KIDEM TAZMİNATINA ESAS SÜRENİN HESABI

SAYILAR

Esas No : 2021/8663
Karar No : 2021/15273
Tarihi : 02.11.2021
İlgili Kanun/Madde : 1475 S. İşK/14
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : lKIDEM TAZMİNATINA ESAS SÜRENİN HESABINDA İŞÇİNİN AYNI İŞVERENE AİT BİR VEYA DEĞİŞİK İŞYERLERİNDEKİ KIDEM SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLECEĞİ lKIDEM SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ İÇİN HER DÖNEMİN KIDEM TAZMİNATINI HAK EDECEK ŞEKİLDE SONA ERMİŞ OLMASININ GEREKTİĞİ lKIDEM TAZMİNATI ÖDENEREK TASFİYE EDİLEN SÜRENİN KIDEM TAZMİNATI HESABINDA DİKKATE ALINMAYACAĞI lTASFİYE EDİLEN DÖNEMDE EKSİK ÖDENEN KIDEM TAZMİNATI BULUNMASI HALİNDE TASFİYE EDİLDİĞİ TARİHTEKİ ÜCRETE GÖRE FARK KIDEM TAZMİNATININ HESAPLANACAĞI KIDEM SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLEMEYECEĞİ lYABANCI PARAYLA TALEP EDİLEN ALACAKLARA UYGULANACAK FAİZİN ABD DOLARI ÜZERİNDEN DEVLET BANKALARINCA BİR YILLIK MEVDUATA UYGULANAN FAİZ OLACAĞI

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
1475 S. İşK/14

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2021/8663
Karar No. 2021/15273
Tarihi: 02.11.2021

lKIDEM TAZMİNATINA ESAS SÜRENİN HESABINDA İŞÇİNİN AYNI İŞVERENE AİT BİR VEYA DEĞİŞİK İŞYERLERİNDEKİ KIDEM SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLECEĞİ
lKIDEM SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ İÇİN HER DÖNEMİN KIDEM TAZMİNATINI HAK EDECEK ŞEKİLDE SONA ERMİŞ OLMASININ GEREKTİĞİ
lKIDEM TAZMİNATI ÖDENEREK TASFİYE EDİLEN SÜRENİN KIDEM TAZMİNATI HESABINDA DİKKATE ALINMAYACAĞI
lTASFİYE EDİLEN DÖNEMDE EKSİK ÖDENEN KIDEM TAZMİNATI BULUNMASI HALİNDE TASFİYE EDİLDİĞİ TARİHTEKİ ÜCRETE GÖRE FARK KIDEM TAZMİNATININ HESAPLANACAĞI KIDEM SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLEMEYECEĞİ
lYABANCI PARAYLA TALEP EDİLEN ALACAKLARA UYGULANACAK FAİZİN ABD DOLARI ÜZERİNDEN DEVLET BANKALARINCA BİR YILLIK MEVDUATA UYGULANAN FAİZ OLACAĞI

ÖZETİ: 1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, tasfiye edilen dönem için yapılan ödemelerin yasal hakların altında kaldığının anlaşılması halinde yine tasfiye esası benimsenmekle birlikte, zamanaşımı def’inden etkilenmemesi halinde ilgili döneme ilişkin fark alacak, ait olduğu dönem ücretine göre belirlenmelidir.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu alacakların yabancı parayla tahsili talep edildiğinden söz konusu alacaklara 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, "Devlet bankalarınca ABD Doları üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize" hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi ve davalı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02/11/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat … ile karşı taraf adına vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalının Kazakistan’daki işyerinde çalıştığını, ambar şefi olduğunu, net 2.250,00 USD maaşla çalıştığını,davacının 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla mesai ücretinin hiç ödenmediğini, tüm hafta tatili günlerinde çalıştığını, dini bayramların ilk günü dışında tüm genel tatil günlerinde çalıştığını ancak karşılığının hiç ödenmediğini, iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ve kısmen tazminat ödendiğini belirterek bakiye kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının Kazakistan’daki işyerinde ambarcı olarak çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin 23.08.2014 tarihli istifa dilekçesi ile sağlık sorunları nedeniyle sonlandığını, vize yenilemelerinde sağlık raporu istenildiğini ve davacının HIV virüsü taşıdığının tespit edildiğini, dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi hakkının da doğmuş olduğunu,istifa ederek ayrıldığından kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını, davacının 31.12.2012 tarihinde emeklilik nedeniyle ayrıldığını ve kıdem tazminatının ödendiğini, çalışma şekline ilişkin iddialarının kabul edilmediğini, hak ettiği tüm işçilik alacaklarının kendisine ödenmiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ilk dönem çalışmasının tasfiye edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, tasfiye edilen dönem için yapılan ödemelerin yasal hakların altında kaldığının anlaşılması halinde yine tasfiye esası benimsenmekle birlikte, zamanaşımı def’inden etkilenmemesi halinde ilgili döneme ilişkin fark alacak, ait olduğu dönem ücretine göre belirlenmelidir.
Somut olayda, davacı davalı işyerinde 12.05.2007 – 31.12.2012 ve 01.01.2013 – 24.08.2014 tarihleri arasında iki dönem halinde çalıştığı, ilk dönem çalışmasının 31.12.2012 tarihinde emeklilik nedeni ile sonlandığı ve davacıya kıdem tazminatının ödendiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışmasına aralık vermeden devam ettiği gerekçesi ile ilk dönem çalışması tasfiye edilmeksizin ödenen miktarın mahsubu ile hesaplamalar yapılmıştır.
Davacının ilk dönem çalışması bakımından 31.12.2012 tarihinde işten emeklilik nedeniyle ayrıldığı, davacıya kıdem tazminatının ödendiğini, buna göre davacının ilk dönem çalışmasının kıdem tazminatı ödenerek tasfiye edildiğinin kabulü ile sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağı 3095 sayılı Kanunun 4/a – (Ek madde: 14/11/1990 – 3678/30 md.) maddesinde düzenlenmiş olup, burada “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” kuralına yer verilmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu alacakların yabancı parayla tahsili talep edildiğinden söz konusu alacaklara 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, "Devlet bankalarınca ABD Doları üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize" hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı tarafa, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.