KIZ ÇOCUĞUNA YETİM AYLIĞI BAĞLANMASI

SAYILAR

Esas No : 2024/1336
Karar No : 2024/3994
Tarihi : 17.04.2024
İlgili Kanun/Madde : 506 S. SSK/68
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • KIZ ÇOCUĞUNA YETİM AYLIĞI BAĞLANMASI
  • KENDİ ÇALIŞMALARINDAN DOLAYI GELİR VE AYLIK ALAN KIZ ÇOCUKLARININ YETİM AYLIĞININ KESİLECEĞİ
  • ZORUNLU SİGORTALILIĞA BAĞLI GELİR VEYA AYLIK ALMANIN KENDİ ÇALIŞMASI OLARAK KABUL EDİLECEĞİ
  • İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILIĞIN TEK BAŞINA KENDİ ÇALIŞMASINDAN DOLAYI GELİR VEYA AYLIK ALMAK OLARAK KABUL EDİLEMEYECEĞİ

Tam Metin

ÖZETİ: 506 sayılı Kanun’a 02.07.2005 tarih, 5386 sayılı Kanun’un 2 nci maddesiyle eklenen Geçici 91 inci madde ise “06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz.” hükmünü getirmiştir. Bu düzenleme de 506 sayılı Kanun’un 68/VI maddesinin 4958 sayılı Kanun ile değiştirilen haline göre farklı düzenleme getirerek “kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları” halini aylık kesme nedeni olarak öngörmüş; Geçici 91 inci maddenin altı ve yedinci fıkrasında ise “Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrası gereğince, aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık veya gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olmaları gereken şartları, ilk kez veya yeniden 06.08.2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usûllerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır.” kuralı yer almaktadır.

Davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına esas alınan sigortalılık süresi zorunlu sigortalılık ile isteğe bağı sigortalılık süresinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu durumun kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alma koşulu yönünden değerlendirmesi yapıldığında; isteğe bağlı sigortalılık için gerekli tescil koşulunu oluşturan zorunlu sigortalılık hali ile isteğe bağlı sigortalılığın tek başına aylık bağlanmasına yeterli olduğu ve zorunlu sigortalılık süresinin dışlanmasının aylık veya gelir bağlanması koşulları üzerinde etkili olmadığı durumlar dışında, aylık veya gelirin bağlanmasında zorunlu sigortalılık süresinin gözetilmiş olması hali, kendi çalışması nedeniyle gelir veya aylık alma hali olarak değerlendirilmelidir.

Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, tek başına isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin yaşlılık aylığı almaya yeterli olup olmadığı 506 sayılı Kanun’un Geçici 81 inci maddesinin(C) bendi de dahil olmak üzere değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

 

Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali ve ölüm aylığı bağlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Barış Kılıç tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 4-a’ya tabi olarak 2203781740 tahsis numarası ile yaşlılık aylığı almakta iken 12.08.1982 tarihinde vefat eden 5706747 sigorta sicil numaralı babası üzerinden yetim aylığı bağlanması talebi ile 25.06.2020 tarihinde davalı Kuruma müracaat ettiğini ve Kurum tarafından talebinin reddedildiği, davacının babasının tabi olduğu kanun ile babasının vefat ettiği tarih esas alınmak suretiyle bu tarihteki ilgili mevzuat hükümleri uyarınca davacı müvekkiline babasından da yetim aylığı maaşı bağlanmadığı belirterek verilen kararın iptali ile davacı müvekkilinin vefat eden babası üzerinden de yetim aylığı almaya hak kazandığının tespitini talep ve dava etmiştir.

  1. CEVAP

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum tarafından yapılan işlemin yasa ve mevzuata uygun olduğunu, iptalini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı Abdulbaki Barutçu’nun kızı olduğunu, Abdulbaki Barutçu’nun 25.10.1976 tarihinde malulen SSK oluru ile emekli edildiğini, 12.08.1982 tarihinde ise vefat ettiğini, davacının 01.11.1982 tarihinden 01.12.2004 tarihine kadar değişen oranda babasından kalan yetim aylığından faydalandığını, bu zaman zarfında sadece Temmuz 1992 yılında zorunlu sigortalı olarak çalıştığını, bunun dışında sigortalı olarak çalıştığı dönem bulunmadığını, davacının isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödeyerek 10.12.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığını, halihazırda da bu aylığın ödemesinin devam ettiğini, davacının, babasından almaya hak kazandığı bu ölüm aylığının tarafına ödenmesini ilgili Kurumdan talep ettiğini, Kurumun kendisine hali hazırda yaşlılık aylığı verildiğini belirterek bu talebini reddettiğini, hükümde, kanunun lafzında geçen ‘kendi çalışması’ kavramı geniş yorumlanarak, isteğe bağlı sigorta primi ödenerek yaşlılık aylığı alınmasının, ölüm aylığı alınmasına engel olması kanaatine varılmasını kabul etmediklerini, kendi çalışması’ kavramının yoruma açık bir kavram olduğunu, anılan ibareye yüklenen anlama göre sonucun değişebileceğini, Yargıtayda da bu ibarenin yorumlanmasında tam olarak fikir birliği sağlanmadığını, zorunlu sigortalılık ve isteğe bağlı sigortalılık hallerinin ikisinin bir potada eritilmesinin; hak ve nefaset ilkelerine aykırı olacağını, davacının ciddi mağduriyetine sebebiyet vereceğini, davacı isteğe bağlı sigorta primlerini öderken, tek gelirinin babasından gelen ölüm/yetim aylığı olduğunu, davacının bu gelirinden tasarruf ederek primleri ödediğini, bunun sonucunda da yaşlılık aylığına hak kazandığını, ancak öngörülemez bir şekilde ölüm/yetim aylığını kaybettiğini, sosyal güvenliğin temel amacının, bireyleri karşılaşacağı sosyal risklere karşı korumak ve bu risklerle karşılaştıkları zaman etkilerini en aza indirmek olduğunu, davacının geleceğini güvence altına almak amacıyla hareket etmesi sonucu hak kaybına uğramasının sosyal adalet ilkesiyle bağdaşmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Somut olayda, davacının ölüm aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunduğu tarih itibariyle kendi çalışmalarından dolayı yaşlılık aylığı aldığı ortadadır. Dolayısıyla davacıya babasından ölüm aylığı bağlanması mümkün değildir. Bu nedenlerle Mahkemece verilen karar yerindedir. (aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/21-2133 Esas 2018/1888 Karar)”gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yaşlılık aylığı alan davacıya, babası üzerinden ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağına ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un 68 inci ve Geçici 91 inci maddesi.

  1. Değerlendirme

1.Dosya kapsamı incelendiğinde, 1982 yılından itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı alan davacının, 11.04.1977-30.09.1977 arası 506 sayılı Kanun kapsamında kendi çalışmalarından dolayı sigortalılığı ile 01.06.1991-25.11.2004 tarihleri arasında yine 506 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı bulunması sonucu 5025 gün üzerinden 01.12.2004 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması sonucu kendi çalışması nedeniyle yaşlılık aylığı aldığından bahisle ölüm aylığının kesildiği, ölüm aylığının tekrar bağlanması için 25.06.2020 tarihinde yapmış olduğu başvurunun reddedilmesi üzerine Kurum işleminin iptali istemli işbu davanın açıldığı, ölüm aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunduğu tarih itibariyle kendi çalışmalarından dolayı yaşlılık aylığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

2.506 sayılı Kanun’un 68/I-C-a maddesi aylık bağlanma koşulları yönünden “evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” aylık bağlanması olanağı öngörürken; aynı maddenin (VI) numaralı bendi, kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak “çalışma ve evlenme” halini kabul etmekteyken; 4958 sayılı Kanun’un 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 35 inci maddesiyle, söz konusu (VI) numaralı bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi eklenerek böylelikle “Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama” olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir.

3.506 sayılı Kanun’a 02.07.2005 tarih, 5386 sayılı Kanun’un 2 nci maddesiyle eklenen Geçici 91 inci madde ise “06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz.” hükmünü getirmiştir. Bu düzenleme de 506 sayılı Kanun’un 68/VI maddesinin 4958 sayılı Kanun ile değiştirilen haline göre farklı düzenleme getirerek “kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları” halini aylık kesme nedeni olarak öngörmüş; Geçici 91 inci maddenin altı ve yedinci fıkrasında ise “Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrası gereğince, aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık veya gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olmaları gereken şartları, ilk kez veya yeniden 06.08.2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usûllerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır.” kuralı yer almaktadır.

4.Davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına esas alınan sigortalılık süresi zorunlu sigortalılık ile isteğe bağı sigortalılık süresinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu durumun kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alma koşulu yönünden değerlendirmesi yapıldığında; isteğe bağlı sigortalılık için gerekli tescil koşulunu oluşturan zorunlu sigortalılık hali ile isteğe bağlı sigortalılığın tek başına aylık bağlanmasına yeterli olduğu ve zorunlu sigortalılık süresinin dışlanmasının aylık veya gelir bağlanması koşulları üzerinde etkili olmadığı durumlar dışında, aylık veya gelirin bağlanmasında zorunlu sigortalılık süresinin gözetilmiş olması hali, kendi çalışması nedeniyle gelir veya aylık alma hali olarak değerlendirilmelidir.

  1. Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, tek başına isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin yaşlılık aylığı almaya yeterli olup olmadığı506 sayılı Kanun’un Geçici 81 inci maddesinin(C) bendi de dahil olmak üzere değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
  2. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

  1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
  2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.