylık  giydirilmiş  brüt  ücreti de  bu  doğrultuda  hesaplanmalıdır
4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır
 
 
             

DAVA                                   :Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, izin ücreti ve prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                                   Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi F. Benli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
            Davacı, davalıya ait işyerinde 10.09.2002-30.06.2010 tarihleri arasında poliçe satış  elemanı  olarak  çalıştığını, iş sözleşmesini  emeklilik  nedeni  ile  feshettiğini, son  olarak aylık  net  1.000,00  TL  ücret   aldığını  ve  ortalama   aylık  1.500,00  TL  prim  alacağına hak  kazandığını ileri sürerek,   kıdem  tazminatı ile bir  kısım  işçilik  alacaklarının  tahsilini  istemiştir.
            Davalı, davacının  poliçe satışlarındaki düşüş üzerine 2010 yılı hesaplarında inceleme  başlatıldığını bunun  üzerine  davacının   iş sözleşmesini  feshettiğini, emeklilik  nedeni ile  iş sözleşmesini  sonlandırdığına   ilişkin   iddiasının  gerçeğe  uygun  olmadığını,  işyerinde  prim ödemesi yönünde bir uygulama bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
            Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu, işyerinde  prim  uygulaması bulunduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın  kısmen kabulüne karar verilmiştir.
            Kararı davacı  ve davalı  taraflar temyiz etmiştir.
            1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların  aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
            2-Davalının  temyiz  itirazları  yönünden;
            a-Kıdem  tazminatının belirlenmesinde   hesaplamaya  esas  alınan  ücret  miktarı hususunda  uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacıya  aylık  sabit ücreti  dışında, prim  ödemesi yapıldığı  dosya  içerisine  ibraz  edilen  bordro örnekleri ve  tanık  beyanları ile sabittir. Hükme  esas  alınan  bilirkişi  raporunda,  tanık  beyanları  doğrultusunda davacının aylık ortalama 1.500,00 TL prim  aldığı kabul  edilerek, giydirilmiş  brüt  ücret miktarı  belirlenmiş  ise de; dosya   içerisine  ibraz  edilen  ücret  bordrolarına  göre davacıya  son  bir  yıllık  çalışma  dönemi  içerisinde  ödenen   toplam  prim  miktarının  ortalaması  alınmak  sureti  ile  davacının   hak  kazandığı  aylık   prim  miktarı tespit  edilmeli  ve davacının  hak  kazandığı   aylık  giydirilmiş  brüt  ücreti de  bu  doğrultuda  hesaplanmalıdır.
            b-Taraflar arasında ki  diğer bir uyuşmazlık noktası, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususundadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
            Somut olayda, davacı tüm  çalışma  süresinde    işveren  tarafından  kullandırılmayan  yıllık izin süresinin onbir hafta olduğunu belirtilmiştir. Davacının bu beyanı dikkate alınmaksızın, davacının  hak  kazandığı yıllık  izin ücretinin  toplam  yüzyedi gün üzerinden  hesaplanması   hatalı   olup, kararın  bu  nedenle  bozulması  gerekmiştir.
            3-Davacının  temyiz  itirazları  yönünden   ise, mahkemece kıdem tazminatına  esas aylık giydirilmiş ücretin belirlenmesinde, satış bedeli üzerinden prim ödenmesi yönünde işyeri uygulaması bulunduğu kabul edilmesine rağmen,  davacının prim  alacağı isteminin hesaplama  yapılmadığı  gerekçesi  ile  reddine  karar  verilmesi   hatalıdır.
            Davalı  işveren tarafından, dosya  içerisine  son dört aylık  çalışma  dönemine   ilişkin  poliçe bedelleri toplamı ve acente komisyon giderlerinin bildirildiği görülmektedir. İşyerindeki  prim  uygulamasına  ilişkin olarak  tanıkların beyanları  yeniden  ayırıntılı şekilde  tespit edilmeli  ve tespit edilen  esaslara göre ilgili  kayıtlar davalı  işverenden  celp edilerek  sonucuna göre  hüküm  kurulmalıdır. Eksik incelemeye  dayalı  karar  verilmesi isabetsizdir.
            SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.02.2013  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.