MADDİ HATAYA DAYALI BOZMA

SAYILAR

Esas No : 2008/42231
Karar No : 2008/34239
Tarihi : 19.12.2008
İlgili Kanun/Madde : 4857 S.İşK/18-21 818 S.BK/161
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : l MADDİ HATAYA DAYALI BOZMA l MADDİ HATAYA DAYALI BOZMA KARARINA UYULMASININ USULÜ KAZANILMIŞ HAK OLUŞTURMAYACAĞI l TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİYLE BELERİLENEN İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI l TİS’DE BELİRLENEN İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATINDAN İNDİRİM YAPILIRKEN 4857 SAYILI YASANIN DİKKATE ALINMASININ GEREKMESİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/18-21
818 S.BK/161

TC
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2008/42231
Karar No. 2008/34239
Tarihi: 19.12.2008                                

l MADDİ HATAYA DAYALI BOZMA
l MADDİ HATAYA DAYALI BOZMA KARARINA UYULMASININ USULÜ KAZANILMIŞ HAK OLUŞTURMAYACAĞI
l TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİYLE BELERİLENEN İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI
l TİS’DE BELİRLENEN İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATINDAN İNDİRİM YAPILIRKEN 4857 SAYILI YASANIN DİKKATE ALINMASININ GEREKMESİ

ÖZETİ: Dairemizin anılan 04.10.2007 günlü bozma kararının maddi hataya dayandığı görülmekle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak 25.07.2008 gün ve 2008/2950-22064 sayılı karar ile; Dairemizin 04.10.2007 gün ve 2007/734-2965 sayılı bozma kararı maddi hataya dayandığından ortadan kaldırılmasına, ortadan kaldırılan bozma ilamına uyulmasının usuli kazanılmış hak oluşturmadığının kabulüne. Toplu İş Sözleşmesi, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce imzalanmıştır. 4857 Sayılı iş Kanunu'nun 18. maddesinden davacı yararlanamaz. Ancak davacı Toplu iş sözleşmesinde belirlenen iş güvencesinden koşulları mevcutsa yararlanabilir. Bu nedenle davacının Toplu İş Sözleşmesindeki iş güvencesi tazminatına ilişkin isteğinin kabulü yerindedir. Ancak iş güvencesi tazminatı cezai şart olup fahiş bulunmaktadır. Borçlar Kanunu 161/sona göre indirim yapılarak tazminat miktarı belirlenirken, 4857 Sayılı yasanın 21. maddesindeki alt ve üst sınır, davacının hizmet süresi yönünden göz önünde bulundurulmalıdır.

DAVA: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, ikramiye alacağı, akacak yardımı, giyecek yardımı, yıllık izin ücreti ile iş güvencesi tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş.Kırmaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, ikramiye, yakacak ve giyecek yardımı ile iş güvencesi tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.10.2007 gün ve 2007/734-29265 sayılı ilamı ile;
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Toplu İş Sözleşmesi, 4857 Sayılı iş Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce imzalanmıştır. 4857 Sayılı iş Kanunu'nun 18. maddesinden davacı yararlanamaz. Ancak davacı Toplu İş sözleşmesinde belirlenen iş güvencesinden koşulları mevcutsa yararlanabilir. Bu nedenle davacının Toplu İş Sözleşmesindeki iş güvencesi tazminatına ilişkin isteğinin kabulü yerindedir. Ancak iş güvencesi tazminatı cezai şart olup fahiş bulunmaktadır. Borçlar Kanunu 16l/sona göre indirim yapılarak tazminat miktarı belirlenirken, 4857 Sayılı yasanın 21. maddesindeki alt ve üst sınır, davacının hizmet süresi yönünden göz önünde bulundurulmalıdır. Bu husus nazara alındığında mahkemece yapılan indirim az olduğundan yasa hükmüne paralel bir indirim yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar verilerek dosya mahkemesine iade edilmiştir.
Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş bu karar ile ilgili olarak yapılan temyiz başvurusunda, davacı vekili dairemizin 04.10.2007 gün ve 2007/734-2965 sayılı bozma kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek, maddi hatanın giderilmesi isteğinde bulunmuştur.
Dairemiz kararında maddi hata yapıldığına dair dilekçede özetle, davacı temyizinin de olduğu ancak görülmediği belirtilmiştir.
Dosya ve eklerinin yeniden incelenmesinde; 07.12.2006 günlü mahkeme kararının 15.12.2006 tarihinde davacı tarafından temyiz edildiği ancak dairemizce söz konusu temyizin sehven nazara alınmadığı ve mahkeme kararının sadece davalı temyizi yönünden incelenerek bozulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece davacının maddi hata dilekçesine rağmen dosyanın dairemize gönderilmediği, bozmaya uyulmasına karar verilerek yeniden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Dairemizin anılan 04.10.2007 günlü bozma kararının maddi hataya dayandığı görülmekle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak 25.07.2008 gün ve 2008/2950-22064 sayılı karar ile;
Dairemizin 04.10.2007 gün ve 2007/734-2965 sayılı bozma kararı maddi hataya dayandığından ortadan kaldırılmasına, ortadan kaldırılan bozma ilamına uyulmasının usuli kazanılmış hak oluşturmadığının kabulüne.
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı tarafından davalı işverene ibraz edildiği anlaşılan 22.04.2004 tarihli dilekçesi ile bir kısım alacakların talep edildiği gözetilerek bu alacaklar yönünden işverenin temerrüde düştüğü kabul edilerek temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken dava tarihinden faize hükmedilmesi hatalıdır.
Davacının mevsimlik işçi olduğu kabul edilerek yıllık izin ücretinin reddedilmesi yerinde değildir. Mevsimlik iş niteliği itibariyle yılın belirli zamanlarında söz konusu olabilecek işler olup davacının çalışmalarının mevsimlik olarak kabul etme imkanı bulunmamaktadır. Bu sebeple yıllık izin ücretinin kabulü gerekirken reddedilmesi dosya içeriğine uygun değildir.
Toplu İş Sözleşmesi, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce imzalanmıştır. 4857 Sayılı iş Kanunu'nun 18. maddesinden davacı yararlanamaz. Ancak davacı Toplu iş sözleşmesinde belirlenen iş güvencesinden koşulları mevcutsa yararlanabilir. Bu nedenle davacının Toplu İş Sözleşmesindeki iş güvencesi tazminatına ilişkin isteğinin kabulü yerindedir. Ancak iş güvencesi tazminatı cezai şart olup fahiş bulunmaktadır. Borçlar Kanunu 161/sona göre indirim yapılarak tazminat miktarı belirlenirken, 4857 Sayılı yasanın 21. maddesindeki alt ve üst sınır, davacının hizmet süresi yönünden göz önünde bulundurulmalıdır. Bu husus nazara alındığında mahkemece yapılan indirim az olduğundan yasa hükmüne paralel bir indirim yapılmak üzere hükmün bozulması gerekeceği sonucuna varılmış ve yerel mahkeme kararı bozularak dosya mahkemesine iade edilmiştir.
Yerel mahkemece Dairemizin bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Yerel mahkemece, ilk kararda hükmedilen iş güvencesi tazminatı ile ilgili olarak %50 indirim yapılması Dairemizce hatalı görülmüş, ikinci kez verilen 11.12.2007 tarihli kararda %75 oranında indirim uygulanmış ve bu kararın 25.07.2008 tarihli Dairemiz kararı ile bozulması üzerine bu kez %90 oranında indirime gidilmiş ise de yerel mahkemenin 11.12.2007 tarihli kararında uygulanan indirim oranının az olduğunun kabulü mümkün değildir.
Mahkemece ilk verilen kararda uygulanan %50 indirimin az olduğu kabul edilerek Borçlar Kanunu 161/son md. göre indirim yapılarak tazminat miktarı belirlenirken, 4857 Sayılı yasanın 21. maddesindeki alt ve üst sınır, davacının hizmet süresi yönünden göz önünde bulundurulmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.