İlgili Kanun / Madde
5510 S. SGK. /58
T.C
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/11492
Karar No. 2022/15656
Tarihi: 08.12.2022
MALULLÜK SİGORTASINDAN YARARLANMAK İÇİN MALÜLİYETİN SİGORTALI ÇALIŞMAYA BAŞLADIKTAN SONRA DOĞMUŞ OLMASININ GEREKTİĞİ
ÖZETİ: Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalılar bu hastalık veya arızaları nedeni ile malûllük sigortası yardımlarından yararlanamazlar. Bu gibi sigortalılara malûllük sigortasından evvelce ödenmiş bulunan aylıklar geri alınır. Aynı yasanın 58. maddesi ''Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63'üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır.'' hükmünü içermektedir. Buna göre ilgili kurum işlemi ve davacının talebiyle ilgili, yukarıda belirtilen yasal prosedür işletilerek, elde edilecek sonuç uyarınca yapılacak değerlendirme sonrası varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
DAVA: Dava, davacının 506 sayılı Yasa kapsamında aldığı maluliyet aylığının, davalı işveren nezdinde çalışmamasına rağmen kuruma çalıştığı yönünde bildirilmesi üzerine kesilmesi ve yersiz ödemeden kaynaklı borç çıkarılmasına dair kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Serdar Erdoğan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili özetle, davacının 01.09.2000 tarihinde malulen emekli olduğunu, o tarihten bu yana hiçbir işte fiilen çalışmadığını, 05.09.2016 tarihinde Konak Sosyal Güvenlik Merkezinden kendisine tebliğ edilen yazı ile 23.11.2012-22.09.2016 tarihleri arasında yersiz ödenen tutarın borç kaydedildiğini ve ödenmesi için müracaat etmesi hususunun bildirildiğini, kendisine gelen bu yazı ile ortada bir karışıklık olduğunu düşünen müvekkilinin yaptığı araştırma sonucunda 03.11.2012 ile 14.11.2012 tarihleri arasındaki 12 gün Hüseyin Öztürk isimli kişinin işyerinde sigortalı olarak gösterildiğini öğrendiğini, müvekkilinin malulen emekli olduktan sonra ne bahsi geçen işyerinde ne de bir başka işyerinde kesinlikle çalışmadığını, müvekkilinin işe girmediği gibi fiilen çalışmasının da olmadığını, müvekkilinin 03.11.2012 ile 14.11.2012 tarihleri arasındaki 12 günlük sigortalılığının iptaline, kurumun 86644136-1030630/11626526 sayılı fazla/yersiz ödeme kararının iptali ile malulen emekliliğin yeniden tanınmasına ve devamına, Eylül 2016 tarihinden itibaren ödenmeyen emekli aylıklarının da ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı kurum davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Davacı ve davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum vekili verilen kararın hatalı olduğunu belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesi yollamasıyla 506 sayılı Yasa'nın 53. maddesine göre, A) 1- a) Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3'ünü yitirdiği, b) 34 üncü madde gereğince yapılan tedavi sonunda Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca düzenlenecek usulüne uygun rapor ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3'ünü yitirdiği, c) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını yitirdiği, Kurumca tespit edilen sigortalı malûllük sigortası bakımından malûl sayılır. 2- Meslek hastalığı sonucu, meslekte kazanma gücü azalma oranının tespiti Kurumun meslek hastalıkları hastanelerince yapılır. B ) Bu Kanun kapsamında ilk defa çalışmaya başladıkları tarihte mevcut hastalık veya arızası bulunanlar bu hastalık veya arızasının malûl sayılmayı gerektirecek düzeyde olmadığını Kurum veya Kurum dışındaki hastanelerden işe girmeden önce alınmış, usulüne uygun sağlık raporu ve dayanağı tıbbi belgelerle kanıtlamakla yükümlüdürler. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalılar bu hastalık veya arızaları nedeni ile malûllük sigortası yardımlarından yararlanamazlar. Bu gibi sigortalılara malûllük sigortasından evvelce ödenmiş bulunan aylıklar geri alınır. Aynı yasanın 58. maddesi ''Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63'üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır.'' hükmünü içermektedir. Buna göre ilgili kurum işlemi ve davacının talebiyle ilgili, yukarıda belirtilen yasal prosedür işletilerek, elde edilecek sonuç uyarınca yapılacak değerlendirme sonrası varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.