İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/17
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2007/22569
Karar No. 2008/20482
Tarihi: 15.07.2008
l KÖTÜ NİYET TAZMİNATI
ÖZETİ: 1475 sayılı İş Kanununda, "işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması" gibi sebepler kötü niyet halleri olarak örnekseme biçiminde sayıldığı halde 4857 sayılı İş Kanununda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması nedenine bağlı fesihler kötü niyete dayanmaktadır.
Tazminatın hesabı da 4857 sayılı İş Kanunu ile açıklığa kavuşturulmuştur. Kötü niyet tazminatı ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarı olarak belirlenmiş ve ayrıca ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği kurala bağlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunun 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötü niyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, ispat yükü kendisinde olan davacı işçi tarafından, yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde davalı işveren tarafından yapılan feshin, kötü niyetle yapıldığı ispat edilememiştir.
DAVA: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, yıllık izin ücreti,
İş Kanunu 17. maddesi uyarınca tazminat, hastaneye ödenen ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla,
dava dosyası için Tetkik Hâkimi İ.Polat tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
l) Davacı vekili tarafından hükmü temyiz ettiğine dair temyiz dilekçesi
verilmiş ise de, 21.02.2007 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçtiğini beyan etmiş olmakla temyiz istemini REDDİNE;
2) Davalının Temyizine gelince:
a) 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni
gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b) Kötü niyet tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığı noktası taraflar
arasında tartışmalıdır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde, fesih hakkı kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işverenin 17. madde uyarınca bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötü niyet tazminatı denilmektedir.
Kötü niyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı İş Kanunu önemli değişiklikler getirmiştir. Öncelikle 17. maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötü niyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı İş Kanununda, "işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması" gibi sebepler kötü niyet halleri olarak örnekseme biçiminde sayıldığı halde 4857 sayılı İş Kanununda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması nedenine bağlı fesihlerin kötü niyete dayanmaktadır.
Tazminatın hesabı da 4857 sayılı İş Kanunu ile açıklığa kavuşturulmuştur. Kötü niyet tazminatı ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarı olarak belirlenmiş ve ayrıca ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği kurala bağlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunun 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötü niyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, ispat yükü kendisinde olan davacı işçi tarafından yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde davalı işveren tarafından yapılan feshin kötü niyetle yapıldığı ispat edilememiştir. Her ne kadar davacı işçi tarafından 04.04.2005 tarihli dilekçe ile vizite kâğıdı verilmediği için SSK’ ya şikâyette bulunulmuş ise de, feshin bu şikâyet nedeni ile yapıldığı da davacı işçi tarafından ispat edilememiştir. Bu durumda kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm altına alınmış olması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.